Mardin’de İçişleri Bakanlığı tarafından ‘soruşturması’ olduğu gerekçesiyle görevden alınan muhtar Bahri Acar için, görevden alındıktan sonra hakkında soruşturma açıldığı ortaya çıktı
Mardin’de “soruşturman var” denilerek görevden alınan muhtar hakkındaki “soruşturmanın” görevden alındıktan sonra açıldığı ortaya çıktı. Mahkeme, yapılan itirazı işlemler arasındaki sürenin “makul” olduğunu savunarak, reddetti.
İçişleri Bakanlığı tarafından 11 Ekim 2018’de alınan kararla haklarında soruşturma olduğu gerekçesi ile 65’i Mardin merkez ve ilçe mahallelerinden olmak üzere 259 muhtar görevinden alınmıştı. Muhtarların görevlerinden alınmasına 442 sayılı Köy Kanunu ile 4541 sayılı Şehir ve Kasabalarda Mahalle Muhtar ve İhtiyar Heyetleri Teşkiline Dair Kanun gerekçe gösterilmişti.
Mardin Dargeçit’te görevinden alınan 10 muhtardan biri olan Yanılmaz (Gurûzan) Mahallesi Muhtarı Bahri Acar, “hukuka ve mevzuata aykırı olduğu” gerekçesiyle diğer muhtarla birlikte görevden alınmasını mahkemeye taşıdı.
Mezopotamya Ajansı’ndan Ahmet Kanbal’ın haberine göre, açılan davaya mahkemenin talebi üzerine savunma gönderen İçişleri Bakanlığı, Acar ile birlikte görevden alınan muhtarların haklarında “örgüt üyeliği, mensubiyeti, iltisaki” iddialarıyla açılmış soruşturmalar olduğunu, Mardin Valiliği’nin talebi üzerine “tedbir” amacıyla görevlerinden alındıklarını savundu.
Bir hafta sonra soruşturma açıldı
Ancak Muhtar Bahri Acar hakkında görevden alındığı güne kadar hiçbir soruşturma başlatılmamıştı. Mardin Valiliği’nin Bakanlığa gönderdiği yazı doğrultusunda 11 Ekim 2018’de görevinden alınan muhtar Acar’a yönelik soruşturma, görevden alındıktan tam bir hafta sonra yani 18 Ekim 2018’de açıldı. Soruşturmanın açılmasının hemen ertesi günü gözaltına alınan Acar, bir günlük gözaltı işleminin ardından serbest bırakıldı.
Mahkeme: Hukuka aykırı durum yok
Acar’ın avukatının işlemin durdurulması için Mardin 2’nci İdare Mahkemesi’ne yaptığı başvuru ise, “hukuka aykırı olmadığı” gerekçesiyle reddedildi. Mahkeme gerekçeli kararında 442 sayılı Köy Kanunu ile 4541 sayılı Şehir ve Kasabalarda Mahalle Muhtar ve İhtiyar Heyetleri Teşkiline Dair Kanuna tabi olan muhtarların 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’na da tabi olduklarını savundu.
Kararın ilgili kısımda mahkeme, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 137, 138, 139, 140, 141 ve 143’üncü Maddelerine atıfta bulunarak “…yürütülen soruşturmanın geniş kapsamlı ve görevi sırasında işlediği ileri sürülen suçlara ilişkin ciddi iddialara dayalı olduğu ve bu iddiaların kamu hizmetinin gereği gibi yürütülmesini olumsuz şekilde etkileyecek nitelik taşıdığı dikkate alındığında görevi başında kalmasında sakınca görülen davacının, hakkında yapılacak soruşturmanın selameti bakımında ihtiyati tedbir olarak görevden uzaklaştırılmasına karar verildiği anlaşıldığından, kamu yararı ve kamu hizmet gerekleri gözetilerek, tesis edildiği sonucuna varılan dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmıştır” sonucuna vardı.
Acar’ın görevinden alındıktan sonra hakkında soruşturma başlatılmış olmasını da “makul” bulan mahkeme, şu gerekçeyi öne sürdü: “Davacı tarafından bahsi geçen soruşturmaya dava konusu işlemin tesis edildiği tarihten sonraki süreçte başlanıldığı ifade edilmişse de, soruşturmanın başlangıç tarihi ile dava konusu işlemin tesis tarihi arasında makul olarak nitelendirilebilecek bir sürenin bulunduğu, bu hususun doğrudan işlemin hukuka aykırılığı sonucunu doğurmayacağı açıktır.”
Av. Vesek: Yasal dayanaklar hukuka uygun değil
Mahkemenin kararını değerlendiren Acar’ın avukatı Veysel Vesek, kararı Antep Bölge Adliye Mahkemesi’ne (BAM) taşıdıklarını belirtti. 657 Sayılı Kanun’un gerekçe gösterilmesi durumunda müvekkili hakkında bir ceza soruşturmasının olması gerektiğini söyleyen Vesek, “Oysaki müvekkil hakkında görevden uzaklaştırıldığı dönem bir soruşturma söz konusu değil. Bu başlı başına hukuka aykırılıktır. Müvekkil görevden uzaklaştırıldıktan sonra deyim yerindeyse hukuka aykırı işleme bir hukuki gerekçe oluşturmak için gözaltına alınıyor. Hakkında soruşturma açılıyor ve serbest bırakılıyor. Mahkemenin buna dair sunduğu gerekçe de yeni bir kriter. Mahkeme aradaki sürenin ‘makul’ olduğunu söylüyor ama neye göre makul, hangi kanuna göre makul. Bu açık değil. Yasal dayanakları yanlış tespit edilmiş bir karar. Yasal dayanakları hukuka uygun değil. Biz bu kararın bozulacağını düşünüyoruz” diye konuştu.