Gezi davasından tutuklanan kadınlar için Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi önünde açıklama yapan kadınlar, “Herkes için adalet arıyoruz. Aysel Tuğluk, Gültan Kışanak, Mücella Yapıcı, Osman Kavala için adalet arıyoruz” dedi
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İstanbul İl Koordinasyon Kurulu Kadın Komisyonu öncülüğünde, Gezi davasından tutuklanan kadınlar için Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi önünde açıklama yaptı. Açıklamaya Özgür Kadın Harekatı (TJA), Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Kadınlar Birlikte Güçlü, Halkların Demokratik Partisi (HDP), Adalet Nöbeti’ndeki tutuklu yakınları, Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan, Validebağ Savunması ve çok sayıda kadın katıldı. “Gezi umuttur yargılanamaz, kararlarınızı tanımıyoruz” pankartının açıldığı açıklamada, kadınlar “Gezi biziz arkadaşlarımızı karalayamazsınız”, “Gezi umuttur, iktidar mahkemeleri karalayamaz”, “Gezi onurumuzdur”, “Parklar meydanlar bizimdir” ve “Mücella Yapıcı’nın yumruğuyuz” dövizlerini taşıdı. Eylemde sık sık “Yaşasın kadın dayanışması”, “Gezi umuttur yargılayamazsınız” ve “Jın jiyan azadî” sloganları atıldı.
Cezaevi önünde bir araya gelen kadınlar cezaevindeki tutuklu bulunan kadınlara göndermek için renkli kağıtlar üzerine mücadele mesajları yazdı.
‘Mücella, Mine, Çiğdem için buradayız’
Ortak açıklamayı yapan Mimarlar Odası İstanbul Şubesi üyesi Simla Sunay, rengarenk coşkularıyla geldiklerini söyleyerek, Gezi davasından verilen kararın hukuksuz olduğunu ve kararı kabul etmediklerini söyledi. Sunay, “Bizi kapatmak istedikleri karanlığa inat, rengârenk coşkumuzla geldik. Bu hapishaneye bahar getirdik. Buradayız. Mücella, Mine, Çiğdem için buradayız. Gezi tutsaklarını, Silivri’deki arkadaşlarımızı Bakırköy’den selamlamaya geldik” dedi.
Sunay, konuşmasın şöyle sürdürdü: “Mizahla, neşeyle, takasla, dayanışmayla, ortaklaşmayla, paylaşmayla dağılan tüm kapatmalara karşı devletin hapishanesini yeniden inşa etme eylemi olarak görüyoruz. Anayasal hakkımızla yürüdüğümüz sokaklara ve mülkiyetsiz kent ve doğa alanlarına, bedenlerimize ve ortak sesimize devletin el koyma girişimidir.”
‘Tesadüf değil’
Gezi davasında tutuklananların iki defa beraat aldığını ve tutuklamaların tesadüf olmadığını ifade eden Sunay, devletin yeniden bir suç tasarımına girdiğine dikkat çekti. Sunay, “Son duruşmada hukuksuz yargılanarak ceza verilen kişilerin kim oldukları, devletin müdahale ve işgal alanlarını açık ediyor. Bu insanların mimar, şehir plancısı, avukat, sanatçı, sivil toplum çalışanı ve kültür sanat gönüllüsü olması tesadüf değil. Bu insanların ortak alanlara, müştereklere, kamusal mekânlara, meslek örgütlerine, sivil ve özgür bir halk söylemine destekleri tesadüf değil. Bu insanların tüm kent suçlarıyla birlikte, devletle kapitalist şirketler ortaklığı Kanal İstanbul Projesi’ne karşı duruşları, doğadan, insandan ve mesleki etikten yana direnmeleri tesadüf değil. Eşit ve adil bir dünya için mücadele etmeleri tesadüf değil. Aralarında kadın ve feminist bulunması tesadüf değil. Muhalif olmaları tesadüf değil” ifadelerini kullandı.
‘Başka bir yaşam mümkün’
“Gezi direnişi toplumsal bir umuttur” Gezi Parkı Direnişi’nde kamusal bir dayanışma gösterildiğine vurgu yapan Sunay, “Giderek otoriterleşen, özel yaşam tarzına müdahale edecek cüreti bulan iktidara ve sistematikleştirdiği devlet şiddetine karşıt tüm toplumsal konumlu gruplar, kadınlar, LGBT+’lar, öğrenciler, işçiler, ücretliler güçlendi. Yeni direnişler doğdu. 9 yıldır ‘başka bir yaşam mümkün’ diyen, eşitlik, özgürlük ve adalet isteyenler kayyumlara, hukuksuz tutuklamalara, KHK ile işten atmalara karşıt, yılmadan, yorulmadan örgütlendi, örgütleniyor” dedi.
Sunay, tutuklanan arkadaşlarının suçlu olmadığını söyleyerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “ Mücella Yapıcı’nın deyimiyle: ‘Gezi bir umut halidir. Gezi Parkı Direnişi toplumsal bir umuttur. Gezi bilhassa kadınların ‘ben varım’ isyanıdır. Gezi’de kaybettiklerimizin hesabı daha verilmedi. Gezi Davası kararlarına karşı dururken, beraberinde Gezi’nin itiraz ettiği ‘el koymalara’ karşı tekrar ve tekrar birleşiyoruz. Mücadeleye devam ediyoruz.”
‘Mücadeleye devam diyorlar’
Açıklamada söz alan Mücella Yapıcı’nın kızı Cansu Yapıcı, cezaevine ziyaret gerçekleştirdiklerini ve morallerinin çok yüksek olduğunu aktardı. Yapıcı, “Sağlıkları yerinde, dimdik ayakta duruyorlar. Bu karanlık bitene kadar kendi morallerinin yüksek tutacaklarının mesajını verdiler. Annem içerde cezaevi koşullarının mekansal olarak nasıl iyileştirmeye çalıştığını söyledi. Çiğdem içerdeki göçmenler ile ilgili neler yapabilir diye fikirler üretmeye başladı. ‘Siz dışarı da sağlam durun biz burada iyiyiz’ deyip. Mücadeleye devam diyorlar” diye aktardı.
‘Herkes için adalet arıyoruz’
“Herkes için adalet arıyoruz” diyen tutuklu yakını Kumru Akgül, herkesi “Adalet Nöbeti”ne çağırarak 3 aya yakındır adalet aradıkların söyledi. Akgül, “Van, Diyarbakır, İzmir ve İstanbul’da Adalet Nöbetleri başlattık. İstanbul’da sürekli engellenmeye çalışılıyoruz. 4 anne olarak sonuna kadar devam edeceğiz. Herkes için adalet arıyoruz. Aysel Tuğluk, Gültan Kışanak, Mücella Yapıcı, Osman Kavala için adalet arıyoruz. Adalet elbet bir gün bizimde kapımızı çalacak” dedi.
Yapılan konuşmaların ardından kadınlar, Mücella Yapıcı’nın iki gün sonra olan doğum günü için renkli balonlar uçuruldu. Eylem “Jin jiyan azadî” sloganları ve Kürtçe şarkılar eşliğinde çekilen halayların ardından son buldu.
Kaynak: MA