Giyadîn’e bağlı Meleqer Köy coğrafyasında hazırlığı süren Altın madeni ile bölge zehirlenmeye hazırlanırken, yine Giyadîn’e bağlı Meleqer, Qerece ve Godûk köy coğrafyasında jeotermal enerji için 57 sondaj kuyusu açılacak
Zorlu Holding’e ait Zorlu Enerji Elektrik Üretim AŞ’nin (ZXOREN) yüzde 100’üne sahip olduğu ‘Zorlu Jeotermal Enerji Elektrik Üretimi A.Ş’ tarafından Agırî’nin (Ağrı) Giyandîn (Diyadin) ilçesi, Meleqer (Mollakara), Qerece (Mutlu) ve Godûk (Gedik) Köyleri sınırları içerisinde yaklaşık 50 milyon metrekare alanda her biri 50 MW kurulu gücünde 3 üniteli ‘Ağrı Diyadin Jeotermal Enerji Santrali’ (JES) kurulup işletileceği ve jeotermal kaynak arama faaliyeti yürütüleceği açıklandı. Santralde üretilecek olan elektrik enerjisinin, şalt sahası kurulup yaklaşık 26 km uzaklıkta bulunan ‘Ağrı TM-Doğubayazıt’ 154 KV Elektrik İletim Hattı ile trafo merkezine bağlantısı yapılarak ulusal enterkonnekte hatta aktarımı sağlanacağı belirtildi.
57 adet sondaj kuyusu
50 milyon metrekare alanda derinliği ortalama 2 bin metre derinliğe kadar inilecek kuyulardan, içinde zehirli ağır metallerin bulunduğu jeotermal akışkan çekilecek. Yukarı çekilecek olan akışkan miktarı ise her bir santral için saatte 2.950 ton olup 3 santral için toplamda her saat 8.850 ton zehirli akışkan yukarı çekilecek. 3 adet santrale kaynak sağlamak ve enerji üretimi sonrasında ağır metal dolu akışkanın tekrar rezervuara gönderilmesi amacıyla reenjeksiyon kuyuları da açılacağı belirtilirken, her bir santral faaliyeti için 10 adet üretim, 9 adet reenjeksiyon kuyusu olmak üzere toplamda 57 adet sondaj kuyusu açılacak.
JES’ler öldürüyor
AKP iktidarının JES’leri yenilenebilir enerji olarak ele alıyor olması ve desteklemesi birçok çevresel sorunu ortaya çıkardı. Nehir ve dereler zehirlendi ve milyonlarca balık katledildi. Üzüm, zeytin ve incir başta olmak üzere binlerce ağaç kurudu. Aydın’da kanser vakaları geçmişe göre 3 kat arttı. Yaşamı zehirleyen kirlilik, yeraltının binlerce metre derinlerine kadar sondaj yapılıp, içeriğinde bor, cıva, arsenik, kurşun, amonyak, antimuan, lityum, karbondioksit, hidrojen sülfür gibi zehirli ağır metallerle dolu akışkanların yeryüzüne çıkarılıp soğuyan akışkanın çevreye ve yer altına basılmasıyla yerüstü ve yeraltı suları zehirleniyor. Bir termik santral gibi çalışan JES’ler, GWh başına ortalama 2700 m3 su kullanmasıyla birlikte Koza Altın’ın Gudûk köyü üzerindeki Meleger Köyü’ndeki altın madeni ile bölgedeki sular tüketilirken, aynı zamanda Fırat Nehri büyük bir tehdit altına girecek.
Sermayenin JES aşkı
Temiz yenilenebilir enerji safsatası ile süslenen bu işletmeler sabit sermaye gideri dışında işletme giderleri en düşük olan santraller olması bakımından sermayeye çekici gelen yatırımlar ve bu nedenle sermayenin ilgisini çekerken, Türkiye coğrafyasının dört bir yanında JES’lere izin verilerek yaşam zehirleniyor. Santrallerde çok az sayıda çalışan olması, kömürlü ya da doğalgazlı termik santraller gibi hammadde girdi baskısı olmadan sıfır hammadde gideriyle çalışıyor olması sermaye kesimlerinin ilgisini arttırıyor. JES’lerin bulundukları bölgeyi zehirleyerek yaşanmaz yer haline dönüştürüyor olması ise JES’lere karşı gelişen tepkilerin ne kadar haklı olduğunu gösteriyor.
Germencik’te suda 5300 kat arsenik
Devlet Su İşleri (DSİ) 21. Bölge Müdürlüğüne bağlı uzman ekipler, Germencik’te jeotermal santrallerine yakın Alangüllü ve Hıdırbeyli mahallerindeki 4 artezyen kuyudan analiz için su numunesi almıştı. Numuneler, Türkiye Standartları Enstitüsü’nde (TSE) incelendi. İncelemede; sularda çok yüksek oranda bor, demir, alüminyum, çinko, selenyum, krom, bakır, arsenik gibi ağır metallere rastlandığı belirtildi. Demirin 20 bin kat, alüminyumun 7 bin 500 kat, arseniğin 5 bin 300 kat, lityumun 5 bin, molibdenin 4 bin 300, manganın 4 bin 300, kurşunun 2 bin 900, nikelin 1900, kromun 400, baryumun 250, kobaltın 60, çinkonun 15, borun 8 ve bakırın ise 2 kat normalden fazla çıktığı kaydedildi. Giyadîn coğrafyası altın madeni için siyanürle zehirlenmeye hazırlanırken, JES’lerle arsenik ve diğer zehirli akışkanla tamamen zehirlenecek.
Su zehirlendi bahçeler kurudu
Aydın’da 2010 yılında Adnan Menderes Üniversitesi tarafından yapılan çalışmada 15 binin üzerine artezyen kuyu tespiti yapılırken, kuyuların birçoğunda çok yüksek oranda bor, nitrat, nitrit ve amonyak saptanmıştı. En yüksek nitrit ve nitrat Alangüllü bölgesinde saptandı. İncir ve zeytin bahçelerinde olan bu kuyuların, jeotermal santrallerinin 200 ila 400 metre yakınında bulunması ise bölgede bahçeleri kurumasının ve verimlerin düşmesinin başlıca nedeniydi. Bölgede yapılan bir çalışmada ise jeotermal santrallerine yakın incirlerde yüksek miktarda ağır metal olduğu saptandı. Bu bölgede bir bahçede 500’e yakın incir ve zeytin ağacı kurudu ve bu bahçelerde yeniden tarım yapılamaz hale geldi.
EKOLOJİ SERVİSİ