Gündemine Fincancı ve gözaltına alınan gazetecileri alan HDP Sözcüsü Ebru Günay, ‘Artık demokrasiyi ve ifade özgürlüğünü savunan herkes birer gazetecidir’ dedi
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ebru Günay, partisinin Genel Merkezi’nde gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Günay’ın gündeminde ağırlıklı olarak gözaltına alınan gazeteciler ve TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı vardı.
Günay açıklamalarında gazetecilerin işkence görmesini eleştirirken “Artık demokrasiyi ve ifade özgürlüğünü savunan herkes birer gazetecidir. Hepimiz birer Özgür Basın çalışanıyız. Sizin Kürt düşmanlığınızı, demokrasiye yönelik darbelerinizi, rant ve yolsuzluklarınızı yazmaya, söylemeye devam edeceğiz” dedi.
Günay, gazetecilere ilişkin şunları söyledi:
“Bu hafta da maalesef yine Kürtler başta olmak muhalif pek çok kesime yönelik hukuksuz, kuralsız ve haksız saldırılar yaşandı.
Öncelikle AKP iktidarı, işe özgür basın çalışanlarını işkence ile gözaltına almakla başladı. Gazetecilerin evleri basıldı. Kitaplara, fotoğraf makinelerine el konuldu. Gazetecilere yapılan işkence görüntüleri de yandaş medyaları üzerinden servis edildi. Gazeteciler 3 gündür gözaltında ve halen 16 Özgür basın emekçisi ise halen tutuklu.
Hakikatleri yazmaya devam edecekler
Elbette, baskılarınız, tutuklamalarınız, işkence ile yaptığınız gösteriler ve korkutma politikalarınız özgür basını susturamayacak. Özgür basını susturmaya kimsenin gücü yetmedi. Sizin de yetmeyecek. Özgür basın emekçileri hakikatleri yazmaya devam edecekler. Apê Musa’nın, Gurbeteli’nin, Metin Göktepe’nin, Hafız Akdemir’in miras bıraktığı özgür basın geleneği hakikatleri yazmaya devam edecek.
Özgürlüğü savunan herkes gazetecidir
Artık demokrasiyi ve ifade özgürlüğünü savunan herkes birer gazetecidir. Hepimiz birer Özgür Basın çalışanıyız. Sizin Kürt düşmanlığınızı, demokrasiye yönelik darbelerinizi, rant ve yolsuzluklarınızı yazmaya, söylemeye devam edeceğiz.”
Fincancı’nın gözaltına alınmasına tepki
Şebnem Korur Fincancı’nın gözaltına alınmasına değinen Günay, “Hakikatleri dile getiren bilim insanı ve TTB başkanı Şebnem Korur Fincancı iktidarın ve küçük ortağının yargıya verdiği talimatla hukuksuzca gözaltına alındı. Savcılığa gelip ifade vereceğini beyan etmesine rağmen korku iklimi yaratmak için evinden gözaltına alındı. Kolluk marifeti ile şov yapmak bir iktidar klasiğine döndü. Şebnem hoca bir an önce serbest bırakılmalıdır” dedi.
Sessiz kalmayın
Kimyasal silah saldırılarına dair “Basına yansıyan kimyasal görüntüleri bu konudaki ahlaksızlığın, kuralsızlığın son noktasıdır. Dolayısıyla hakikatleri söyleyenleri gözaltına alarak, tehditler savurarak, envanterimizde yok diyerek işlediğiniz savaş suçunun üzerini örtemezsiniz” diyen Günay, “Buradan vicdan sahibi demokratik kamuoyuna ve muhalefete bir kez daha çağrı yapıyoruz, iktidarın kirli ve sınır tanımayan savaş politikalarına sessiz kalmayın” çağrısında bulundu.
