AKP’nin kurucuları arasında yer alan Abdullah Gül, ekonomi ile ilgili iktidarı eleştirerek, ‘Ekonomik göstergelerin güvenilirliği sorgulanır hale gelmiş’ dedi. Gül, siyasetin 2002’deki iradesinin ‘bozulduğunu’ da söyledi
AKP’nin kurucuları arasında yer alan ve 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Karar gazetesinden Taha Akyol’a son dönemdeki ekonomik gelişmelere ilişkin açıklamalarda bulundu. Gül, izlenen ekonomi politikaları ve mevcut göstergeler üzerinden AKP’ye eleştiri ve uyarılarda bulundu.
2002 yılında siyasetin gösterdiği iradenin ileri zamanlarda bozulmaya başladığını ifade eden Gül, “İlk baştaki vizyon zamanla gitti; akabinde hukuki teminatlar, şahsi mülkiyet ile insan haklarını koruyan güvenceler azaldı” dedi.
Bugün kamu harcamalarının ‘şeffaf olmadığını’ söyleyen Abdullah Gül, ekonomi ile ilgili şu yorumlarda bulundu: “Ekonomik göstergelerin güvenilirliği sorgulanır hale gelmiş. Çeşitli mekanizmalarla denetim dışı tutulan kamu harcamaları Türkiye’yi sadece öngörülemez, itimat edilemez bir ülke haline getiriyor. 40 senelik enflasyon belasını sona erdirdikten sonra tekrar çift rakamlı enflasyon oranlarına geri dönüşümüz refahın topluma yayılmasını önleyen, tehlikeli bir gelişme.”
En büyük tehlike olarak ise “borçlanma”yı gösteren Gül, “AK Parti hükümetlerinin daha önce Türkiye’yi kurtardığı dövizle iç borçlanmanın tekrar kaynak ihtiyacı için bir yol olması ileride büyük sorun olur” dedi.
Başkanlık sistemi yerine parlamenter sistemi savunmaya devam ettiğini dile getiren Gül, şunları söyledi: “Ben kuvvetler ayrılığına dayalı, her türlü vesayetten uzak, güçlü bir parlamenter sistemin Türkiye için daha doğru olduğunu savunurum. Çünkü, ülkemizde ideal demokratik hukuk devleti ancak böyle gerçekleşir.”
“Kısa vadede yapılması gereken öncelikle siyasi zihniyet olarak özgürlükçü bir yola girerek, yatırım ortamını iyileştirip güven verecek politikaları kararlı bir şekilde uygulamaya koymaktır. Uzun vadede ise Anayasa’dan başlayarak yüksek standartlı demokratik hukuk devletini inşa edip, kurallar çerçevesinde işleyen serbest piyasa ekonomisini gerçekleştirmek gerekir.”
“Parti devleti mantığına yönelik eğilimleri besleyen mevcut atmosferden acilen sıyrılmalı, siyasetin tüm halkımızın istekleri ile azami ölçüde örtüşen, istikamet tayin eden, çözüm, refah ve mutluluk üreten yönü temayüz ettirilmelidir.”
HABER MERKEZİ