Tarım Kredi Kooperatifleri’ne bağlı GÜBRETAŞ asıl işlevi olan üretici desteğini bir yana bırakıp altın madeni işine girerek, Maden Yatırımları AŞ adlı bir şirket kurdu. İktidar maden için 4.5 milyar teşvik açıkladı
Yusuf Gürsucu / İstanbul
Bilecik’in Söğüt ilçesinde Gübretaş’a ait araziler üzerinde Gübretaş tarafından altın madeni girşimi sürerken, alan genişletilip büyük teşviklerle zehirli bir gelecek örülmekte. Geçtiğimiz aylarda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzası ile alınan acele kamulaştırma kararı sonrası maden sahası genişletilip bölgede yurttaşlara ait arazilerin mülkiyeti hazineye devredilmiş ve süyanür havuzlarını da içeren tesis kurulumuna başlanmıştı. 109 ton altın rezervi olduğu iddia edilen bölgede yapılacak yatırım için teşvik belgesi ise Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından onaylanarak Resmi Gazete’de yayımlandı. Gübretaş Maden Yatırımları AŞ’ye verilen teşvik tutarının 4 milyar 634 milyon 477 bin 508 lira olduğu öğrenildi. Gübretaş, kurulacak tesis üzerinden yılda 1 milyon 252 bin 800 ton cevheri siyanürle işleyip altın elde edecek.
TTK Müdürü Poyraz
Geçtiğimiz günlerde görevden alınan Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri Birliği (TKK) G. Müdürü Fahrettin Poyraz 2017 yılında TTK’ye atanmasıyla birlikte TKK AKP’nin çiftliği haline gelirken, çiftçilere yönelik yapılan icralar, çiftçi kredilerine uygulanan yüksek faizler ve gübre gibi çiftçinin temel ihtiyaçları üzerinde yapılan fiyat artışları ile gübrenin ithalata bağlanmasıyla birlikte çiftçiler büyük zararlar gördü. Görevden alınan Poyraz’ın müdürlüğü sırasında kooperatife bağlı olan GÜBRETAŞ, ‘Gübretaş Maden Yatırımları AŞ’yi kurarak, Bilecik’in Söğüt ilçesinde altın madenciliğine soyundu.
Alan genişletildi
Poyraz’ın atanması sürecinde TKK Başkanı olan Selahattin Külcü’nün, Poyraz’ın akrabası olduğu CHP tarafından verilen soru önergesiyle ortaya konmuştu. O dönem iktidar tarafından TKK Müdürlüğüne getirilien Poyraz daha sonra Gübretaş’ın Yönetim Kurulu Başkanlığı’na atanması sonrası Söğüt altın madeni süreci hızlandı. Daha önce aynı arazi üzerinde Fetö’cü olma iddiasıyla el konulan Koza Altın tarafından alınan altın madeni lisansı mahkemece iptal edilmişti. Söğüt-Eskişehir kara yolu üzerinde bulunan Sırhoca köyünde Gübretaş tarafından Söğüt Altın Madeni Projesi çalışmaları sürerken alan genişletme süreçleri Cumhurbaşkanı kararlarıyla acele komulaştırma yapılarak genişletildi.
Sadece altın değil
Tarım Kredi Genel Müdürü ve Gübretaş Maden Yatırımları AŞ Yönetim Kurulu Başkanı olan Fahrettin Poyraz geçtiğimiz yıl yaptığı açıklamada, Söğüt ilçesindeki sahaya ilave yatırımlar gerçekleştireceklerini belirterek, “Maden sahasındaki ÇED raporu ve diğer çalışmalar devam ediyor. Bölgede üç fazlı bir çalışma yapacağız. Çünkü orada tek bir maden yok. Hem oksitli hem de sülfürlü iki farklı maden türü var. Bu farklı maden türlerine yönelik iki farklı iç içe geçmiş kompleks bir yatırım yapacağız” ifadeleri bölgede lisanslanan alanın daha da büyütüleceğini ve farklı maden işletmelerinin de ortaya çıkarılacağını gösteriyor.
Önce FETÖ’ye ikram edilmişti
2012 yılında Koza Altın’ın altın madeni işletmesiyle ilgili, Koza Altın ile Gübretaş arasında yaşanan Söğüt altın madenine ilişkin davada Koza Altın’ın Söğüt madeni işletmesi iptal edilirken, FETÖ’yle kol kola oldukları dönemde ‘Koza Altın’a ikram edilen’ arazi dava sonucunda Gübretaş’a iade edildi. Madeni bir an önce işletmeye almak için çalıştıklarını vurgulayan Poyraz’ın, “Şu anda makine ekipman ve siparişlerini verdiğimiz ilave bir yatırım yapıyoruz. Hedefimiz 2022 yılının sonunda ilk altını dökmek. Orada Türkiye ekonomisi açısından brüt yaklaşık 6 milyar dolara tekabül eden bir büyüklük var. Biz bu 6 milyar dolarlık değeri oradan çıkartmak için bu yıl, önümüzdeki yıl ve 2023 yılı içinde toplamda 450 milyon dolarlık bir yatırım öngörüyoruz. GÜBRETAŞ maden yatırımları olarak da bundan sonraki dönemlerde Söğüt ve dışındaki diğer sahalarda da inşallah çalışmalara gireceğiz” sözleri, yağmanın genişleyeceğini gösterirken Gübretaş’ın maden şirketi haline getirilmesini izliyoruz.
