Suları zehirlenen, bahçeleri kuruyan Germencik’te yıkımlar aralıksız devam ediyor
Aydın’ın Germencik ilçesinde jeotermal enerji santrallerinden (JES) kaynaklı artezyen kuyu sularında çok yüksek oranda bor, demir, alüminyum, çinko, selenyum, arsenik gibi ağır metaller tespit edilmişti. Bu gerçekleri bilen ve birçok yıkım yaşamış olan Germencik halkı JES’lere karşı mücadeleleri sürerken, şirketler Germencik ve köylerinde JES ısrarını sürdürmekte. Mevcut santrallerden biri olan KİPAŞ Holding’e ait Maren Maraş Elektrik Üretim Şirketi ağır metallerle yüklü olan atık suları bahçeleri zehirledi. Diğer yandan seracılık amacıyla sondaj yapma girişimleri ise bu kez Tekin mahallesinde ortaya çıktı.
Sera girişimi!
Germencik’in Uzunkum, Moralı ve Argavlı köyleri arazileri üstünde JES ve onun çıktılarıyla sera ve kurutma tesisi kurmak amacıyla daha önce girişimde bulunulmuştu. Bu kez Germencik ilçesine bağlı Tekin Mahallesi’nde HEZ enerji şirketi köyde topraksız teknolojik sera yatırımı yapma girişimine yurttaşlar tepki gösterdi. Tekinli yurttaşlar bir toplantı gerçekleştirerek bu girişime karşı birlikte mücadele edeceklerini duyurdu. Toplantıda kurulacak JES’in mahalleye vereceği zararlar ele alınarak, JES’e karşı birlikte hareket etme kararı alındı.
Normalin 5300 katı arsenik
Devlet Su İşleri (DSİ) 21. Bölge Müdürlüğüne bağlı uzman ekipler, Germencik’te jeotermal santrallerine yakın Alangüllü ve Hıdırbeyli mahallerindeki 4 artezyen kuyudan analiz için su numunesi almıştı. Numuneler, Türkiye Standartları Enstitüsünde (TSE) incelendi. İncelemede; sularda çok yüksek oranda bor, demir, alüminyum, çinko, selenyum, krom, bakır, arsenik gibi ağır metallere rastlandığı belirtildi. Demirin 20 bin kat, alüminyumun 7 bin 500 kat, arseniğin 5 bin 300 kat, lityumun 5 bin, molibdenin 4 bin 300, manganın 4 bin 300, kurşunun 2 bin 900, nikelin 1900, kromun 400, baryumun 250, selenyumun, kobaltın 60, çinkonun 15, borun 8 ve bakırın ise 2 kat normalden fazla çıktığı kaydedildi.
Su zehirlendi bahçeler kurudu
Aydın’da 2010 yılında Adnan Menderes Üniversitesi tarafından yapılan çalışmada 15 binin üzerine artezyen kuyu tespiti yapılırken, kuyuların birçoğunda çok yüksek oranda bor, nitrat, nitrit ve amonyak saptanmıştı. En yüksek nitrit ve nitrat Alangüllü bölgesinde saptandı. İncir ve zeytin bahçelerinde olan bu kuyular, jeotermal santrallerinin 200 ila 400 metre yakınında bulunması ise bölgede de bahçeleri kurutan ve verimlerin düşmesinin başlıca nedeniydi. Bölgede yapılan bir çalışmada ise jeotermal santrallerine yakın incirlerde yüksek miktarda ağır metal olduğu saptandı. Bu bölgede bir bahçede 500’e yakın incir ve zeytin ağacı kurudu ve bu bahçelerde yeniden tarım yapılamaz hale geldi.
JES’ler zehirliyor
AKP iktidarının JES’leri yenilenebilir enerji olarak ele alıyor olması ve desteklemesi birçok çevresel sorunu ortaya çıkardı. Nehir ve dereler zehirlendi ve milyonlarca balık katledildi. Üzüm, zeytin ve incir başta olmak üzere binlerce ağaç kurudu. Aydın’da kanser vakaları geçmişe göre 3 kat arttı. Yaşamı zehirleyen kirlilik, yeraltının binlerce metre derinlerine kadar sondaj yapılıp, içeriğinde bor, cıva, arsenik, kurşun, amonyak, antimuan, lityum, karbondioksit, hidrojen sülfür gibi zehirli ağır metallerle dolu akışkanların yeryüzüne çıkarılmasından kaynaklanıyor. Bir termik santral gibi çalışan JES’ler, GWh başına ortalama 2700 m3 su kullanmaktadır.
Germencik’te depremler
Germencik’te son yıllarda yaşanan depremlerin JES’lerle ilişkilisi araştırılmıyor. Dünyada ise JES’lerin tetiklediği birçok deprem tespit edilmiş durumda. Küresel bilim yayını olan Science dergisinde yayımlanan bir çalışmada, Güney Kaliforniya’daki Salton Denizi kıyısında JES’in bulunduğu bölgede jeotermal kaynaklardan enerji elde etme süreçleri ile sismik faaliyetler arasında kuvvetli bir ilişki olduğu belirtilmişti. Araştırmacılar bu bölgedeki depremlerin sıklığının, enerji üretimi sırasında yeraltından çekilen ve yeraltına verilen suyun hacmine bağlı olarak değiştiğini kaydetmişlerdi
Sermayenin JES aşkı!
Temiz yenilenebilir enerji safsatası ile süslenen bu işletmeler sabit sermaye gideri dışında işletme giderleri en düşük olan santraller olması bakımından sermayeye çekici gelen yatırımlar ve bu nedenle Türkiye coğrafyasının dört bir yanında JES’lere izin verilerek yaşam zehirleniyor. Santrallerde çok az sayıda çalışan olması, kömürlü ya da doğalgazlı termik santraller gibi hammadde girdi baskısı olmadan sıfır hammadde gideriyle çalışıyor olması sermaye kesimlerinin ilgisini arttırıyor.
EKOLOJİ SERVİSİ