Ahmed Kanî ile 124 yıl önce yayımlanan Kürdistan Gazetesi’nin tarihini ve önemini konuştuk:
Hüseyin Kalkan
Kürdistan, Kürtçe yayımlanan ilk Kürt gazetesidir. Herhangi bir örgütün veya aydın grubunun ürünü değil, Bedirhan ailesinden Mikdad Midhat Bedirhan’ın bireysel çabalarıyla ilk defa 22 Nisan 1898’te Kahire’de yayınlanmıştır. Mikdad ve Abdurrahman Bedirhan kardeşler, 1847 yılında evvela İstanbul’a ardından da Girit’e sürgün edilen Kürt Botan Beyi Mîr Bedirhan’ın sürgünde doğan çocuklarıdır.
Bu önemli gazete şimdiye kadar bir çok araştırmaya konu oldu. Malmîsanij, ‘İlk Kürt Gazetesi Kürdistan’ı Yayımlayan Abdurrahman Bedirhan 1868-1936,’ isimli kitabı ve Murat Issı’ın, ‘Kürt Milliyetçiliği, İlk Kürt Gazetelerinde Siyasal Kavramlar ve İslam (1898-1918)’ isimli çalışmaları bunların başlıcalarıdır. Bu konudaki en güncel çalışma ise Ahmet KANÎ’ye ait. KANÎ, 2018 yılında Mardin Artuklu Üniversitesi, Kürt Dili ve Kültürü Anabilim Dalında, Osmanlı Dönemi gazetelerinden İlk Kürtçe Gazete, “Kürdistan (1898-1902)” gazetesi üzerine yaptığı içerik analizi tez çalışması ile mezun oldu. Tezi 2019 yılında, APEC Yayınevi tarafından, “Analîzek li ser Rojnameya Kurdistanê (1898-1902) (Kürdistan Gazetesi (1898-1902) üzerine bir Analiz) adıyla kitap olarak İsveç’in Stockholm şehrinde yayımlandı. Bir asrı bitirip ikinci asıra giren Kürdistan gazetesinin 124 kuruluş yıldönümünde Ahmed KANÎ ile bu önemli gazete üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik.
-Kürdistan Gazetesi’nin yayınlandığı tarihsel koşullardan söz eder misiniz?
Bilindiği gibi Osmanlı İmparatorluğu döneminde Kürtler idari olarak beylikler şeklinde yönetiliyordu. Ancak Fransız ihtilalinin genel olarak dünyada ve özellikle Avrupa kıtasında yarattığı ulusal demokratik uyanışla birçok ulus, demokratik haklarını elde etmek için mücadele içine girmiştir. Balkanlarda Osmanlı devleti bu ulusal demokratik mücadeleler karşısında toprak kaybetmeye başlar.
Bunun üzerine paniğe kapılan Osmanlı devleti de Kürt beyliklerinin ulusal demokratik taleplerinin önünü kesmek için, bu beylikleri birer birer ortadan kaldırmak için her türlü hileye; böl ve yönet politikasından tutun da her çeşit savaş oyununa başvurmuştur. Bu Kürt beyliklerinin ortadan kaldırılma süreci, Cizira Botan beyliğinin ortadan kaldırılmasıyla (1847) tamamlanmıştır. Girit Adası’na sürgün edilen Mir Bedirhan ve ailesi bir müddet sonra İstanbul’a yerleşme hakkını kazanır. 19. yy. İstanbul’u, aydınların toplandığı bir kent haline gelmiştir. Kürdistan’ın her tarafından örneğin Kürdistan’ın güneyindeki Koy kasabasından gelen Haci Kadir-i Koyi (1815-1897) gibi aydınlar İstanbul’a gelmişler. Birçok tarih kitabında, Haci Kadir-i Koyi’nin Mir Bedirhan Bey’in çocuklarının öğretmenliğini yaptığı geçmektedir. (Kanî, 2019:5) Onun modern ve çağdaş fikirlerini divanından okumak mümkündür. Hatta modern edebiyat ürünü olan romanı ve çağdaş basının simgesi olan gazeteleri bir şiirinde şöyle över: “Zamanımızda roman ve gazete vardır. Maksat olan her ilim onlarla yayılmış.” (Yıldırım, 2016:23) Zaten gazetenin 3. sayısında, Haci Kadir-i Koyî’nin ölüm haberi verilirken, onun bu şiirini Ehmedê Xanî’nin Mem û Zîn adlı eseri üzerine kendi el yazısıyla yazdığı ve içinde Ehmedê Xanî’nin bu eserini öven bölümler olduğu yer almaktadır. Bütün bunlar gösteriyor ki ilk Kürtçe gazete olan Kürdistan Gazetesi’nin (1898-1902) fikir babası Haci Kadir-i Koyi’dir.
