Siyasi parti temsilcileri, DTK’ye dönük soruşturma kapsamında çok sayıda kişinin gözaltına alınması ve baskınlar sırasında Rojbin Çetin’e dönük işkenceye tepki gösterdi
Siyasi parti temsilcileri, Demokratik Toplum Kongresi’ne (DTK) dönük soruşturma kapsamında çok sayıda kişinin gözaltına alınması ve baskınlar sırasında Demokratik Yerel Yönetimler Kurulu üyesi Rojbin Çetin’e dönük işkenceye tepki gösterdi.
‘Baskı halkasının bir devamıdır’
DTK’ye dönük baskın ve gözaltıların kabul edilemez olduğunu söyleyen Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Eş Genel Başkanı Cavit Uğur, “Düz ovada siyaset yapın’ bir kez daha yerlerde sürükleniyor” dedi. DTK’nin, Kürt halkının dili ve kültürünü geliştirmek dışında bir faaliyetinin olmadığına dikkati çeken Uğur, “Demokratik muhalefete dönük bir baskıdır. İşsizlik, yoksullukla mücadele etmek amacıyla yeni bir toplumsal inşaya olan ihtiyacı bastırmaktır. ‘Kürdüm’ diyenin kollektif haklarının yok sayılmasıdır. Çöktürme hareket planının devamıdır. Hem Kürt siyaseti hem de birleşik bir demokratik odak olarak HDP’ye dönük baskı halkasının bir devamıdır. Bu baskın ve gözaltı halka siyaset yapmayı yasaklamak, onları sarayın kulları ve payandaları olmaları içindir” değerlendirmesinde bulundu.
‘Örgütlü dinamiklere saldırılıyor’
DTK’yi kriminalize etme çabasının “ülkede faşizmi kurumsallaştırma çabası” şeklinde yorumlayan Uğur, “Bugün meslek odalarına, baroya karşı yapılması planlanan saldırının ta kendisidir” dedi. Uğur, “Tek adam rejimi bu ülkenin sorunlarını çözemez” diyerek, şöyle devam etti: “Yüz yıllık rejim ve toplumsal krizin nedeni zaten Türkiye’nin demokratik katılım mekanizmalarının olmayışıdır. Başta sendikalar olmak üzere örgütlü bir toplumun olmayışı ülkede bir devlet ve rejim krizi yaratmaktadır. Krizden çıkış demokratik mekanizmaların açılması, örgütlü bir toplum olmaktan geçmektedir. Oysa AKP/MHP iktidar bloğu, neoliberal iktisadı sürdürmek, sömürü ve sömürgeci politikaları uygulamak için toplumun bütün örgütlü dinamiklerine saldırıyor. Her demokrat her işçi her kadın ve genç bu siyasi soykırım politikalarına karşı sesini çıkartmalıdır.”
‘Saldırıları kayyumlar sürecinden de biliyoruz’
Birleşik Devrimci Parti Genel Başkanı Elif Torun Öneren, DTK’ye dönük gerçekleştirilen operasyona tepki göstererek, soruşturma kapsamında gözaltına alınanlara dönük şiddete değindi. Öneren, “İşkence gören bütün kadınlar bizim kız kardeşimizdir. Bütün kadınların bu saldırılara karşı direnişe geçmesi, gerekirse bütün kadınlar Diyarbakır’a yürümesi gerekir. Birlikte ortak bir dayanışma hattı kurma çalışmaları var. Özellikle son süreçte kadınlara karşı artan baskılar karşısında tüm dünyada gelişen bir kadın hareketi var. Bu Türkiye için de gerekli. Her mücadelede yerimizi alacağız. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olamasın. Korkmuyoruz, yılmıyoruz şiarıyla kadınlar hep beraber bu mücadeleyi yürütmeliyiz. Eğer buna karşı gelmezsek sıra batıya da gelecek. Buna asla sessiz kalmamalıyız” diye konuştu.
Demokratik Yerel Yönetimler Kurulu ve Tevgera Jinên Azad (TJA) üyesi Rojbin Çetin’e dönük köpekli saldırıya işaret eden Öneren, “Bu kabul edilemeyecek bir durumdur. Şiddet yükselerek devam ediyor ve bu şiddet özellikle kadınlar üzerinden yürütülüyor. Biz, kadınlara yapılan bu saldırıları kayyumlar sürecinden de biliyoruz” dedi.
‘Gözdağı politikası’
Yeşiller ve Sol Gelecek Parti Eş Sözcüsü Sinan Tutal ise, “Tek adam rejimi toplumda güç kaybettikçe başta HDP, HDK, DTK gibi kurumlara yönelik sertliğini artırıyor. Bu aslında kendi korkusunu, acizliğini ve güçsüzlüğünü gösteren bir şey” dedi. “Bu aslında bir intikam politikası” diyen Tutal, “Çünkü hedeflediği belediyeleri hem batıda hem doğuda alamayınca buralara yönelik anti demokratik uygulamalar devreye soktu” diye belirtti.
Tutal, son gözaltı operasyonunda seçilmişlerin gözaltına alınmasına işaret ederek, iktidarın gözdağı verme politikasına devam ettiğine vurgu yaptı. Tutal, şunları söyledi: “Dolayısıyla bu gözdağı verme ve baskı politikasına karşı tüm muhalefetin bir direnç çizgisinde kendisini örgütlemesinin doğru olacağını düşünüyoruz. Barolara yönelik düzenleme, mimar mühendis odalarına yönelik düzenleme hepsi bir araya getirildiği zaman siyasi partilerden, değişik muhalefet gruplarına, odalarına, sendikalara kadar kim karşısındaysa az veya çok hepsini hizaya getirme ve gözdağı verme politikasını artırarak sürdürüyor. Direnç çizgisiyle bu saldırılar püskürtülebilir ve iktidar bu şekilde teşhir edilebilinir.”
‘Hesap sorulmasını istiyoruz’
Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Selma Gürkan da konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, gözaltı sırasında yaşanan şiddete dikkati çekti. Gürkan, “Kadın kurumlarını yok eden, seçilmiş kadınları tutuklatan, kadın mücadelesinden kadınları gözaltı ve tutuklamalarla yıldırmaya çalışan iktidar, Diyarbakır’da pervasızca ve gözler önünde işkence suçuna da ortak olmuştur. ‘İşkenceye sıfır tolerans’ çıkışları yaptığı günlerde dahi muhalefeti bastırmak için insanlık dışı yöntemleri kullanmaktan çekinmeyenler, son dönemlerde Kürt halkının üstünde uygulanan işkence, infaz ve hukuk dışı yöntemleri artırdı, baskısını çoğalttı. Sevil Rojbin Çetin’in yanında olduğumuzu belirtiyor, TJA ile dayanışmamızı ifade ediyor, işkenceci polislerin bir an önce meslekten ihraç edilerek tutuklanmasını ve sorumluluğu bulunan herkesten hesap sorulmasını istiyoruz.”