Birleştirilmiş Gezi Davası’nın 3’üncü duruşması bugün Çağlayan’da görülüyor. Duruşma öncesi yapılan açıklamada “Gezi direnişinin” yargılanamayacağını belirtti.
Gezi Parkı eylemleri nedeniyle 2017’den bu yana tutuklu bulunan iş insanı Osman Kavala’nın da aralarında bulunduğu 16 hak savunucusu ile Beşiktaş’ın taraftar grubu çArşı’nın 35 üyesinin yargılandığı davanın 3’üncü duruşması, Çağlayan’da bulunan 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün görülecek.
Taksim Dayanışması, duruşma öncesi İstanbul Adliyesi önünde açıklama yaptı. Açıklamaya Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Özgür Özel, CHP İstanbul Milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, , CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı ve Gezi eylemleri sırasında polisin attığı gaz bombasının kafasına isabet etmesi sonucu yaşamını yitiren Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan ile çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisi katıldı. “Gezi umuttur umut yargılanamaz” pankartının açıldığı açıklamada, “Biz Geziciyiz siz gidici” ve “Direnişimiz bitir mi sandın” pankartları taşındı.
Gerçekler çarpıtılmak isteniyor
Açıklamada konuşan Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Akif Burak Atlar, Gezi direnişinin tarihin en parlak sayfalarında yer aldığını belirterek, bu direnişin yargılanamayacağını ifade etti. Bu davayla birlikte gerçeklerin çarpıtılmak istenildiğini söyleyen Atlar, direnişi, suçla, terörle, darbeyle anılan bir eyleme dönüştürülemeyeceğini vurguladı.
Açıklama sonrası dava görülmeye başlandı
İş insanı Osman Kavala, önceki duruşmada olduğu gibi bu duruşmaya da katılmadı. Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada söz alan Can Atalay, savunma yapmak yerine Gezi’yi anlatacağını söyledi. Beraat kararı verilmiş bir dosya hakkında söz aldığına dikkati çeken Atalay, “Bu yargılama neden hala sürüyor” diye sordu. Yargılamanın bir çete faaliyetinin ürünü olduğunu söyleyen Atalay, “İddianame, Gezi’yi karalamaya çalışan siyasi iktidarın tarih tezidir. Hukuki değil, siyasi bir metindir. Savcılık ve temsil ettiği güçler, şunu çok iyi bilsin; Gezi’yi karalayamazsınız. Siyasi iktidar savcılık üzerinden yurttaşına parmak salıyor” dedi.
Gezi teslim alınamaz
Gezi Parkı eylemlerinin uluslararası komplo olarak gösterilemeye çalışıldığını kaydeden Atalay, “Gezi’yi ve fikrini teslim almaya çalışıyorlar. Siyasi iktidar ve temsilcileri bize ‘teslim’ olun diyor. Biz teslim olmayacağız. Asıl siz teslim olun. Savcılığın temsil ettiği güçler, su gibi beyaz olan, duru olan Gezi direnişimizi tarih karşısında karalamaya çalışıyor. Ve her gün siyasi iktidarın bu ülkede sıradan insanlara salladığı parmağın aynısını yapıyor savcılık” diye konuştu.
Savcının eğitimi fonlu
Sokaklarda milyonlarca insanın anayasal haklarını kullandığını belirten Atalay, “Gezi ve insanları fon kullanımı ile suçlamak hiçbir kişinin ya da kurumun haddi değildir. Biz, yahut tek bir Gezici, bir tek kör kuruş ile dahi ilişkilendirilemezken, bu iddianameyi yazan savcının meslek içi eğitim seminerleri Avrupa Birliği tarafından fonlanmaktadır” diye kaydetti.
Gezi milyonların
Daha sonra söz alan Tayfun Kahraman, eylemlerinin gençlerin parkına, ağacına, kuşuna sahip çıkması olduğunu ifade ederek, “Ben o gün gördüğüm şiddeti hayatımın başka yerinde yaşamadım. Hiçbir güç, para, otorite 80 ilde insanların sokağa çıkıp, insanların haklı haykırışlarını söylemesini organize edemez. Gezi direnişi sadece bizler değiliz, milyonlardır. Siyasi iktidarın kışkırtıcı diliyle beraber tansiyonun yükselmesiyle kendiliğinden başlayan hareketin organize olduğunu söyleyemezsiniz” diye belirtti.
Diploma alırken yemin ettik
2015’ten beri yargılandıklarını anımsatan Mücella Yapıcı ise, iddianameyi “saçma sapan” olarak tanımladı. Mahkeme ve heyetlerin sürekli değiştiğini söyleyen Yapıcı, “Şöyle bir kanıya vardım: Sanki sizlerle birlikte sahneye konmuş, sonu beli bir oyunun figüranları gibiyiz. Sizin meslek alanınızda yanlış uygulama varsa idareleri uyarmakla yükümlüsünüz der anayasa. Biz mesleki görevimize, kurumsal görevimize uygun davrandık. Mesleğimizin evrensel ilkelerine, kentin ve kamuoyunun yararına uygun davranıyoruz. Diplomaları alırken böyle yemin ettik” dedi.
8 çocuk öldü
Ülkedeki yoksulluğa ve yaşanan faili meçhullere işaret eden Yapıcı, bunların araştırılmadığını ve suçluların ortaya çıkarılmadığını, ancak Gezi eylemlerine katılanların suçlandığını kaydetti. Yapıcı, “Beni ve arkadaşlarımı mesleğimin gereğini uygulamış olmaktan dolayı nasıl defalarca idamla yargılarsınız? Gece bütün çadırlar, içinde çocuklar varken yakılmaya kalkıldı. Yapılan şey usulsüzlüğün de usulsüzlüğüydü. 45 kişi gözünü kaybetti, 8 çocuk öldü. Kediler, köpekler, kuşlar öldü. Bunlar bu halkın gözü önünde oldu” diye belirtti.
Avukatların itirazı
Yapıcı, Kahraman ve Atalay’ın avukatı Evren İşler, soruşturma evresine dikkati çekti. Bu aşamada fiziki takip ve iletişim tespiti konusunda karar alındığını dile getiren İşler, bu kararları talep ettiklerini, ancak dosyaya konulmadığını söyledi. İşler, bu soruşturmaları açan ve kararları veren hakim ve savcıların ise FETÖ’den davasının olduğunu işaret etti.
Ara verilen duruşma, saat 13.30’da tekrar başlayacak.