GÖÇİZDER soruşturmasında iddianame hazırlandı; Olmayan radyodan örgüt propagandası çıkartıldı, AB’den fon almak suç sayıldı, derneğe gönderilen peynir parası suçlama konusu yapıldı
Haziran ayında İstanbul Cumhuriyet başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma ile gözaltına alınan Göç İzleme Derneği (GÖÇİZDER) Eşbaşkanları Kamile Kandal ve Mehmet Boğakan’ın da aralarında olduğu 22 kişi gözaltına alınmış, çıkarıldıkları mahkeme sonrası ‘örgüt propagandası’ ve ‘örgüt üyeliği’ suçlamasıyla 16 kişi tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.
Savcılık yaklaşık 3 ay sonra tutuklanan GÖÇİZDER üyeleri hakkında iddianamesini hazırladı. İddianameye göre Avrupa Birliği’nden (AB) alınan fonlar, derneğin yürüttüğü faaliyetler, hazırladığı raporlar suçlama konusu yapıldı.
MA’dan Mehmet Aslan’ın haberine göre İddianamede ana suçlama ‘AB’den alınan fonların örgüte aktarılması’ olarak gösterildi.
İddianamenin detayları şöyle;
Savcılık derneğin yaşanan zorla yerinden edilmelere Türkiye’nin “baskı” ve “zulmünün” neden olduğuna dair raporlar tuttuğuna dikkat çekerek, bu tespitin “PKK/KCK” söylemi olduğu ileri sürüldü. Öte yandan zorla göç edilenlerin “yardım ve dayanışma” adı altında bir araya geldiğini ve yaptıkları faaliyetlerin devletin aleyhine olduğu ve bu durumun Türkiye’yi uluslararası arenada zor duruma düşürdüğü belirtildi.
Abluka kelimesi suç sayıldı
İddianamede “Sokağa Çıkma Yasakları ve Zorunlu Göç Sürecinde Kadınların Yaşadıkları Hak İhlalleri Ve Deneyimleri Raporu”nda yer alan, “…Abluka sürecinde katılımcıların en fazla tükettiği temel gıda maddelerinin kuru bakliyat…” bölümündeki “abluka” ifadesi de suçlama konusu yapıldı.
AB destekli proje suç sayıldı
İddianamede, Avrupa Kürdistanlı Demokratik Toplumlar Kongresi’nin (KCDK-E) Türkiye’nin aleyhine olacak bazı projelere fon sağlamak için Avrupa Birliği’ne baskı yaptığı ve bu baskı sonucu AB’nin KCDK-E’nin belirlediği derneklere yüksek meblağlarda döviz yardımında bulunduğu ileri sürüldü. GÖÇİZDER’e verilen bu yardımlarla PKK’ye finansman sağlandığı ileri sürülen iddianamede, AB’nin GÖÇİZDER’e projeler kapsamında gönderdiği yardımın, ne şekilde PKK’ye aktarıldığına yer verilmedi.
Raporlar suç delili olarak gösteriliyor
Derneğin AB’nin desteği ile hazırladığı, “2015-2020 Dönemi Sokağa Çıkma Yasakları; Veri Derleme ve Medya İzleme Raporu”nda Sur, Cizre ve Nusaybin başta olmak üzere kentlerin ağır silahların ve aşırı güç kullanılması sonucu yerle bir edildiği tespiti de suç sayıldı. Bunun yanı sıra Kürtlerin bu durumdan ötürü yaşadığı bölgeden göçe zorlandığı ve ekonomik, kültürel ve toplumsal alt üst oluş ile sürgün, yoksullaştırma ve yurtsuzlaşmanın yaşandığı olgusuna dikkat çekilen iddianamede, bu durumun Kürtlere karşı bilinçli bir “yurtsuzlaştırma” veya toplum hafızasını yok etme olarak anlaşıldığı ileri sürülerek, suçlama konusu yapıldı.
Sur: Ax û Welat belgeseli suçlama konusu
İtalya’da Uluslararası Biyoşehircilik Derneği (ISB) tarafından 13-20 Temmuz 2019’da yapılan “Bir Dil Evi Tasarlamak” konulu programa dernek üyelerinin katılması ve programda suçlama konusu yapılan raporların sunulduğu, ayrıca “Sur: Ax û Welat” belgeselinin gösterildiği belirtilen iddianamede, rapor ve belgesel nedeniyle Türkiye’nin zor durumda bırakılmaya çalışıldığı öne sürüldü. Tutuklu Erhan Örs’ün kurgusunu yaptığı belgesel, “örgütsel belgesel” olarak değerlendirildi. Derneğin Örs’e bu nedenle ödediği ücret de suç olarak kabul edildi.
