Gün Matbaacılık davasında üç çalışan hakkında tahliye kararı verildi. Duruşma, 14 Ocak 2019 tarihine ertelendi.
Mahkeme kararıyla TMSF’ye devredilen Gün Matbaacılık sahibi Kasım Zengin ve 20 matbaa çalışanı hakkında İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın ikinci duruşmasına verilen öğle arasının ardından tutuklu Kazım Göçer’in savunması ile devam edildi.
Yaptığı savunmasında Göçer, “Kürtçe dil bilgisi kitabının basımını yaptığım iddia ediliyor. Ben Kürtçe bile bilmiyorum. Kitaba ilişkin herhangi bir toplatma kararı da bulunmuyor” diyerek hakkındaki suçlamaları reddetti.
Ardından sanık avukatları savunma yaptı. Musa Kaya müdafi Emrah Baran, baskı makinesinde çalışması gerekçe yapılarak ‘örgüt propagandasını yaptığı’ ileri sürülen müvekkilinin çırak olarak çalıştığını belirtti.
‘Sanıktan delile ulaşmaya çalışmışlar’
Av. Baran, “Savcı ‘yardım’ suçlamasını o kadar geniş ele almış ki, bu gazetenin birçok yer tarafından dağıtımı yapılıyor. O zaman bu gazeteyi dağıtanları da soruşturmaya dahil edin. Müvekkilim bir tek gazeteyi baskıya veriyor. Aynı makinede usta olarak çalışan 2 kişi önceki duruşma tahliye edildi. Ancak, aynı makinede çırak olarak çalışan benim müvekkilim 9 aydır tutuklu” dedi.
Avukat Baran ayrıca 18 Eylül günü görülen son duruşmada mahkeme heyetinin tutuklular Muhammed Özkan için “… sosyal medya paylaşımlarından anlaşıldığı üzere sanığın üzerine isnat edilen örgütün karşı görüşünde olarak bayrak ve milliyetçilikle ilgili yapmış olduğu paylaşımlar…”, Sadettin Demirtaş için “… sosyal medya paylaşımlarına göre sanığın Afrin şehitleriyle ilgili paylaşımlarının bulunduğu, ayrıca 15 Temmuz günü dışarıya çıktığı ve direnişte bulunduğuna ilişkin paylaşımları…”, Özgür Bozkurt için “… sosyal medya paylaşımlarında sanığın bayrak ve milliyetçilik durumuna ilişkin sosyal medya paylaşımlarında bulunduğu…” iddialarıyla tahliye kararı vermesini hatırlatarak, “Sizden önceki heyet niyet ile karar verdi. Sayın mahkeme sanıktan delile ulaşmaya çalışmıştır” dedi.
Tutuklu Erdoğan Zamur müdafi İrfan Arasan da, savunmasında yasal olarak bir işyerinde çalışan müvekkilinin tahliye edilmesini talep etti.
‘Dosya hukuki değildir’
Avukat Ahmet Baran Çelik ise, önceki mahkeme heyetinin sanıklar hakkında “milliyetçi”, “bayrak”, “15 Temmuz” gerekçeli tahliye kararlarının kabul edilemez olduğunu söyledi.
“Mahkeme öyle bir algı oluşturmuş ki, burada ‘Ben Türküm, ben milliyetçiyim’ demelerinin önünü açmış olursunuz. Dosya hukuki değildir” diyen Çelik, müvekkillerinin tahliye edilmesini istedi.
’12 Eylül’de bile siyasi görüşlere bakılmadı
Avukat Özcan Kılıç da, savunmasında önceki heyetinin ara kararına atıfta bulunarak, 12 Eylül kararlarında bile kişinin siyasi görüşleri baz alınmadığını söyledi. Kılıç, “Bir yıldır, iki yıldır davalarda farklı bir durum var. FETÖ davalarında özellikle, insanlar ‘Türküm, hükümet yanlısıyım’ savunmalarını yapmaya maruz bırakıldı. Bugün bu yargılamada da yapılmak istenen bu” dedi.