-Gazete hakkında genel hatları ile neler söylersiniz?
Kürdistan Gazetesi (1898-1902), 22 Nisan 1898 tarihinde, yani 124 yıl önce, Mısır’ın başkenti Kahire’de yayın hayatına başlar. Ancak Sultan II. Abdülhamit ve yönetimi bir hafta gibi kısa bir sürede Kürdistan Gazetesi’nin ülkeye girişini yasaklayan fermanı hemen çıkardı. (Malmîsanij, 2011:122)
Bu baskı ve yasaklardan dolayı Kürdistan Gazetesi, Afrika’dan Avrupa’ya, Avrupa’dan Afrika’ya adeta göçmen kuşlar gibi kıtalararası yayın yerini değiştirmek zorunda kalmıştır. Bu da gösteriyor ki yüzyıllardır Kürt basını yasaklar ve engellemelerle karşı karşıyadır. Gazetenin ilk sayısında Mikdat Midhet Bedirhan (1858-1915) amacını şöyle açıklar: “Allaha yüz bin defa hamd olsun ki bizi Müsülman yarattı, ilim ve marifeti öğrenmemiz için akıl ve zeka verdi. (…) Allah’ın izniyle bundan sonra her on beş günde bir gazete yazacağım. Adını ‘Kürdistan’ yaptım. Gazetede ilim ve marifetin iyiliğinden söz edeceğim; nerede insan öğrenir, nerede iyi medrese, okul vardır, Kürtlere göstereceğim; nerede ne savaş oluyor, büyük devletler ne yapıyor, nasıl savaşıyor, ticaret nasıl yapılır; ben hepsini aktaracağım. (…)” (J&J/Pelgidank, 2018:13-14)
Ayrıca gazetede Ehmedê Xanî’nin Mem û Zîn’i adlı eseri gibi edebi eserler ve Şerefxanê Bedlîsî’nin Şerefname’si gibi Kürt tarih kitaplarının el yazmaları ilk defa matbaada basılarak gazetede tefrika edildi.
-Kürdistan Gazetesi kaç sayı yayınlandı?
Kürdistan Gazetesi’nin ilk beş sayısı Mikdat Midhat Bedirhan tarafından Kahire’de çıkarıldı. Altıncı sayıdan itibaren 31. sayıya kadar Abdurrahman Bedirhan (1868-1936) tarafından hazırlanıp yayımlandı. Yalnız aşağıda verdiğimiz tablodan da görüleceği gibi Osmanlı devleti Kürdistan Gazetesi’ni hiçbir zaman rahat bırakmamıştır. Bedirhan ailesi üzerine o kadar baskı yapmış ki Mikdat Midhat Bedirhan mecburen gazeteyi kardeşi Abdurrahman Bedirhan’a bırakarak İstanbul’a döner. Gazetenin çıkarıldığı yerler ve yayın tarihini bir tabloyla daha iyi anlayabiliriz:
-Hangi konulara yer verildi?
Kürdistan Gazetesi, içinde bulunduğu zamanın ruhuna uygun olarak oldukça zengin bir içeriğe sahiptir. O zamanki yönetimin başında bulunan Sultan II. Abdülhamit’e hitaben 4. ve 5. sayılarında birer açık mektup yayınlanır. Bu mektuplar Mikdat Mithat Bedirhan tarafından yumuşak bir dille yazılır, ama Abdurrahman Bedirhan’ın ondan sonraki sayılarda (6-7-10-13-20-26. sayılarda) yazdığı Sultan II. Abdülhamit’e açık mektuplar oldukça sert bir dille eleştiriler içermektedir. Gazetenin en önemli fonksiyonu Kürt dili, edebiyatı alanındaki seçkin eserleri bölümler halinde yayınlamasıdır. Diğer bir önemli hizmeti de Kürt ve Kürdistan tarihi ile ilgili eserlerin el yazması nüshalarını da alıp bölümler halinde yayınlamasıdır. O zamandaki zor şartlara rağmen okuyuculardan gelen mektupları olduğu gibi yayınlaması da önemlidir. Adeta bu mektuplar yurtdışındaki gazete ile Kürdistan’daki halk arasında arasında köprü görevini yapmıştır. Mesela Diyarbekir eşrafından Ş. M. Rumuzunu kullanan zattan gelen mektubu Kürdistan Gazetesi’nin 13. sayısında “KAXIDEK E JI KURDISTANÊ HATÎ/Kürdistan’dan Gelen Bir Kağıddır” başlığıyla olduğu gibi vermiştir.
-Kürt kültürüne ve Kürtçe’ye katkısını anlatır mısınız?
