Amed’de tüm engellemelere rağmen binlerin buluştuğu ‘Özgürlük Mitingi’nde çıkan mesajları değerlendiren DBP MYK üyesi Narin Gezgör, mitingde tek muhatabın Abdullah Öcalan olduğu mesajının öne çıktığını söyledi
Demokratik Kurumlar Platformu (DEKUP) tarafından “Komploya karşı direniyoruz, özgürlük için Amed’de buluşuyoruz” şiarı ile Amed’de düzenlenen “Özgürlük Mitingi” tüm engellemelere rağmen, Türkiye ve Kürdistan’ın birçok kentinden binlerin katılımıyla gerçekleşti.
“Biji Serok Apo, “Jin Jiyan Azadi” ve “Biji Berxwedana Zindana” sloganlarının defalarca atıldığı, ulusal kıyafetlerin giyildiği, Abdullah Öcalan’ın fotoğrafının açıldığı, zılgıtların, halayların çekildiği ve yürüyüşlerin yapıldığı mitinge binler katıldı. Günler öncesinden çalışmalarına başlanılan mitingde aynı zamanda birçok mesaj da verildi.
Tertip komitesinde yer alan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) MYK üyesi Narin Gezgör, mitingin amacına ulaştığını belirterek, değerlendirmelerde bulundu.
‘Eylemi bütün halklar sahiplendi’
Gerçekleştirilen miting öncesi hem Kurdistan hem de Türkiye cephesinde günler öncesinden çalışmaların yapıldığını ve bu çalışmalar sonucunda görkemli bir mitingin gerçekleştirildiğini dile getiren Gezgör, “Bu miting için hem Kurdistan hem de Türkiye kentlerinde bir ay boyunca çalışmalarımızı yürüttük. Tüm demokratik kurumlarımızın yöneticileri, parti yöneticilerimiz, vekillerimiz Parti meclisi ve MYK üyelerimiz; diyebiliriz ki girmedik sokak, evine konuk olmadığımız aile bırakmadık. Türkiye’de başta Kürt halkı olmak üzere halkların, emekçilerin, demokrasi, barış ve özgürlük isteyen kesimlerin aslında şunun farkına vardığını gördük. Bu çalışmalarda, hem ciddi bir sahiplenme vardı hem de Türkiye’deki çoklu krizlerin çıkış noktasının aslında Sayın Abdullah Öcalan’ın ortaya koyduğu demokratik çözüm iradesi, ortaya koyduğu barış iradesinde çözüm gördüklerini fark ettik. Yürüttüğümüz bir aylık çalışmalar boyunca halkın tamamı aslında barışa, demokrasiye ve özgürlüklere ne kadar susadığını ortaya koydu. Bu temelde Amed’de eylemimizi gerçekleştirdik. Şunu da belirtebiliriz, birçok kentte giriş çıkışlar engellenmesine rağmen yine Amed’de birçok engellemeye rağmen eylemi sadece Kürt halkı ve kadınları değil bir bütün olarak halklar sahiplendi” ifadelerini kullandı.
‘Birleşik mücadele bir kez daha görünür oldu’
Gezgör, mitingin yasaklanması kararına karşı yurttaşların tepki gösterdiğini ve mitingi sahiplenerek büyük bir direniş gösterdiğini aktarırken, “Hiçbir engellemeyi tanımadılar. Çünkü en demokratik haklarını kullanmak üzereydiler. Bir halkın, kadının ya da gencin temel haklarından bir tanesi demokratik eylem-etkinlik, gösteri ve yürüyüştür bu engellenmeye çalışılıyor aslında. Buna karşı da onların sahiplendiği şey; demokratik çözümdü, onların çözüm sahiplendiği şey barış iradesiydi, onların sahiplendiği şey özgürlüktü ve bunun da muhatabının Sayın Öcalan olduğunu çok net bir şekilde ortaya koyan bir yerdeydiler. Dış kentlerden yola çıkan yurttaşlar, başta kadınlar ve gençler olmak üzere hiçbir engellemeyi tanımadan yollara düşerek yürümeye başladılar. Yine miting alanına girişin engellenmesi ile birlikte Amed halkı ve dış kentlerden Amed’e ulaşan on binlerce kişi, kendini miting alanına ulaştırmak için elinden gelen mücadeleyi de ortaya koydu. Eylemimizde dikkatimizi çeken yine önemli bir şey de vardı. DEM Parti’nin ve Türkiye halklarının yürütmüş olduğu birleşik mücadele hattı bir kez daha görünür oldu” sözlerine yer verdi.
