Berivan Barin- Ömer Taş*
Akilah Azra Kohen; Çİ adlı kitabında avukatlık mesleğini, sadece gladyatör ruhuna sahip insanlar tarafından yapılabilecek bir meslek olarak tanımlar[1]. Eski Roma’da ise lanistalar (eğitimciler) bir gladyatör yetiştirebilmek için lodoslarda aylarca eğitim verir, verdikleri eğitimle Roma halkının büyük sempatisini ve hayranlığını kazanırdı. Gladyatör ruhuyla bağdaştırılan avukatların yetiştirilmesi süreci olan staj süreci ise günümüzde tam anlamıyla kölelik ruhunu çağrıştırmaktadır. Bizler, hala stajını sürdüren stajyer avukatlar olarak neden bu kölelik benzetmesini yaptığımızı bu yazıda açıklamaya çalışacağız;
Öncelikle Avukatlık Staj Yönetmeliğine[2] göre avukatlık stajının amacı; hukuk bilgilerini bilimsel verilerden ayrılmaksızın ve bilimin yöntemlerini kullanarak somut olaylara uygulayabilen, yargılama süresince yargılama faaliyetinin yönetimine ve kararın oluşumuna etkin biçimde katılabilen, meslek ilke ve kurallarına bağlı, hak arama özgürlüğünün yaşama geçmesi için uğraş veren, insan haklarına saygılı, demokrasi ve hukukun üstünlüğünden ayrılmayan, bağımsız ve özgür avukatların yetişmesi için hukuksal, sanatsal, eğitsel olanakların sağlanmasıdır. Ancak biz stajyer avukatlara hukuki, sanatsal ve eğitsel olanaklar sağlanmadığı gibi verilen angarya işlerin çoğunluğu sebebiyle bireysel olarak bu tür faaliyetlerde bulunmak için zaman dahi bırakılmamaktadır. Bu sebeple “avukatlık stajının amacı” sadece yönetmelikte geçen bir ifade olarak kalmaktadır.
Yine yönetmeliğe göre stajyer avukatların ruhsatını alabilmek için ilk altı ayı adliyede, diğer altı ayı ise avukat yanında büro stajı olmak üzere toplamda bir yıl stajyer avukat olarak staj sürecini tamamlaması gerekmektedir. Bu süreçte stajyerler adliye stajını; her bir mahkemede duruşmaları izleyip dosyaları incelemek, yargılama aşamalarını takip etmek, hâkimlerle hukuki mütalaalarda bulunmak ve duruşmalara katılmak şeklinde değerlendirmesi gerekirken uygulamada stajyer avukatlar bunların hiçbirine katılamamakta; yalnızca ayda bir imza değişimine gitmek zorunda bırakılmaktadır. Dolayısıyla okulda öğrendikleri teorik bilgilerin pratik hayatta nasıl vuku bulduğunu öğrenemedikleri gibi bir de bu süreçte herhangi bir ücret alınmadığı için geçim sıkıntıları yaşanmakta ve adliye stajı döneminde bir avukat yanında çalışmak zorunda bırakılmaktadırlar. Böylece stajyer avukatlar, en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamadıkları ücretlerle çalıştıkları, emeklerini ve bilgilerini pazarlamak zorunda oldukları bir sektörün içine dâhil olmaktadırlar. Birçok stajyer avukat, yüzlerce görüşme sonrasında kendilerini kabul etmeyen ve geri dönüş yapmayan avukatlardan dolayı çok düşük ücretlerle çalışmayı kabul etmek zorunda kaldığını belirtmektedir. Bunun yanında stajyer avukatlar, yanında çalıştıkları meslektaşlarının yani avukatların kendilerine görevleri ile ilgisi olmayan ve stajyerlik pratiği ile bağdaşmayan işler yaptırdıklarını ifade etmektedir. Ancak böylesi işlerden memnun olmasalar da yeni bir staj yeri aramamak için yanında çalıştıkları avukatların mobbingine katlanmak zorunda hissettiğini ifade etmektedirler.
