Kadın cinayetlerine ilişkin dosyalara ilişkin sık sık gizlilik kararları veriliyor. Böylece bilgi edinme haklarının engellendiğini belirten avukatlar tepkili
Son dönemlerde iyice artan kadın cinayetleri ve şüpheli kadın ölümlerine ilişkin açılan davalarda, soruşturma dosyalarına gizlilik kararları getiriliyor. Serap Öner, Tuğba Tokbaş, İpek Er, Duygu Delen ve daha birçok kadının ölümünün araştırıldığı soruşturmalara gizlilik kararları getirildi. Son olarak Adana’da Serap Öner’in, uzaklaştırma kararına rağmen boşanma aşamasında olduğu Ali Öner tarafından katledilmesine ilişkin yürütülen soruşturma dosyasına gizlilik getirilmesi tepkilere neden oldu.
Kararlar hangi gerekçeyle alınıyor?
Avukat Ezgi Ergen, kadın cinayeti dosyalarına getirilen gizlilik kararlarını BirGün’e değerlendirdi. Bu kararların hangi gerekçeyle alındığına bakmak gerektiğini söyleyen Ergen, şunları dile getirdi: “Fail mi korunuyor, medyaya yansımasın mı isteniyor gibi ihtimaller akla gelebiliyor. Soruşturma aşamasında alınan gizlilik kararı etkin bir soruşturma yürütüldüğü konusunda soru işareti uyandırabiliyor. Kovuşturma aşamasında duruşmaların kapalı görülmesi ise var olan toplumsal bir tepkinin sönümlenmesini amaçlamaya yönelik olabiliyor.”
Ergen, “Dosyada ne olduğunu, alınmayan ifade, kapatılan delil var mı, etkin bir soruşturma yürütülmüş mü bilemiyorsun. Bu durum toplum ve mağdurun yakınları açısından bir sıkıntı oluşturuyor. Zaten kadına karşı şiddete dair dosyalarda yargıya ciddi bir güvensizlik var” diyerek, toplumsal tepkiyi azaltmaya ve belki de bu dosyaları unutturmaya yönelik kararlar olabileceğini belirtti.
HABER MERKEZİ