Gübretaş ve Pankobirlik
Türkiye’de çiftçileri en çok zorlayan girdilerin başında gelen gübre fiyatları her geçen yıl aşırı yükselirken, gübre piyasası şirkelerin inisiyatifine terk edildi. Tarım birliklerinin enerji ve maden yatırımlarına yönelmesi, gelecek günlerde büyük bir gıda krizine girileceğine işaret ediyor. Pancar üreticisi olan kooperatiflerin kurduğu PankoBirlik iki adet termik santral satın alarak pancar üreticisine ihanet edip enerji üreticisi oldu. Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği ise yüzde 75.95’ine sahip olduğu Gübretaş’a bağlı, Maden Yatırımları AŞ’yi kurarak altın madeni işine soyundu. Kuruma ait arazilerde 3,5 milyon onsluk altın bulunduğu şeklinde bir duyuru yapılarak, Gübretaş’ın ortakları olan çiftçilerin sırtından çiftçiyi ilgilendirmeyen üretim biçimlerine kayarak varlık nedenleri olan tarım üretimlerini destekleme pozisyonundan hızla uzaklaştı.
Her şey sermaye için
Kooperatiflerin temel amacı, üyesi bulunan çiftçilerin çıkarlarını korumak ve üretilen ürünlerin hak ettiği düzeyde değerlendirilmesini sağlamak ve çiftçiye gübre, tohum vd. girdilerde destek olmaktır. Ancak Tarım Kredi Kooperatifi gibi şirketleşmiş ve yönetenleri ile iktidarların arpalık alanı haline getirilmiş olan bu yapılar, çiftçinin adeta kanını emen konuma gelmiş durumda. Devletin atamalar yaparak yönettiği kooperatif ve birliklere şirket statüsü verilerek çiftçiyi değil sermaye çıkarlarını koruyan özelliğe bürünmüştür. Siyasi iktidarların halk ve doğa düşmanı politikalarının hayata geçirildiği birer manivelaya dönüşen bu yapılar şirketlerin çıkarlarına bağlanmıştır.
‘Maden Holding’
AKP iktidarı, yağma sürecini tek merkezden yönetmek amacıyla ‘Maden Holding’ kurarak denetim dışı olan Türkiye Varlık Fonu’na (TVF) devredilmesiyle birlikte Türkiye coğrafyasının dört bir yanında ayrık otu gibi maden sahaları ortaya çıkarıldı. Türkiye Varlık Fonu, 20’ye yakın madenin çıkarılması ve işlenmesinin Maden Holding’e bağlanması ve belirlenen 20 maden içinde altın madenciliğine yapılan özel vurguyla siyanürle cevher ayrıştırmasının serbest olduğu Türkiye’de yılda 100 ton altın üretileceğinin hedefi açıklandı. Doğanın, suların, tarım arazilerinin zehirlenmesi süreçlerini genişleterek sürdüren iktidarın Gübretaş’ı da bu sürece bağlayıp farklı çıkarlar elde etme amacıyla hareket ettiğini gösteriyor. Bir süre sonra şirket olan Gübretaş’ın, TVF üzerinden denetim dışı konumunuda kullanıp yeni kredilere rehin verilmesi veya satılması mümkün.
Türkiye’de altın madenciliği
Türkiye’de çevre hareketini ortaya çıkaran Bergama köylülerinin altın madenine karşı büyüttüğü direnişi devlet kurumları ve altın madencileri tarafından ortaklaşa gerçekleştirilen psikolojik harekatlar sonrası sönümlendirilince Türkiye’de altın madenciliğinin kapısı ardına kadar açıldı. Siyanür ile özdeşleşen ölüm, antik çağda sağlık merkezi olan ve kapısında “buraya ölüm giremez” yazan Bergama’dan giriş yaptı. Bergama’nın ardından Uşak Eşme-Ulubey arasındaki Kışladağ’da faaliyetler başladı.
Eşme’de siyanür felaketi
Kanadalı El Dorado Gold’un Türkiyedeki şirketi TÜPRAG, “Avrupa’nın En büyük altın madeni – Turkish Delight” sloganlarıyla başlayan ve madenin resmi açılışından 15 gün önce gerçekleşen kaza sonrası açığa çıkan siyanürden resmi rakamlara göre bin 500 Eşme ve köylüsü zehirlendi. Zehirlenen halk Eşme hastanesini doldururken, resmi yetkililer siyanür kazasının üstünü “Eşmenin şebeke suyuna kanalizasyon karışması nedeniyle meydana gelen bakteriyel zehirlenme” diyerek örtbas etmeye çalışıldı. Aralarında TTB temsilcileri ve eski milletvekillerinin de bulunduğu kişilerce zehirlenenlerden alınan kan örneklerinde kanda 20-30 kat fazla siyanür tespit edildi. İzmir Tabip Odası zehirlenmelerin siyanürden kaynaklandığını açıkladı. Bu kazanın ardından doğum yapan küçükbaş hayvanların yüzde 80’ine varan oranda ölü ve sakat doğum yaptığı görüldü.
Türkiye coğrafyasına yayıldı
TÜPRAG Şirketi bir başka madenini de İzmir’e 20 km uzaklıktaki Efemçuruku’nda başlattı. İzmir’e içme suyu sağlayan barajlar havzasında bulunan madenin çalışabilmesine olanak sağlamak için kentteki 200-300 bin insanın içme suyunu sağlayacak olan Çamlı Barajı’nın yapımına AKP hükümet izin vermedi. Kentin tek yüzeysel su toplama havzasında bulunan, alfons tipi üzümleri ile ünlü, orman köyü Efemçukuru bugün kapasite arttıran altın madeninin işgali altında bulunuyor. Kaz Dağları, Kozak yayalası, Gümüşhane, Erzincan, Kayseri-Nevşehir, Eskişehir, Ordu, Ağrı, Istranca Dağları, Sivas Bakırtepe’de, Artvin Cerattepe’de, Dersim Ovacık’ta ve ülkenin onlarca yerinde irili ufaklı altın madenciliği sürerken yeni girişimler ise devam ediyor.