Avukatın yanında yapılan staj sürecinde stajyer avukatlara meslek ile bağdaşmayan angarya işlerin yaptırılmasının yanı sıra ayrıca ekonomik ve psikolojik şiddete maruz kalmaktadırlar. Bütün bu zorluklara karşın stajyer avukatlar açlık sınırının 7.425 TL olduğu Türkiye’de, aylık 2 bin-3 bin TL gibi insanlık onuru ile bağdaşmayan ücretlerle çalışmak zorunda kalmaktadır. Stajyer avukatlarda durum böyle iken; hâkim ve savcı stajyerlerine staj süreleri boyunca ücretleri Adalet Bakanlığınca ödenmekte, özlük hakları güvence altına alınmakta ve staj süreçlerinin verimli şekilde geçmesi için en uygun ortam sağlanmaktadır. Yargının sacayağından sadece birinin stajyerlerinin insanlık onuru ile bağdaşmayan koşullarda staj yapmak zorunda kalması, Türkiye Cumhuriyeti’nin ayrımcılık yasağını ihlal etmeme hususunda Anayasa md. 90/5 gereğince uluslararası antlaşmalarca üstlendiği pozitif yükümlülüklerine aykırılık teşkil etmektedir.
Biz, staj döneminde emeğinin karşılığını alamayan stajyer avukatlar olarak Türkiye’deki yerleşik uygulamaya karşı çıkıyoruz. Biz, bize dayatılan bu insan onuruna aykırı yaşam standartlarına karşı çıkıyoruz. Biz, “biz daha kötü koşullarda staj yaptık sesimiz çıkmadı, zaten staj süreci bir sene sürüyor” şeklinde söylenen ve bu süreci normalleştiren söylemlere karşı çıkıyoruz. Biz, her avukatlar gününde patron avukatlar tarafından paylaşılan “Avukatlar tarih boyu köle kullanmadılar ama hiçbir zaman efendileri de olmadı!”[3] paylaşımlarına karşı çıkıyoruz ve diyoruz ki, siz patron avukatlar bizleri köle olarak kullanmaya çalışıyorsunuz. Oysa biz sizi efendi olarak kabul etmiyoruz. Nasıl ki Anayasa’da her emeğin karşılığı olarak bir ücretin ödenmesi gerektiği güvence altına alınmıştır, işte bizler bu hakkımız olanı istiyoruz. Zira stajyer avukatların emeğinin karşılığında da ödenmesi gereken, avuntu sözleri değil, hak ettikleri ücrettir!
Mesleğin sıkıntıları bir yana ülkede ciddi bir hukuk problemi bulunmaktadır. Mevcut hükümet; savunmayı kısıtlayıcı, eğitimi niteliksizleştirmeye yönelik ve mesleği itibarsızlaştıran politikaları ile toplumsal krizler karşısında hiçbir söz söyleyemeyen hukukçular toplamı yaratmaya çalışmakta, ruhsat gaspı endişesiyle suya sabuna dokunmayan bir nesil yetiştirmeye çalışmaktadır. Diğer yandan ülkenin her yanına yeterli akademik kadroları oluşturulmadan apartman altlarında fiziki ve sosyal şartları taşımadan hukuk fakültesi açılmasının sonucu olarak niteliksiz bir nicelik avukat artışı yaşanmaktadır. Mevcut politika niteliksiz mezun vermenin önünü açarak avukatlık mesleğinin itibarını zedelediği gibi yurttaşın savunma hakkına erişimini de zorlaştırmaktadır.
İktidarın, yargının vazgeçilmez sacayağı olan savunmayı itibarsızlaştırma çabası ve stajyer avukatların sıklıkla karşılaştığı ekonomik, psikolojik ve cinsiyete dayalı sorunların avukatlık mesleğinin onuru ile bağdaşmadığının kabulü ve bu sorunlara ilişkin kalıcı ve etkili çözümler üretmek amacıyla örgütlü yapımızı büyüterek haklarımızı elde edene kadar mücadele edeceğiz.
*Özgürlük İçin Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi Öğrenci-Stajyer Komisyonu Üyeleri, Stajyer Avukatlar
[1] Akilah Azra Kohen, Çi, Destek Yayınları, Temmuz 2014, s.67
[2] Yönetmelik için bknz; https://www.mevzuat.gov.tr/anasayfa/MevzuatFihristDetayIframe?MevzuatTur=7&MevzuatNo=5777&MevzuatTertip=5
[3] Moliearac’a ait olan biz veciz.