Göç İz Der İnsan Hakları Haftası dolayısıyla bir açıklama yayınladı. Açıklamada göçmenlerin yaşadıkları sorunları aktararak, yapılması gerekenleri sıraladı
Göç İzleme Derneği (Göç İz Der) İnsan Hakları Haftası dolayısıyla dernek binalarında basın toplantısı düzenledi. “Aynı göğün altında sınırsız yaşamak için” pankartının açıldığı açıklamada konuşan Göç İz Der Eşbaşkanı Songül Köse, yaşanan ihlalleri aktardı.
2011 yılında Suriye’de başlayan savaş ile birlikte Türkiye’deki göçmen sorunlarının gündemdeki yerini koruduğunu söyleyen Köse, “Göçmenlerin yaşadığı hak ihlalleri yeniden Edirne’ye yönlendirilen göçmenlerle görünür olmuştur. Bu da bir kere daha göstermiştir ki, sadece siyasi bir araç olarak kullanılan göçmen meseleleri hakkında kalıcı bir çözüm yaratılmamıştır. Göç ve mültecilik konusunda gerek psikolojik olarak, gerekse fiziksel şiddet boyutuyla en ağır travmaları yaşayan gruplar; kadınlar ve çocuklardır. Göç eden kadınların yaşadığı cinsel istismar, tecavüz, fiziksel şiddet ve para ile satılma vakaları son yıllarda daha da artmıştır. Mülteci kadınlara yönelik süreklileşen cinsel istismar ve şiddet vakalarının artarak devam etmesindeki en büyük unsur da, insan haklarına aykırı cinsiyetçi ve kadına yönelik şiddet suçlarına uygulanan cezasızlık politikalarıdır” dedi.
On binler yerinden edildi
2015 ve 2020 yılları arasında 11 il, 47 ilçede 386 kez sokağa çıkma yasaklarından kaynaklı on binlerce insanın yerinden edildiğini belirten Köse, sadece güvenlik gerekçesi ile değil yaratılan doğa talanlarından kaynaklı da binlerce insanın göç etmek zorunda kaldığına dikkat çekti. Enerji üretimi gerekçesiyle de 12 bin yıllık bir tarihe sahip olan Hasankeyf’in sular altında kaldığını hatırlatan Köse, “Hasankeyf ilçesi başta olmak üzere, 200 civarı köy ve mezra sular altında bırakılarak, bölgedeki insanların kendi kültürünü yaşama ve yaşatma hakkı ihlal edildi ve kültürel bir soykırım yaşandı” diye belirtti.
Talepler sıralandı
Tüm bu hak ve özgürlük ihlallerinin yarattığı antidemokratik uygulamaların son bulması için herkesi mücadele etmeye çağıran Köse, taleplerini şöyle sıraladı:
“* İnsan haklarına konulan çekincelerin kaldırılması, insan haklarıyla doğrudan ilintili olan İstanbul sözleşmesi gibi uluslararası sözleşmelerin uygulanması.
* Göç edenlerin yaşadığı psikolojik, sosyal, ekonomik ve eğitim durumlarının iyileştirilmesine yönelik devlet, evrensel insan hakları sözleşmelerini iç hukuka uygulayarak görev ve sorumluluklarını yerine getirmelidir. Hukuki süreçler hakkaniyetli bir şekilde yürütülmelidir.
* Çatışmalı süreçlerde yaşanan maddi kayıplar için tanzim yasalarının çıkarılması ve mağduriyetlerin daha da geciktirilmeden giderilmesi gerekmektedir.
* Göç yollarında yaşanan ölümler önlenmeli ve devletlere bu konuda çağrılar yapılmalıdır.
* Tüm insanların sağlık hakkına eşit ve ücretsiz bir şekilde ulaşması sağlanmalıdır.
* Oluşan haksızlıkların ya da ihlallerin sorumlularının yargılanması sağlanmalıdır.
* İnsanların kendi kültürünü ve inancını yaşama ve sürdürme hakkının önündeki engeller kaldırılmalı.
* Kadın cinayetleri ve tacizleri konusundaki cezasızlık politikalarından vazgeçilmeli, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlayacak uygulamalara hızla geçilmeli ve kadın cinayetlerini engelleyecek yasalar düzenlenmelidir.”
İSTANBUL