Abdullah Aysu
Cuma günü ultrason çektirmek için hastaneye gittim. Gördüklerim yürek burkucuydu. Kastettiğim Covid meselesi değil, o zaten müzmin belalımız. Üzüntümün sebebi; hastaların yaklaşık yüzde 80’inin hasta olmaması gerekirken yanlış politika nedenli hasta olmalarıydı. Partizanlıkların, kayırmacılığın, “rabbena hep bana” politikalarının sebep olduğu psikolojik sorunlardan da bahsetmiyorum. O da etken elbette, ama sorunu tek başına ona yıkmak; eksik fatura kesip yanlış adrese göndermek olur. Esasen sağlıkla ilgili sorunların çoğunluğu gıda nedenli. Demem o ki; gıdanın yetersizliği, erişimsizliği -aracılı olması ve yoksulluk kaynaklı-, besin bakımından zayıflığı, kalıntı içermesi, katkı maddeli ve katışıklı olmasının hastalıkta yeri çok daha merkezi ve önemli. Evet, lafı dolandırmayayım. Gelelim nasıl olursa, ne olura!
Sanki
Evet, sanki iki bakanlığın görevi yanlış biçilmiş. Sağlık bakanlığının görev ve yetkilerini tarım bakanlığı, tarım bakanlığının vazife ve yetkilerini sağlık bakanlığı yürütse daha iyi olacak gibi. Mevcut bakanlık sisteminin şu haliyle yer değiştirmesinden söz etmiyorum. İsmi ve özü yenilenmiş cismiyle birlikte yer değiştirmesini kastediyorum.
Sağlık Bakanlığı
Sağlık bakanlığı elemanları, tarımsal üretim sürecinde hangi üretim girdisi kullanılırsa bütün canlılar -insanlar dahil- hasta etmemesinin ve ekolojinin tahrip olmamasının takibini yapsa… İnsanlar gıda kaynaklı sağlık sorunu yaşadıklarında sağlık bakanlığı sorumlu olsa… Bu olumsuzlukların yaşanmaması için sorumlulukla birlikte engelsiz yetki verilse…
Tarım Bakanlığı
Tarım bakanlığı elemanları, çiftçilerin besin bakımından zengin, zehir kalıntısız ürün, katkı maddesiz gıda üretmelerini sağlayarak insanları hastalıklara karşı korumayı öncelikli görev edinse… Sonra sağlıklı ve besin bakımından zengin gıdalarla bağışıklık sistemlerini güçlendirme yöntemiyle tedavi etme yoluna gitse… Böylece tüm canlılar ile birlikte insanların sağlıklı doğal ortamda yaşamalarına el verse… Ve gıda kaynaklı olmayan sağlık konularını çözmek için “Sağlığa Kavuşturma/Döndürme Bakanlığı” kurulsa…
Cennetin provası
Dünyaya cehennemi yaşatan sistem-sizlik. İnsanlar ve tüm canlılar cehennemi yaşamdan nasibimizi aldık, alıyoruz. Bu süreçte yukarıdaki -sa- istekli, yani “olsa”, “etse” , “yapsa” gibi arzu ve dilek karışımı duyguları içeren/kapsayan kelimelerin özünü oldurarak, içini doldurarak, yani yaşarken cennetin provasını dünyada yapsak. Nasılmış bir yaşayarak görsek! Ne dersiniz? Mesela demiyorum, ciddiyim. Gıda politiktir, ama abartmayalım; ekmeye biçmeye, yemeye içmeye geldik bu dünyaya. Onu da iyi yapalım ki, doğru biçimde yaşayalım.