Her kültürün bir mekanı vardır; kültür zaman ve mekan içerisinde görünür olur. Hangi kültürden bahsedersek bahsedelim, zaman ve mekânsız kültür olmaz. Üçüncü dünya Savaşı’nın etkilerinin derinliğine yaşandığı günümüzde Nahak zihniyeti esas alan kapitalist modernist güçlerin demokratik topluma ait kültür değerlerinin yaşandığı mekanlara saldırdıkları görülmüştür. Aryenik kültürün bu kültüre ait komün değerlerin hala güçlü olarak yaşandığı mekanlardan birisi de Rojava’dır. Neolitiğe ait kültürel değerler Rojava’da akışkan haldedir.
Rojava, güneşin doğduğu yerin ismidir. Güneş Rojava’da doğar, yükselir, cümle cana nurunu eksik etmez. Güneş aynı zamanda adaleti, karanlığa karşı aydınlığı temsil eder. Nurunu cümle cana eşit pay eder; bu özelliğinden dolayı eşitlik, barış ve adaletin sembolüdür, tıpkı ateş gibi. Mezopotamya’da rıza toplumu süreklerinin çoğu güneşin doğuşuna niyaz olurlar. Özellikle kadınlar güneşe niyaz olmak için güneşten önce uyanırlar, sırtını güneşe dönmezler.
Rıza toplumu sürekleri, kadim dönemden günümüze kadar Rojava’da ikrarlı bir yaşamın gereği olarak barış içinde yaşadılar. Rojava’da kadimden günümüze kadar çok güçlü bir Aryenik damar, Hak Yol Alevi damarı vardır. Bu hakikatten dolayıdır ki, tarihin her döneminde baskılara uğramıştır. Bütün iktidarcı anlayışlar bu damara göre siyaset yaparak, birbirleri ile ilişki ve çelişki halini yaşamışlar. Bu ilişki ve çelişki hali devam etmektedir. Söz konusu Kürtler olunca Nahak zihniyetin tekçi ve tahammül edemeyen anlayışı sürekli devriye halindedir. Bölge ikameci dış güçlerle sürekli bir doku sorunu yaşamıştır. Bu sorun hala devam ediyor.
Rojava Nuh’un gemisidir. İktidarın zulmüne karşı Nuh ‘un gemisi bir sitargahtır.
Alevi sürekleri birey, toplum ve doğanın varlığı ve birliğine ikrar vermişler. Cümle canın varlığını devam ettirmesi için mutlaka barış için yaşaması gerekiyor. Bu varolma halinin devamı aynı zamanda barışı ifade eder. Alevi zihin dünyasında güvercin donunda görünen evliyalarımız ve zeytin dalı barışı ifade eder. Zeytinin anayurdunun Afrin olması boşuna değildir. Hünkar ‘ı evliyanın bir eliyle ceylanı diğer eliyle aslanı tutması “en karşıt gibi görünen varlıkların ortak bir mekanda barış içinde yaşaya bileceklerinin” ifadesidir.
Mekan Hakk’ın görünür olduğu yerin ismidir. Her canlının zaman ve mekanda varlığını, birliğini, dirliğini devam ettirmesi, görünür olması inancımızın düsturudur. Mekana rızasız girmek Nahak bir anlayıştır. Bu hakikatten dolayıdır ki “zaman sahipsiz, mekan rızasız, mazlum çaresiz değildir” söylemi tarihsel bir perspektifi ifade eder.
Toplumun tarihsel hafızasını, yaratmış olduğu kültürel değerlerini, zaman ve mekan içerisinde kavramak toplumlar için son derece önemlidir. Bu değerler kabul edilmezse demokrasiden, insan haklarından, adaletten, bahsedilemez. Kültürel değerlerin en önemlisi düşünüş tarzıdır. Rıza toplumu sürekleri kültürün en saf haliyle toplumun ortak üretim ve kültürel direniş hattını esas almışlardır. “Aslolan yoldur, yol cümleden uludur” kelamı aynı zamanda toplumsallığı ifade eder. Yol İkrarlık üzerinedir; İkrarlık ise bireyden başlayarak, toplum ve evrenle barış içinde yaşamaktır. Toplumsallık parçalandı mı toplum savunmasız kalır. Toplumsallık hali, cem olma hali; iç ve dış iktidar odaklarına karşı toplumun varlığını devam ettirmesi, özgür kalması durumudur.
Rojava aynı zamanda güçlü bir Alevi yerleşkesidir. Başta Afrin olmak üzere birçok yerleşkede Aleviler söz ve karar sahibidirler. Başta seçme ve seçilme hakkı olmak üzere politikanın her alanında, siyasette kendi özgün kimlikleri ile varlıklarını devam ettiriyorlar. Baytar Nuri Dersîmî’nin mezarı Afrin’dedir.