Sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek tutuklanan Vesile Yüksel’in 5 yaşındaki kızı Arin Mirkan, annesinin yardımıyla dışarıda olan ablasına gönderdiği mektupta, özlemini ‘Seni gökyüzü kadar seviyorum’ diye yazdırarak dile getirdi
Mardin’de 2017 yılının Şubat ayında sosyal medya paylaşımlarında “Örgüt propagandası” yaptığı iddiasıyla gözaltına alınan ve çıkarıldığı mahkemece “PKK bir terör örgütü müdür?” sorusuna verdiği “Hayır” cevabından sonra tutuklanan Vesile Yüksel’e 1 yıl 10 ay hapis cezası verilmişti. Cezası onandıktan sonra kızları 3 yaşındaki Arin Mirkan ve 5 yaşındaki Avesta ile cezaevine giren Vesile, 15 Ocak’ta cezası bitmesine rağmen bulunduğu Bayburt M Tipi Kapalı Cezaevi yönetimi tarafından “Disiplin cezası” gerekçe gösterilerek tahliye edilmedi. Kızı Avesta’nın 7 yaşına girmesi nedeniyle cezaevinden daha önce çıkmış, Arin ise aralık ayında cezaevinde 5 yaşına girmişti. Cezaevinin keyfi kararlarla Yüksel’e verdiği ceza nedeniyle Mardin’de kalan ablası Avesta ile telefonda konuşamayan Arin ablasına bir mektup gönderdi.
‘Ben de büyüdüm’
Arin mektubunda, ablasına olan özlemini şu ifadelerle dile getirdi: “Merhaba canım ablacım. Ne yapıyorsun? Nasılsın? İyi misin? Çok duygulandım mektup için. Seni çok seviyorum seni çok özledim. Serhildan ve tüm arkadaşların selamı var. Ben de büyüdüm ben de ablayım. Birlikte oynayacağız. Baba seni çok özledim. Söz verdin görüşe geleceksin. Kalika seni çok seviyorum. Avesta, Yüksel selam söylüyor. Bahoz ez pir ji te hezdikim. Söz veriyorum bir daha bisikletim için kızmayacağım. Bahoz, Serhildan senin fotoğrafını istiyor. Hizne, Demji sizi de özledim. Dersim ve Diren için hediye yaptım. Avesta dışarı çıkınca oynayacağız. Şeker de yemeyeceğim. Gökyüzü kadar seni seviyorum. Şirin Avestam bana hikaye gönder, fotoğrafın çok güzel. Seni seviyorum. Canım ablam.”
‘Kavuşmamıza çok az kaldı’
Anne Vesile Yüksel’in kızı Avesta için yazdığı mektup ise şu şekilde: “Arin Türkçe konuşmayı öğrendi her seferinde ‘Neden bizi tahliye etmiyorsunuz? Neden telefona çıkarmıyorsunuz? diye soruyor. Güzel kızım çok az bir zaman kaldı; birbirimize kavuşacağız özgür olacağız. Tüm çabamız bunun için. Sana hala mektuplar geliyor çok güzel ve anlamlı mektuplar, büyüdüğünde anlam vereceksin. Bir bilsen seni ne kadar özlediğimi. O güzel kokunu yumuşacık yanaklarını, güzel gözlerini, güzel dansını, güzel sesini çok özledim. Şarkı söylemeye devam et. Dans etmeyi de çok seviyorsun. Boş bir odada düşmeden dans et tamam mı? Canım zaten ben tahliye olunca doya doya gezeriz…”
MARDİN