Gezi davasının ikinci duruşması Silivri Cezaevi Kampüsünde avukat savunmalarıyla başladı.
Gezi Parkı protestolarına ilişkin iş insanı Osman Kavala’nın tutuklu bulunduğu 6’sı firari, 16 kişinin yargılandığı davanın duruşması İstanbul 30’uncu Ağır Ceza Mahkemesinde görülmeye başlandı. Duruşma, Silivri Cezaevi Kampüsü karşısında bulunan salonda görülüyor. Duruşma için aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekili, insan hakları savunucuları, sanatçı, aydın, gazeteci, yabancı heyet ve yüzlerce kişi sabahın erken saatlerinde Silivri Cezaevi önüne geldi. Duruşmayı izlemek için gelenler, arama noktalarından geçti. Çok sayıda avukat duruşma sıralarında yerini alırken, yargılanan kişiler de duruşmaya alınmaya başlandı.
Kavala alkışlandı
Duruşmada, tutuklu Osman Kavala ile tutuksuz yargılanan Can Atalay, Yiğit Aksakoğlu, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Yiğit Ali Ekmekçi, Mücella Yapıcı, Tayfun Kahraman hazır bulundu.
Kavala, duruşma salonuna getirildiği sırada, izleyiciler tarafından alkışlandı.
Duruşma, avukatların savunmalarıyla başladı. Mahkeme Başkanı, iki gün sürecek olan duruşmayı bugün bitirmek istediğini belirtti.
Kavala 20 aydır tutuklu
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Ali Kahveci tarafından, 2013 yılındaki Gezi Parkı protestolarıyla ilgili olarak soruşturma başlatıldı. Soruşturma kapsamında iş insanı Osman Kavala ve Yiğit Aksakoğlu’nun da içerisinde bulunduğu 16 kişi hakkında iddianame hazırlandı. 657 sayfalık iddianame, 4 Mart 2019’da İstanbul 30’uncu Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.
Anadolu Kültür A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala yaklaşık 20 aydır, Bernard van Leer Vakfı Türkiye Temsilcisi Yiğit Aksakoğlu ise ilk duruşmada tahliye edildi.
Dosya kapsamında yargılananlar şunlar: Mimar Mücella Yapıcı, Pınar Öğün, Gazeteci-yazar Can Dündar, Sinemacı ve gazeteci Çiğdem Mater, Açık Toplum Vakfı Türkiye Temsilcisi Gökçe Yılmaz, Yazar Handan Meltem Arıkan, Sivil Toplum Geliştirme Merkezi Koordinatörü Hanzade Hikmet Germiyanoğlu, Anadolu Kültür A.Ş Yönetim Kurulu Üyesi Ali Hakan Altınay, Oyuncu Mehmet Ali Alabora, Sinemacı, yönetmen yardımcısı ve reklamcı Mine Özerden, Avukat Şerafettin Can Atalay, Eski TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Yönetim Kurulu Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyesi akademisyen Tayfun Kahraman, Anadolu Kültür A.Ş Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Terakki Vakfı Okulları Yönetim Kurulu Üyesi Yiğit Ali Emekçi ve İnanç Ekmekçi.
Yakalama kararı bulunanlar
Can Dündar, Pınar Öğün, Gökçe Yılmaz, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu ve Mehmet Ali Alabora hakkında yakalama kararı bulunuyor.
16 isim için “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini engellemeye teşebbüs” ve “Gezi olaylarını finanse etmek” suçlamalarıyla, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile yargılanıyor.
Davanın tek tutuklusu Osman Kavala, 18 Ekim 2017’de gözaltına alınmıştı. Yiğit Aksakoğlu ise aynı soruşturma kapsamında sivil toplum aktivistlerine yönelik 16 Kasım 2018’de yapılan operasyonun ardından cezaevine gönderilmişti.
Dosya 657 sayfa 746 müşteki
657 sayfalık Gezi iddianamesinde 746 müşteki yer alıyor. Müştekiler arasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve 61’inci hükümetin bakanları da bulunuyor. Davada 16 kişinin çeşitli suçlardan ayrı ayrı 606 yıldan 2 bin 970 yıla kadar hapisleri de isteniyor.
11 Temmuz günü Hakim ve Savcılar Kurulu (HSK) tarafından yayınlanan kararname ile İstanbul 30’uncu Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Utku Ercan, İstanbul 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığına getirildi. Vekaleten heyete başkanlık eden ve tutukluluğunun devamına karar verilen Kavala hakkındaki bu karara şerh koyan Mahmut Başbuğ ise 30’uncu Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığına getirilmişti.