Bilindiği gibi o zamanki koşullarda matbaa fazla yaygın değildi. Osmanlı yönetimi uzun süre matbaanın gelmesinin ve basın yayının önünü kestiği için eserler hattatların el yazısıyla yazılıyordu. Kürdistan Gazetesi, Kürtçe eserleri bölümler halinde yayınlayarak bu eserlerin halka ulaşmasına hizmet etmiştir. Ayrıca üçüncü sayıdan başlayarak Kürdistan’da Kürt halkıyla birlikte yaşayan Ermeni ve diğer halklara seslenerek birlikte baskıcı yönetime karşı mücadele etmelerini sık sık dile getiriyor. Hatta bu konuda Abdurrahman Bedirhan “Kürdistan Kıyamı” isimli bir broşür, 1900 yılında hazırlayıp ülkede dağıtır. (Malmîsanij, 2011:30)
-Günümüzle bağını kurarsak neler söyleyebilirsiniz?
Kürdistan Gazetesi 124 yıl önce nasıl baskılarla karşılaştıysa günümüz Kürt basını da aynı baskılarla karşılaşıyor. Yani Kürt dili üzerindeki baskılar hep vardı, ister “El Hediyet-ül Hemidiye Fil-Lugati-el Kurdiye” gibi kitap olsun, ister Kürdistan Gazetesi gibi gazete olsun hep yasaklandılar. Günümüzde de Kürtçe’ye ne resmi dil statüsü verilmekte ne de anadilde eğitim hakkı tanınmaktadır.
-Sizin bu gazete ile ilgili yaptığınız bir akademik çalışma var, bu çalışmayı anlatır mısınız?
Benim Yüksek lisans tezim bu gazetenin içeriğiyle ilgiliydi ve şu isimle “Kürdistan Gazetesi (1898-1902) Üzerine Bir Analiz”, İsveç’in başkenti Stockholm’de, APEC Yayınları arasında, 2019 yılında yayımlandı. Kitap ve tezim Kürtçe olarak hazırlandı. Kısa bilgiler Kürtçe olarak kitabın ön ve arka kapaklarında mevcuttur.
*
Kaynakça
-Kanî, Ahmed, Analîzek li Ser ROJNAMEYA KURDISTANÊ (1898-1902)/Kürdistan Gazetesi (1898-1902) Üzerine Bir Analiz, APEC yayınları, Stockholm 2019
-Kürdistan (1898-1902) İlk Kürtçe gazetenin (01-31) tüm sayıları, Özel Baskı, Editör: Ahmed KANÎ, J&J/Pelgidank yayınları, Amed 2018
-Malmîsanij, Mehemed, İlk Kürt Gazetesi Kürdistan’ı Yayımlayan Abdurrahman Bedirhan 1868-1936, Vate yayınları, 2. Baskı, İstanbul 2011
-Yıldırım, Kadri, İkinci Xanî Hacî Qadirê Koyî, Avesta Yayınları, İstanbul 2016
Ahmed KANÎ kimdir?
Lise yıllarında itibaren siyaset içinde yer aldı. Komala Yayınlarını Diyarbakır sorumluluğunu yaptı. 1980 yılı Haziran ayında Türkçe öğretmeni olarak Diyarbakır Eğitim Enstitüsü’nden mezun oldu. 1985 yılında Komala davasında 12 yıl ceza aldı. Diyarbakır 5 Nolu Askeri Cezaevi’nde kaldı. Şubat 1987’de tahliye oldu. 1998’de yine İletişim Fakültesi gazetecilik bölümüne devam etti. 2004-2008 yılları arasında Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümünü okudu. 2010 yılında Mardin Artuklu Üniversitesi Yaşayan Diller Enstitüsü’nde Kürtçe Okutman sertifikasını aldı. 2012 yılından itibaren Türkçe öğretmenliği yanı sıra seçmeli Kürtçe derslerine de girdi. 2013 yılında birkaç arkadaşıyla “Kovara Wêje û Rexne/Edebiyat ve Eleştiri Dergisi”ni çıkardı. 2014 yılında, Diyarbakır’da İsmail Beşikçi Vakfı’nın, Kurucu başkanı olarak şubesini açtı. 2016 yılı Temmuz ayında İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nden mezun oldu. 2017 yılında, sadece Kürtçe yayın yapan bir site kurdu. Yine 2017 yılında “Morfolojîya Kurmancî û Zimannasî/Kurmancî Morfolojisi ve Dilbilim” adlı kitabı J&J yayınevi tarafından yayımlandı. 2018-2019 yıllarında Dicle Üniversitesi Kürt Dili ve Kültürü Anabilim dalının Klasik ve Modern Kürt Edebiyatı derslerine özel doktora öğrencisi olarak katıldı ve Dicle Üniversitesi Kürt Dili ve Kültürü Bölümü’nde resmi olarak doktora eğitimine başladı.