Avukatın savunması kesildi
Mahkeme başkanı Kemal Selçuk Yalçın’ın, “Kısa tutalım, talepleri alalım” diyerek savunmasına müdahale etmek istediği Kılıç, “Ben matbaanın avukatıyım. Tutuksuzların avukatlarını bile sabırla dinlediniz” yanıtı verdi.
Ancak başkanın bir kez daha “Uyarıyorum, taleplerinizi alalım” demesi üzerine Av. Kılıç bu kez “Söylediklerimden mi rahatsız oldunuz” diyerek tepki gösterdi. Mahkeme başkanı Yalçın, “Son kes uyarıyorum, talepleri alalım. Yoksa çıkarırım” dedi.
‘Dağıtım yaysat tarafından yapılıyor’
Savunmasına devam eden Kılıç, Özgürlükçü Demokrasi gazetesinin basımının suç olarak gösterilmek istendiğini belirterek, “O gazetenin devam eden bir yargılaması var. O gazete bir silah değil. O gazeteye illegal yaklaşmak doğru değil. Bu insanlar ‘Kürt değilim’ demek zorunda kaldı” diye konuştu.
Bugüne kadar Gün Matbaacılık hakkında doğru dürüst dava açılmadığını ifade eden Kılıç, Özgürlükçü Demokrasi gazetesine açılan soruşturma ile ilgili, Gün Matbaacılık’a da dava açıldığını ve bu soruşturmanın 10-15 yıl kadar öncesine gittiğini dile getirdi. Kılıç, Polat Arslan’ın dağıtım sorumlusu olarak gösterildiğini, ancak gazetenin dağıtımının Yay-Sat tarafından yapıldığını söyledi.
‘AİHS’in ayrımcılık yasağı ihlal edilmiştir
Avukat İlknur Alcan da müvekkili Uğur Selman Kelekçiler’in yaklaşık bir aydır Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde tedavi gördüğünü ve şizofreni hastası olduğunu dile getirerek, “Yüzde 45 şizofreni raporu var. Ayrıca bipolar hastalığı var. Kendisini şu anda mehdi olarak görüyoruz” dedi. Alcan, müvekkili Kasım Zengin’in ise ticaret ile uğraştığını ve basımı yapılan eser ve yayınlarla ilgilenmediğini dile getirerek, “Burada sanıklar önceki ara kararı yüzünden dinini, etnik kimliğini açıklamak zorunda kaldı. Maalesef bazı meslektaşlarımız da bunu yaptı. Bu açıkça ifade özgürlüğüne aykırıdır. Önceki ara kararda Anayasa’nın eşitlik ilkesi ve AİHS’nin ayrımcılık yasağı ihlal edilmiştir” vurgusu yaptı.
3 tahliye
Avukatların savunmasının ardından iddia makamı mütalaasını açıkladı. Savcı, dosyadaki delil durumu, dosyanın gelmiş olduğu aşamayı göz önüne bulundurularak, adli kontrol hükümlerin yetersiz kalacağından sanıklar ve avukatların tahliye taleplerinin reddedilmesini talep etti.
Mahkeme heyeti ise verdiği ara kararında tutuklu sanıklar, Mürsel Demir, Polat Arslan ve Kazım Göçer’in tahliyelerine karar verdi.
Mahkeme heyeti diğer sanıklar Cemal Tunç, Erdoğan Zamur, İhsan Sinmiş, İrfan Karaca, Kasım Zengin, Mahmut Abay, Mehmet Emin Sümeli ve Musa Kaya’nın ise tutukluluk halinin devamına karar verdi.
Mahkeme, yine Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde tedavi gören Uğur Selman Kelekçiler’in de Adli Tıp Kurumu’na gönderilmesine de karar verdi.
Duruşma, 14 Ocak 2019 tarihine ertelendi.
HABER MERKEZİ