9 Ekim günü Medya Koridoru’nda Canan Kaya’nın bir haberi yayımlandı… Bu habere göre; 7 Ocak 2024 günü Batman’da evinin önünde asılı bulunan sekiz yaşındaki bir çocuk ailesi tarafından hastaneye kaldırılmış ve ardından sosyal medyada çocuğun cinsel şiddete uğradığı ve gözaltılar olduğu öne sürülmüş.
Bunun üzerine Kozluk Cumhuriyet Başsavcılığı, gözaltı iddialarını yalanlamış, titizlikle yapılan bir soruşturma başlatıldığını belirtmiş. Ancak sonrasında olay ne ulusal ne de yerel medyada hiç yer bulmamış.
Canan Kaya; olayı ilk duyuranın Batman’ın yerel gazetesi Sonsöz olduğunu, kendisine yapılan aktarıma göre, haberi yayımladıktan kısa bir süre sonra gazetenin basıldığını da haberinde belirtiyor. Zaten kısa bir süre sonra Sonsöz’ün yaptığı habere erişim engeli getirilmiş.
Aile; çocuğun oynarken asma dalına dolandığını söylemiş ancak hekimlerin raporuna göre durum öyle değilmiş ve cinsel istismar şüphesi bulunuyormuş. Mart ayına kadar hastanede kalan çocuk bu olaydan sonra konuşamaz ve hareket edemez hale gelmiş. Hastane ve adliye kaynakları da olaya ‘intihar’ demiş. Ancak gazeteci yine de olayın peşini bırakmamış. Diyarbakır Adli Tıp Kurumu’ndan alınan ilk adli tıp raporuna göre cinsel istismar şüphesinin tıbben kanıtlanmış olduğunu görmüş. Ancak buna karşın 26 Nisan 2024’te alınan ek bir raporla “somut delil yoktur” denilerek dosya takipsizlik kararı ile kapatılmış.
Kaya, pek çok kapatılan çocuk hak ihlali dosyasında olduğu gibi ailenin siyasi bir ayrıcalığı olduğunu da fark etmiş.
Olayla ilgili iki gün önce sevindirici bir haber yayımlandı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’ın talimatı üzerine bakanlık avukatları, takipsizlik kararının kaldırılması ve soruşturmaya devam edilmesi talebiyle itirazda bulunmuş. Başsavcılığın takipsizlik kararı vermesine rağmen, bakanlığın itirazı sonucunda soruşturma devam edebilir.
Çok açık ki bu soruşturmanın etkili yürütülmesinin, faillerin ve sorumluluğu olanların cezasız kalmamasının yolu tıpkı gazeteciler gibi olayın peşini hiçbirimizin bırakmaması…