‘Genel felsefenizi bu dille anladık’
Dava avukatların savunmalarıyla başladı. İddianamede kullanılan dili eleştiren Avukat Fikret İlkiz, “Genel felsefenizi bu dille anladık” dedi. Yasalara uygun bir iddianameyi beklemenin herkesin hakkı olduğunu dile getiren İlkiz, “Eğer yasalar belirgin olmak durumundaysa o zaman yasalara uygun bir iddianame beklemek bizim hakkımızdır. Hukukun dilinde konuşan, kanunun diliyle, İnsan Hakları Sözleşmesi diliyle konuşan, direnmeyi bir hak olarak kabul eden kanunların diliyle konuşmalısınız. Yoksa bu iddianame bu nedenle bizim tarafımızdan kadir nâşinas (kıymet bilmeyen) olarak değerlendirilecektir. Biz iddianamenin somutlaştırılmasından yanayız” dedi. İlkiz, iddianamenin Ceza Genel Kurulu kararına aykırı olduğunu belirtti.
‘Mahkeme kararını yok sayıyorsunuz’
İstanbul 33’üncü Asliye Ceza Mahkemesi’nde Gezi eylemlerinin yargılandığını hatırlatan İlkiz, “Hiç mi görmediniz? Bu soruşturma devam ederken, burada sanık olan Mücella Yapıcı yargılanıyordu. Bugün karşınızda sanık olan Can Alatay, o davada avukatlık yapıyordu” dedi. İlkiz, Gezi olaylarına dair açılan ve sonuçlanan davaları hatırlatarak, “Bugün siz yargılama yapıyorsanız diğer mahkemelerin vermiş olduğu kararları yok sayıyorsunuz” dedi.
İlkiz, “Gezi olayları tarihteki yerini almıştır” diyerek, “Bizim açımızdan sizin iddianameniz kıymet nâşinasıdır” şeklinde konuştu.
‘Reddetmeniz gerekiyor’
İlkiz’in ardından avukat Özgür Karaduman savunma yaptı. Karaduman, savunmada şu ifadeleri kullandı: “Türkiye’nin yakın tarihi, demokratikleşme mücadelesinin yurttaşlarla devlet arasında aynı zamanda hukuk düzeyinde de gerçekleşmesinin tarihi. Bu iddianame, Türkiye’nin yakın geleceği açısından da çok önemli. 15 Temmuz gibi devletin bir dönem siyasal ortaklığını yapmış Fethullahçı çetenin darbesini tartışırken, Fethullahçı çetenin hazırladığı kıymetlendirilmiş bir iddianameyle yargılanıyoruz. Kıymetlendirilmiş iddianamesi olan ülkenin kıymetlendirilmiş siyaseti olur. Eğer siyasi iktidar gerçek anlamda Fethullahçı çete ile mücadele ettiği iddiasını taşıyorsa, bu çete tarafından hazırlanmış iddianameye kıymet vermemesi, reddetmesi gerek. Ciddiyet, hukukun en önemli konularından biridir. İddianamenin 29. sayfasında 5 Haziran 2013’te ‘anambunelan’ takma adlı Uludağ Sözlük yazarının ‘OccupyTurkiye ve emperyalizm’ başlığı altında, Gezi’nin sıcağı sıcağına yazdığı entry, iddianamede doğrudan yer almış. İddianame işte bu kadar ciddi. Kıymetlendirilmiş iddianamenizin açık kaynak raporu, liseli ergenlerin, gece canı sıkılanların yazı yazıp sohbet ettiği sözlük sitesinden alınmış. Uludağ Sözlük’teki açık rapor diyor ki, ‘Occupy eylemlerinin başlığını OTPOR CANVAS çekiyordu…’ Uludağ Sözlük’ten bahsediyoruz, Herhangi bir bilimsel ciddiyeti olan rapordan bahsetmiyoruz. Neredeyse birebir şekilde iddianameye alınmış. İnternetten basit bir lise öğrencisinin bile tarayarak 3 saniyesini bile almayacak…”
‘Duruşmaya ara verildi’
Mahkeme Başkanı Mahmut Başbuğ, “Lise öğrencilerine basit demeyelim” dedi. Bunun üzerine Avukat Karaduman, lise öğrencilerinden özür diledi. Karaduman, “Gezi’nin nasıl oluştuğunu öğrenmek istiyorsanız, FETÖ’nün sınav sorularını nasıl çaldığına karşı lise öğrencilerinin internet üzerinden örgütlendiğine bakın” dedi.
Duruşma verilen aranın ardından avukatların savunmaları ile devam edecek.
Haber Merkezi