Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu olan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekilli Leyla Güven, PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük tecridin kaldırılması talebiyle 58 gündür süresiz- dönüşümsüz açlık grevinde. Cezaevlerinde de aynı taleple tutuklular 27 Kasım 2018’de süresiz dönüşümsüz açlık grevi başlattı. 16 Aralık 2018’de de eylemler süresiz dönüşümsüze çevrildi. 24 cezaevinde 94 tutuklunun sürdürdüğü süresiz dönüşümsüz açlık grevi eylemi sürerken, 10’ar günlük süresiz dönüşümlü eylem de devam ediyor.
Tecridin kaldırılması için başlatılan eylemlere destekler de devam ediyor. Barış Anneleri İstanbul Meclisi üyeleri, tecridin kaldırılması için başlatılan eylemlere destek verdi. Barış Anneleri’nden Perihan Akbulut, hem toplumda hem cezaevlerinde hem de ülke sınırları dışında hayata geçirilen politikaların son bulmasını isteyerek, “Evet devlette hukuk kalmadı, toplumda da vicdan mı kalmadı?” diye sordu. Ülkedeki kaosun son bulması için İmralı’daki tecridin kaldırılması gerektiğini vurgulayan Akbulut, “Herkes Leyla’nın sesine ses olsun. Bu tecrit bir şekilde kırılmalıdır. Halk bu tecridi kabul etmemeli, alanlarda ve meydanlarda olmalıyız. Yüz yıldır bu zulüm üzerimizde. Bu zulme hiçbir zaman teslim olmadık ve bugün de tecride karşı mücadelemizi veriyoruz” dedi. Asimilasyon politikalarına ve TRT Kurdî’de çalışan Kürtlere dikkat çeken Akbulut, “‘Biz Kürt aydınlarıyız’ diyorlar, aşiretlerinden söz ediyorlar. Ben de onlara sesleniyorum; yüz yıldır Kürtleri yok etmeye çalışıyorlar. Çocuklarımız bedeller ödemeseydi onlar bugün TRT Kurdi’ye çıkamazdı. Ellerini vicdanlarına koysunlar. Bugün Leyla Güven’e bir şey olursa vicdanlarına nasıl hesap verecekler? Bugün vicdan, iman, ahlak günüdür. Bir kişi zulme karşı bedenini ölüme yatırıyor. Birileri de evinde oturuyor” dedi.
‘Sessizliği kabul etmiyoruz’
Uluslararası kurumların tecride karşı sessizliğine değinen Aklime Kesin de, “Neden kimse ses çıkarmıyor? Biz anneler sessizliği kabul etmiyoruz. Devlet ne zamana kadar katliamlar yapmaya devam edecek? Kimse kanla başarılı olamadı ki onlar başarılı olsun. Bugün Türkiye’ye barış lazım. Eğer bütün anneler birlik olup mücadele edersek barış sağlanır. Kimsenin ölümünü istemiyoruz” dedi. Barış Anneleri’nden Nuriye Öncel ise, tepkisini şöyle dile getirdi: “Bu ülkede sürekli baskı altındayız. Tutsaklar sürekli tecrit ve baskı altında. Yaşananlara artık sessiz kalmasınlar. Biz sadece barış istiyoruz. Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi kınıyoruz. Bu tecridi kabul etmiyoruz. Bütün dünya bu tecridi görsün. Leyla açlık grevinde, tutsaklar açlık grevinde. Bu yaşananları hiç mi görmüyorlar?” diye sordu.
Ayrımcı uygulamadan vazgeçilsin
Diyarbakır Barosu, cezaevlerindeki açlık grevlerine ilişkin açıklama yaptı. Baro Başkanı Cihan Aydın, geçmiş yıllarda cezaevlerinde yapılan açlık grevleri ve sonuçlarını hatırlattı. Leyla Güven ve cezaevlerindeki açlık grevlerine ilişkin konuşan Aydın 30 Aralık’ta Güven ile görüşmeye gittiklerini ancak sağlık durumundan dolayı görüşme gerçekleştiremediklerini söyledi. Aydın, “Baro olarak; Abdullah Öcalan ve aynı hapishanede bulunan 3 mahpusun, Ceza İnfaz Kanunu ve diğer ilgili mevzuat çerçevesinde aileleri, avukatları ve vasileri ile görüşmesinin temel bir mahpus hakkı olduğuna vurgu yapmak isteriz. Ulusal mevzuat ve uluslararası sözleşmelerce de güvence altına alınan avukat-müvekkil görüşme hakkının, Öcalan da dahil olmak üzere; her zaman ve her koşulda eşit ve ayrımsız bir şekilde tanınması gerekmektedir. Bu kapsamda süresiz dönüşümsüz açlık grevinde bulunan başta Sayın Güven olmak üzere diğer tüm mahpusların yaşamlarının daha fazla tehlikeye girmemesi için bu ayrımcı uygulamadan vazgeçilmesini, başta Adalet Bakanlığı olmak üzere ilgili kurumları mevzuatın gereğini yerine getirmeye davet ediyoruz” dedi.
