HDP ve Yeşil Sol Parti’nin yeniden yapılanma çalışmaları kapsamında başladığı halk toplantılarına dair bilgi veren HDP Sözcüsü Ebru Günay, 8 bölgede toplantılar olacağını belirtti. Günay, her ne olursa olsun halka karşı demokrasi zaferi borçları olduğunu vurgulayarak, toplantıların herkese açık olduğunu belirtti
Mayıs ayında yapılan seçimler sonrası Halkların Demokratik Partisi ile Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’nin (Yeşil Sol Parti) yeniden yapılan süreci kararı alarak sahaya indi. Merkezi düzeyde yapılan toplantıların ardından halk toplantıları başladı.
HDP Sözcüsü Ebru Günay partilerin yeniden yapılanma çalışmaları kapsamında yürüteceği halk toplantılarına ilişkin parti Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi.
8 bölgede toplantılar olacak
Günay, seçimlerden sonra partilerinin hem seçimlerin muhasebesini yapmak hem de yenilenme ve değişim sürecini tamamlamak üzere yoğun istişare, değerlendirme toplantılarına başladıklarını söyleyerek, “Bugünden başlayarak 25 Temmuz’a kadar 8 bölgede bu tartışmaları halkımızla toplumun geniş kesimleriyle yapacağımız halk toplantılarıyla yürüteceğiz” dedi.
Çok yönlü krizler yaşanıyor
Günay, AKP-MHP iktidarlarının yarattığı çok yönlü krizlerin çözümsüz hale geldiğini, Türkiye toplumuna cehennemi yaşattığını söyledi. Türkiye’de iktidar gibi düşünmeyen tüm kesimlerin hedefte olduğunu belirten Günay, “İktidar, Kürtler, partimiz ve mücadele güçleri başta olmak üzere herkes için hak, hukuk, adalet, demokrasi, eşitlik ve özgürlüğü mumla aranır hale getirmiştir. Topluma her alanda derin bir sömürü ve kimliksizleştirme hali yaşatılıyor. Bu iktidar bütün pratikleriyle esas itibariyle halk düşmanı, Kürt düşmanı, kadın düşmanı olduğunu kanıtlamıştır” diye konuştu.
45 gün geçmeden zam yağmuru başladı
Seçim başarısıyla övünen AKP-MHP iktidarının topluma getirdiği tek şeyin zam, zulüm ve baskı olduğunu ifade eden Günay, “Seçimlerin üzerinden 45 gün geçmeden AKP doğrudan kendisinin sorumlusu olduğu bütün bu sorunların ve krizlerin faturasını halklarımıza kesti, kesmeye devam ediyor. Gece yarısı operasyonuyla başta en temel ihtiyaç malzemeler olmak üzere KDV artışıyla her şeye zam yapıldı. Bütün bunlar, iğneden ipliğe büyük zam yağmurunun, enflasyonun istikrarlı bir şekilde süreceği anlamına geliyor. Buna karşın iktidar yetkilileri utanmadan lütufmuş gibi memura, emekliye, asgari ücretliye yaptıkları zamdan bahsediyorlar. Verdikleri zamlar memurların, emeklilerin, asgari ücretlilerin cebine girmeden eriyor” şeklinde konuştu.
Tecridin suç olduğunu herkes biliyor
İmralı tecrit sistemine ve PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan haber alınamama durumuna da değinen Günay, “Peki gerçeği konuşan, konuşabilen var mı? Ağzını açan, itiraz eden herkes iktidar ve aparatı haline gelen yargının hışmına uğruyor. Bu yıkım ve kriz hali konuşulmasın diye baskı ve saldırılar derinleştiriyor. Bakın tüm toplumu ilgilendiren ve demokrasilerde yeri olmayan Sayın Abdullah Öcalan’a yönelik ağırlaştırılmış tecrit durumu; özü itibariyle artık tüm topluma uygulanır oldu. Tecridi konuştuğu, evrensel ve ulusal yasaları hatırlattığı, ‘suç işlemeyin’ dediği için gazeteci Merdan Yanardağ önce iktidar medyası tarafından linç edildi, ardından jet hızıyla iktidar yargısı tarafından tutuklandı. Tecridi konuşmanın değil, tecrit uygulamanın suç olduğunu herkes çok iyi biliyor. Tecride ısrarın asıl nedeninin çözümsüzlükte ısrar etmek olduğunu tüm demokratik kamuoyu çok iyi biliyor” diye belirtti.
