AKP-MHP’nin savaş politikalarından doğa da nasibini alıyor. Güvenlik gerekçesiyle inşa edilen Silvan Barajı, binlerce yıllık tarihe sahip Geliyê Godernê ve Taşköprü’yü su altında bırakıyor
Selman Çiçek
AKP-MHP iktidarının savaş politikalarındaki ısrarı büyük felaketlere neden olurken, bu felaketlerden en çok nasibini alanlardan biri de doğa ve doğal yaşamdır. Güvenlik politikalarıyla inşa edilen barajlar, doğayı tahrip etmekle kalmayıp doğal yaşamı yok ederek halkların hafızasını da yok ediyor. Bu politikalarla inşa edilen barajlardan biri de Silvan Barajı.
7,3 milyar metreküp rezervuar hacmiyle Atatürk Barajı’ndan sonra bölgedeki ikinci büyük baraj olma özelliği taşıyan Silvan Barajı’nın, elektrik üretimine vereceği katkı ise çok sınırlı. Dicle Nehri ve kolları üzerine yapılan baraj ve HES projeleriyle başta 12 bin yıllık tarihe sahip Hasankeyf olmak üzere birçok tarihi alan sular altında bırakıldı, binlerce kişi ise yerlerinden edildi. Su tutması beklenen Silvan Barajı ise binlerce yıllık tarihe sahip Geliyê Godernê ve Taşköprü’yü suları altında bırakacak.
Godernê su altında kalacak
Silvan, Kulp, Hazro ve Lice ilçelerinin kesişim noktası olan Geliyê Godernê, eşsiz doğa güzelliği ve yüzlerce endemik bitki ve hayvana evsahipliği yapan bir bölge. Bölgedeki barajın tamamlamasına çok az bir süre kaldı, dört ilçeyi birbirine bağlayan köyler sular altına kalacağı için inşa edilen köprünün bitmesi ile Godernê su altına kalacak. İki ay içinde vadinin su altında kalması bekleniyor.
Bölge insansızlaştırılacak
Bölgenin su altında kalması nedeni ile bir grup doğa sever ile bölgeyi ziyaret ettiğimizde bizi ilk olarak Silvan Dağcılar (Cumat) Köyü muhtarı karşılıyor. Alelacele yanımıza gelen muhtar, bölgeye giriş için karakoldan izin alıp almadığımızı soruyor. Böyle bir gezi için karakoldan izin alma gibi bir düzenlemenin olmadığını, seyahat hakkımızı kullandığımızı söyledik. Bölgenin şu an yasak olmadığını ancak köprünün bitmesi ile Godernê’nin tamamen insan girişlerine kapatılacağına söyleyen muhtar, bu nedenle şimdiden insanları uyardıklarını söyledi.
Muhtarın üstlendiği görev, yazın gelmesi ile insan akınına uğrayan bölgeyi “Bölge su altında kalacak. İnsan girişine kapatılacak’’ diyerek insansızlaştırmak. Ve özellikle toplu gelen doğa severlerin de ‘karakol ve izin’ söylerimi ile duyarlılık oluşturmasını engellemek.
Semender: Nesli tükeniyor
Muhtarı dinlemeyip yönümüzü muhtarın köyüne değil de Hazro yönüne çeviriyoruz. Eşsiz su kenarından zirveye tırmanıyoruz. Tırmandıkça doğa tüm ihtişamı ve güzelliği ile bizi karşılıyor. Endemik bitkilerin arasından zirveye çıktığımızda karşımıza önce uzun ömürlü kaplumbağaları görüyoruz, sonrasında ise çok nadir olarak görülen ve nesli tükenmekte olan bir semender görüyoruz.
Semenderler suyun içinde veya yakınında yaşar veya nemli zeminde bulunur ve tipik olarak derelerde, göletlerde ve kayaların altı gibi diğer nemli yerlerde bulunur. Bazı türler yaşamları boyunca suda yaşarken, diğerleri periyodik olarak suya girer ve birkaçı yetişkin olarak tamamen karasaldır. Suya kabuksuz yumurta bırakırlar. Semenderler, kuyruk ve ayak parmakları da dahil olmak üzere kayıp uzuvlarını birkaç hafta içinde yenileyebilir ve bu avcıların saldırılarına karşı onları hayatta tutmayı sağlar.
Güvenlik kaygısı ile yapılan baraj, gördüğümüz bütün güzellikleri yok edecek. Bir daha böyle güzelliği yaşamamıza engel olacaklar. Godernê’nin su altında kalması başta semenderler olmak üzere kaplumbağa, tilki, domuz gibi birçok canlıyı su altında bırakarak doğal yaşam alanlarını yok edecek. Yine o doğadan beslenen binlerce kuş türünün yuvaları yok edilecek.
Eşsiz güzellikteki şelale
Uzun yolculuğumuzun ardından yaklaşık on metre yükseklikten kayalara düşen Godernê Şelalesi’ne ulaşıyoruz. Şelale suyunun döküldüğü yerlerde oluşan minik havuzlar doğal traverterleri andırıyor. Suyun akışı ve güneşin suya yansıması ile oluşan küçük su gökkuşağı ise gelen misafirleri adeta büyülüyor.
Bölgedeki çok sayıda mağara, su yolları, su depoları ve kaya kiliseleri, baraj ile birlikte su altında kalacak. Vadiye bağlı Hevika ile Kanika’da ve yine vadinin devamında Kelê’de tarihsel ve toplumsal hafıza için önemli olan kaya mezarlar ve anıt mezarlar ile Mervaniler döneminden kalma Taşköprü bulunmaktadır. Neolitik dönemden günümüze kalan mağaralar insanlık tarihine ışık tutarken, baraj, insanlığın hafıza ve tarihini sularla boğacak.
Proje kapsamında şu ana kadar 10 köy su altında kalırken yaklaşık elli köyün de su altında kalması bekleniyor. Su altında kalacak köylerde yaşayan binlerce insan bu nedenle bağ ve tarlalarını bırakarak göç etmek zorunda kalacak.