Talepler kabul edilsin
Tecride karşı açlık grevinin sürdüğü cezaevlerinden biri Sincan Kadın Cezaevi. Burada kalan tutuklulardan Süheyla Taş, Zeliha Ustabaş ve Saliha Taşkesen’in başlattıkları süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eylemleri 10. gününe girdi. Tutuklulardan Süheyla Taş’ın görüştüğümüz ailesi, açlık grevine giren kızları ve diğer tutukluların taleplerinin karşılanmasını istiyor. “Açlık grevine girenlerin seslerinin duyulup, çığlıklarına kulak verilmesini istiyoruz. Bu konuda herkes duyarlı olmalı” diyen anne Nezahat Taş, aileler olarak barışın gelmesini istediklerini belirtti. Taş, aileler olarak bu taleplerinin karşılanması için devlete çağrı da yaptı. Ülkede yaşanan olumsuz süreçten tüm insanların etkilendiğini dile getiren baba Tacettin Taş ise, tecridinin kaldırılmasının önemini şu sözlerle dile getirdi: “Tecridin kaldırılması Türkiye’nin yararına olacaktır. Öcalan ile görüşülmesi demek, Türkiye’de güzel günlerin yaşanması demektir. Bu durum hem Türkiye yararına hem de insanların yararına olacak. Artık yeter!” Türkiye’ye barışın gelmesi istediklerini söyleyen baba Taş, “Evlatlarımızın ölüsünü görmek değil, daha iyi bir yaşam sürmelerini görmek istiyoruz. ‘Neler yapılabilir’ diye düşünülmesi gerekir. Temennimiz en kısa zamanda herkes açısından olumlu sonuçlar alabilmek ve iyi, güzel günlerin bir an önce gelmesi. Açlık grevine girenlerin bir an taleplerinin karşılanması” diye konuştu.
Strasbourg’daki eylem 19. gününde
Fransa’nın Strasbourg kentinde 15 kişinin sürdürdüğü süresiz dönüşümsüz açlık grevi eylemi 19. gününde. Eyleme destek de her geçen gün artıyor. Önceki gün Kürt basın kurumlarının emekçileri ziyarette bulundu. Basın emekçilerinden oluşan grup üyeleri, eylemcilerin taleplerini not ettiler. Ziyaretçiler arasında özellikle Avrupa’nın farklı ülkelerinden kadın meclislerinin ağırlığı dikkat çekti. İsviçre’nin neredeyse tüm büyük şehirlerinde Avrupa Kürt Kadın Hareketi (TJK-E) bünyesinde faaliyet gösteren kadın meclisleri, eylemcileri ziyaret ederek desteklerini sundular. Kadın temsilciler tarafından yapılan konuşmalarda, Öcalan’a yönelik tecridin kırılması için gerçekleştirilen açlık grevleri selamlanırken, cezaevlerinde de başta Leyla Güven olmak üzere tutsakların büyük bir direniş sergiledikleri vurgulandı. Ayrıca Fransa’nın başkenti Paris, Belçika’nın Anvers kentinden kadın meclisleri üyeleri ile Berlin Destan Kadın Meclisi üyeleri de Strasbourg’daki eylemcileri ziyaret etti. Yine Ezidi Kadınlar Özgürlük Hareketi (TAJÊ), Fransa Demokratik Kürt Konseyi (CDKF) adına da bir heyet, Strasbourg’daki eylemi ziyaret etti. CDK-F adına yapılan konuşmalarda, eylemcilerin taleplerinin tüm Kürt halkının talepleri olduğu vurgulandı.
İSTANBUL