‘Bu sürecin öncülüğünü kadınlar yürüttü’
Mitingde kadınların ortak mücadele hattının bir kez daha açığa çıktığını, sürecin öncülüğünü kadınların yürüttüğünü söyleyen Gezgör, “Hem sosyalistler hem feministler hem devrimciler hem demokratlar başta kadınlar öncülüğünde alana aktılar. Çünkü Türkiye’nin içinden geçtiği bu süreçte krizlerin aslında en çok etkileneni kadınlardır. Savaş politikalarından en çok etkilenen kadınlardır. Barışa, özgürlüğe, demokratik çözüme en çok ihtiyaç duyan kadınlar olduğu için bu sürecin öncülüğünü kadınlar yürüttü. Kadınlar dün mitingde, ‘Bir çözüm olacaksa bu ülkede, yaşanan krizlerin bir çıkışı olacaksa Sayın Abdullah Öcalan ile görüşmelerin tekrar başlatılması, İmralı tecridinin kaldırılması, onu ortaya koyduğu Kürt sorununun demokratik çözümü ve barış iradesine sahiplenmekten geçer’ şeklinde bir irade ortaya koydu. Ayrıca şuna da dikkat çekmek gerekiyor, herkesin bildiği “’Jin Jiyan Azadi’ sloganı var. Bu sloganın çıkış noktası da Abdullah Öcalan. Bu slogan, bugün tüm dünya kadınlarının dilinde bir şiara, felsefeye dönüşmüş durumda. Kadınlar o felsefe etrafında kenetlenmişler. Kadın eksenli fikirleri, paradigması da aslında kadınların önünü açan bir yerde” dedi.
‘Barış için İmralı’daki tecrit kaldırılmalı’ sesleri haykırıldı
Gezgör, eylemin bütün engellemelere rağmen amacına ulaştığını vurgularlarken, şöyle konuştu:
“Eylem bütün engellemelere rağmen amacına ulaştı. Orada özgürlük, demokratik çözüm, barış iddiası ve iradesini bir kez daha hep birlikte tüm yüksek sesle haykırdık. Hem Türkiye’nin hem dünyanın gözü Amed’deydi. Amed’e gelmek için yollara düşen insanlardaydı. En demokratik hakkımız olan şey engellenmeye çalışıldı. Tüm antidemokratik uygulamalara rağmen, temel haklarımızın kısıtlanmasına dair yönelimlere rağmen bizler orada ülkenin içinde bulunduğu krizlerden çıkışının tek ve asli zeminin aslında Kürt sorununun demokratik çözümü olduğunu, Kürt sorunu demokratik çözümünün noktasındaki ısrarın suç olmadığını, özgürlüğünün suçu olmadığını, ülkeye barış koşullarının tekrar yaratılabileceğini bunun muhatabının da Sayın Abdullah Öcalan olduğunu ve bunun başta İmralı tecridinin, kaldırmakla açığa çıkabileceğini bütün kesimler yüksek sesle haykırdı. Bu açıdan eylem amacına ulaştı diyebiliriz.
‘Muhattap Sayın Öcalan’dır dediler’
Tabii başlatılan özgürlük kampanyası bu eylem ile başka bir aşamaya ulaştı, farklı bir boyuta taşındı. Çünkü daha öncesinde insanlarda 2016 yılından sonra ilan edilen OHAL’le birlikte ciddi bir baskı sindirilmişlik hali vardı. İnsanlar ilk kez demokratik çözümün muhatabının kim olduğunu haykırdılar. Uzun bir aradan sonra Amed ilinin merkezinde binlerce insan demokratik çözümün muhatabını işaret etti, İmralı’dır dedi. Binlerce insan artık barış istiyoruz, Kürt sorununun demokratik çözümü gerçekleşmeden özgürlükler de gelmez, savaş politikaları da bitmez. Muhatap, Sayın Öcalan’dır dedi.”
Haber: Pelşin Çetinkaya\JINNEWS