Günay’ın konuşmalarından satır başları şöyle:
Hukuk ayaklar altına alınmış durumda
“Gezi Davası tutuklusu Can Atalay, halkın iradesi gasp edilerek rehin tutulmaya devam ediliyor. Yine binlerce partilimiz, hukuksuz bir şekilde anayasa ve uluslararası sözleşmeler ayaklar altına alınarak rehin tutuluyor. Hiçbir demokrasi de bunun yeri yoktur. Kobanê Kumpas Davasında bütün evrensel hukuk ilkeleri ayaklar altına alınmış durumda. Yarın Diyarbakır’da bir yılı aşkın bir süredir tutuklu bulunan 15 özgür basın emekçisi, ilk kez hakim karşısına çıkarılacak. AYM kararına rağmen yakınlarının akıbetini soran Cumartesi Anneleri her hafta polis şiddetine uğruyor, Emine Şenyaşar’ın adalet haykırışı devam ediyor.
Çözümü bizzat kendimizde arıyoruz
Türkiye’nin sürüklendiği bu derin yoksulluğu, hayat pahalılığını önüne konulan acı reçeteleri, yaşadığı hukuksuzlukları ve saldırıları tartışırken, hepimiz Türkiye’nin nasıl bu noktaya geldiğini sorgulamak zorundayız. Mevcut durumu değiştirmek, toplumu bu cendereden kurtarmak bizim sorumluluğumuz ve zaten yeni dönem tartışmalarımızı da bu eksende yürütüyoruz. O yüzden yakınmıyoruz, şikâyet etmiyoruz. Çözüm de biziz, güç de biziz. Çözümü bizzat kendimizde arıyoruz.
Halk toplantıları herkese açık
Halk toplantılarımız, mücadele kaygısı duyan, gidişattan rahatsız olan ve çözüme dair sözü olan herkese açıktır. Halk toplantılarımıza demokratik kurum temsilcileri, STK’lar, kadın örgütleri ve platformları, kanaat önderleri de davet edilecektir. Halk toplantılarından çıkan sonuçlar, 20 Temmuz 5 Ağustos tarihlerinde yapacağımız çalıştay ve atölyelerde bir kez daha ele alınacak, bu görüşler üzerinden konferans ve kongre süreci yürütülecektir. Bu tespit, öneri ve eleştiriler ışığında çalıştay ve atölyelerde alt başlıklarıyla birlikte örgütlenme modelimiz, siyaset biçimimiz ve siyasal genişleme hattımıza dair yol haritası belirlenecektir. Atölye ve çalıştaylarla yerelde bu tartışmaları yürüten arkadaşlarımızın yanı sıra, akademisyen, aydın, yazar, konunun uzmanı kişiler dahil edilecektir. Bu aşama tamamlandıktan sonra Ağustos’un ikinci yarısında genel konferansımızı toplayıp, bütün bu tartışmaları sonuca erdirmeyi ve nihayetinde de eylül başında kongremizi toplayarak bu süreçten çıkardığımız derslerle birlikte yolumuza devam edeceğiz.
Demokrasiyi zafere ulaştırma borcumuz var
Bugün HEP Diyarbakır İl Başkanı Vedat Aydın’ın katledilmesinin ve cenazesinde yaşanan katliamın yıldönümü. Cenazesinde devletin gerçekleştirdiği katliamı hepiniz biliyorsunuz ve tarih sayfalarına kaydedildi bu katliam. Vedat Aydın cinayeti Kürt siyasetinin varlığına yönelik gerçekleştirilen ilk failli meçhul, aslında ilk faili belli cinayet olarak kayıtlara geçti. Bu mücadeleyi hedefine ulaştırmak, bu örgütü ve partiyi büyütmek, demokratik siyaseti zafere ulaştırmak başta Vedat Aydın olmak üzere yitirdiğimiz her bir insanımıza karşı borcumuzdur.
Tarihsel mirasın sorumluluğu üzerimizde
Bu nedenle başlattığımız sürece parti olarak çok büyük anlam yüklüyoruz. Her ne olursa olsun bu süreç partimiz açısından yenilenmenin, örgütsel atılımın, güçlenmenin, kazanımlarımızı büyütmenin vesilesi olacak. Partimiz ve halkımız her sıkıntılı süreçte bir anka kuşu misali küllerinden yeniden doğmayı başarmıştır. Bizler, büyük mücadele birikiminin tarihsel bir mirasın sorumluluğuyla hareket ediyoruz ve bunun ağırlığını taşıyoruz. “
ANKARA