Doku ailesinin avukatı Ali Çimen, bir kısım medyanın haberleriyle Gülistan Doku’nun ‘intihar’ ettiği algısını yarattıklarını söyledi. Çimen, bunun gerçeği yansıtmadığını, olayla ilgili şüphelerin ve şüphelilerin bulunduğunu hatırlattı
Dersim’de 5 Ocak’ta şüpheli şekilde ortadan kaybolan Gülistan Doku ile ilgili iktidara yakınlıklarıyla bilinen birçok gazete ve haber sitesi çeşitli haberler yaptı, yapıyor. Sorun elbette ki Doku olayını haber yapmaları değil. Sorun olayı nasıl yansıttıkları ve haberi nasıl kurdukları. Örneğin, Gülistan Doku’nun şüpheli kaybını intihar etmiş gibi yansıtmak gazetecilik açısından büyük bir sorun. Tıpkı, “Son Dakika: Gülistan Doku’nun intihar mektubu bulundu!” şeklinde başlık atılan örnekte olduğu gibi. Birçok yandaş medya, Doku’nun şüpheli kaybını bu başlıklarla yansıttı. Gülistan Doku henüz bulunamadı, başına ne geldiği bilinmiyor. Ortada birçok soru işareti, şüpheli bir erkek, polis bir baba var.
Algı oluşturuluyor
Doku ailesinin avukatı Ali Çimen, basına yolladığı bir açıklama ile bu duruma dikkat çekerek uyarılarda bulundu. Çimen, “Müvekkilim Gülistan Doku’nun kaybedilmesi olayı ile ilgili bir kısım medya kuruluşunda yapılan haberlerde; ‘Arkasında intihar mektubu bırakarak Dinar Köprüsü üzerine giden üniversiteli genç kız bulunamadı’ şeklinde yayınlar yapılmıştır. Bu haberler kamuoyunda soruşturma dosyasıyla ilgili yanlış bir intihar algısına neden olmaktadır” dedi.
İntiharla ilgili kanıt yok
Müvekkili Gülistan Doku’nun kaybolmasının şüpheli olduğunu, olayla ilgili şüpheli kişilerin varlığını hatırlatan avukat Çimen, Gülistan Doku’nun intihar ettiği ile ilgili hiçbir beyanın ve kanıtın olmadığını söyledi. Çimen son olarak, Gülistan Doku olayıyla ilgili şüpheli Zainal Abakarov ve ailesi yönünden soruşturmanın devam ettiğini, bu yöndeki taleplerinin Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kabul edildiğini paylaşarak, Gülistan Doku’nun intihar ettiği şeklinde haberlerin yanlış algıya neden olabileceğini, bu tür haberlerin soruşturma dosyasıyla örtüşmediğini yanı sıra bu durumun Doku ailesinde derin bir üzüntü yarattığını söyledi. Avukat Ali Çimen’in, bir kısım medyaya habercilik etik kurallarını hatırlatması, tekrar tekrar delilleri sunmak zorunda kalması, Türkiye’de yandaş medyanın nasıl tehlikeli bir boyuta geldiğinin de göstergesi. Genç bir kadının şüpheli kaybı, tıpkı Nadira Kadirova örneğinde olduğu gibi ‘intihar’ denilerek örtbas edilmeye çalışılıyor. Gülistan Doku soruşturmasının sağlıklı bir şekilde yürütülmesi, olayın ‘intihar’ denilerek kapatılmaması ve mağdurun sesinin kamuoyuna yansıtılması için hakikatin peşinde olan gazetecilere çok iş düşüyor.
KADIN SERVİSİ