Yeni yüzyıla inkarla giriliyor
Günay konuşmasına şöyle devam etti: “Ne yazık ki cumhuriyetin 100. yılına, tarihinin en kaotik ve fırtınalı dönemeci ile giriyoruz. Yeni bir devlet aklının, yeni bir ideolojinin dayatıldığı, toplumun tasfiye edilmeye çalışıldığı, dar bir grubun çıkar dünyasına göre şekillendirilen, tüm kurumsallıkları dağıtılan bir rejim kodu ile karşı karşıyayız. AKP ve yanına aldığı küçük ortağı ile açıktır ki Cumhuriyetin 2.yüzyılına yeni bir inkâr konsepti ile giriyor.
Cumhuriyet ya demokratikleşerek varlığını sürdürecek ya da dayatılan tekçilikle bugünkü krizlere mahkûm olacak.
Demokratik Cumhuriyet vurgusu
Dikkat edilirse AKP’nin yarın açıklayacağı Türkiye’nin Yüzyılı vizyonunda cumhuriyete yer verilmemiştir ve bu da ne yazık ki demokratikleşmeyen bir sistemin kaçınılmaz sonucudur.
Biz HDP olarak uzun süredir ifade ettiğimiz üzere, Cumhuriyetin yaşadığı krizi ‘Demokratik Cumhuriyet’ fikriyatı ile aşılabileceğini söylüyoruz. Bu fikre toplumsal uzlaşmayı ifade eden 1920 Meclisinin çoğulcu karakterinden ve 1921 Anayasasının demokratik ruhundan feyz alan, çağdaş demokratik süreçleri güncelleyen, merkez-yerel dengesini kuran, yerel yönetimin önemini yadsımayan, ‘Demokratik bir Anayasanın’ eşlik etmesi elzemdir diyoruz.
HDP’nin seçim stratejisi
Öncelikle belli ittifaklar üzerinden bizi siyaset alanında sıkıştırmaya çalışanlara bir kez daha açık biçimde ifade etmek istiyoruz ki HDP Üçüncü Yol hattı üzerinden siyasetini inşa eden Türkiye’nin en güçlü siyasal hattıdır. Üçüncü Yol stratejisiyle HDP, halkımızın yüzyıldır mahkûm edildiği bu iki kutba da mecbur olmadığını ortaya koymaktadır. HDP ikinci yüzyılda demokratik cumhuriyetin hayata geçtiği bir yüz olmasını sağlayacak yegâne partidir.
HDP tarihsel mirasıyla, güçlü çözüm programıyla, ortak mücadeleyle, stratejik ittifaklarla en güçlü seçeneği yaratacaktır. Halkımızın bundan şüphesi olmasın.
İlkeler ve program
HDP’nin Cumhurbaşkanı adayı geçiş süreci ilkelerini esas alır, belli grupların, kişilerin, kimliklerin ve zümrelerin çıkarlarını değil halkın çıkarlarını esas alır ve toplumu savunur. HDP’nin Cumhurbaşkanı adayı: Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin lağvedilmesini, yerine yerel yönetimlerle güçlendirilmiş parlamenter sistemi savunur. Güçlü demokrasiyi savunur. Tarafsız ve bağımsız yargıyı savunur. Kürt sorununda demokratik çözümü savunur. Adayımız, Türkiye’nin çözmesi gereken en köklü sorunu Kürt sorunu olduğuna inanır ve demokratik çözüm ve barış konusunda üzerine düşen her şeyi yapmaya, Türkiye’deki bütün toplumsal kesimlerin sorunlarını ve kaygılarını dikkate alan yapıcı bir rol üstlenir. Barışçı dış politikayı savunur.
Yargıda hesap sorulacak
Toplumu ‘devleti temsil ediyoruz’ diyerek ikna etmeye çalışan AKP-MHP ittifakının devletle ilgili asıl gündemi büyük karlar etmektir. Bu ittifak, sömürebildiği her duygudan para çıkarma, eline geçirdiği her kurumdan mülk edinmeyi pusula olarak belirlemiştir. Ama biz diyoruz ki, demokratik bir Türkiye’yi var edeceğiz, sizler de yediklerinizin hesabını bağımsız yargı karşısında vereceksiniz.”
ANKARA