İddianamede derneğe alınan peynir için ödenen para suç
İddianamede, derneğe alınan peynir nedeniyle ödenen para da suçlamalar arasında yer aldı. Derneğin Yönetim Kurulu’nda bulunan Süleyman Yıldız’ın, 2019’da “borç peynir” açıklaması ile banka üzerinden para göndermesi suçlama konusu yapıldı. Yıldız’ın üyesi olduğu derneğin Van’da yaptığı çalıştaya katılması ve telefon görüşmelerinin yer aldığı iddianamede, Yıldız’ın bir telefon görüşmesinde konuştuğu kişiye sanal medyada paylaştığı yazıyı okumasını tavsiye etmesi de yer aldı. İddianamede, söz konusu yazıya yer verilmezken, “örgütsel içerikli olabileceği” şeklinde değerlendirildi.
DİAYDER dosyası da iddianame
Yıldız’ın bir başka telefon görüşmesinde ise Şeyh Bedrettin ile ilgili yapılacak filme dair oyuncu sohbetine yer verilen iddianamede, filmde Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’nden (DİAYDER) birinin rol alabileceği önerisi de DİAYDER hakkında hala süren davalar gerekçe gösterilerek, suç kapsamında görüldü.
Radyodan örgüt çıkardı
Tutuklu bulunan İrfan Hülakü ile yazar Osman Tatlı arasında geçen görüşmeye de yer verilen iddianamede, Hülakü’nün Tatlı’yı derneğe çay içmeye ve sohbet etmeye davet etmesi ile aralarında geçen diyalog da suçlama konusu yapıldı. Bunun yanı sıra Hülakü’nün görüştüğü kişilere, “Radyo Dengê Kurdî” isminde bir radyo kanalı açmak istediğinin yer aldığı iddianamede, Hülakü’nün radyo kanalıyla Kürt “kökenli” yurttaşlara ulaşmaya çalıştığı ve “müzahir” şahısların örgüte bağlılığının artırılması amaç edildiği öne sürüldü. Radyonun henüz kurulmamış olmasına rağmen iddianamede, “örgütsel söyleşi ve müziklerin yayınlanıyor olabileceği” şeklinde iddianın yer alması dikkat çekti.
10 yıl önceye kadar inildi
Cüheylan’ın Barış ve Demokrasi Partisi’nin (BDP) “kumbara” çalışmasında elde ettiği parayı PKK’ye gönderdiği iddia edilmesine rağmen söz konusu paraların ne kadar olduğu ve ne zaman, ne şekilde gönderildiğine yer verilmedi.
Dernekten maaş aldığı için suçlandı
Tutuklu bulunan Halit Karahan ise, sosyolog olarak faaliyet yürüttüğü dernekten aldığı maaş nedeniyle suçlandı. Ayrıca derneğe bağış yapmakla da suçlanan Karahan’ın Tekirdağ 1 No’lu Cezaevi’nde bulunan yakınlarına para göndermesi de, derneğe bağlanarak, suç üretilmeye çalışıldı. Bunun yanı sıra HDP İzmir İl Örgütü’ne yapılan ırkçı silahlı saldırıda yaşamını yitiren Deniz Poyraz’a dair HDP’nin yapmayı planladığı eyleme ilişkin Karahan’a mesaj gönderilmesi dahi suç sayıldı.
‘Sayın demek örgüte hizmet’
GÖÇİZDER’de sosyolog olan Cihan Kartal’ın dernek faaliyetleri ve verdiği demeçler suç kapsamına alındı. Kartal’ın bir demecinde PKK Lideri Abdullah Öcalan’a “sayın” demesinden suç üretilmeye çalışıldı. Kartal’ın Kürt sorununun çözüm yolunun Abdullah Öcalan’dan geçtiği ve devletin görüşmesi gerektiği yönündeki sözlerinin ise “örgüte” hizmet etmek amaçlı olarak görüldü.
Toplamda 350 yıla kadar hapis istendi
Savcı iddianamede, derneğin faaliyetlerini örgüt hiyerarşi içine alarak, GÖÇİZDER eşbaşkanları Kamile Kandal ve Mehmet Boğakan ile Ali Koçyiğit, Berkant Yılmaz, Bilal Yıldız, Demgül Athan, Erhan Örs, Halit Karahan, İlyas Erdem, İrfan Hülakü, İskan Teker, Kıyasettin Cüheylan, Makbule Altıntaş, Mehmet Baran, Nurhayat Koçyiğit, Pınar Konak, Ramazan Kırkpınar, Songül Köse, Süleyman Yıldız, Şeref Kaya, Veysi Yıldız, Zelal Coşkun hakkında, “örgüt üyeliği” iddiasıyla 7 buçuk yıldan 15 yıla kadar hapis cezası talep etti. Savcı, ayrıca Berkant Yılmaz hakkında “örgüt propagandası” yaptığı iddiasıyla 5 yıla kadar hapis istedi.
İSTANBUL