KHK’yle kapatılan Özgürlükçü Demokrasi gazetesi çalışanı Mustafa Göktaş’a “örgüt üyeliği” ve “örgüt propagandası yapmak” gerekçeleri ile 7 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Tahliye edilen Göktaş, “Gerçekleri halka ulaştırmaya devam edeceğiz” dedi.
Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kayyum atanan Özgürlükçü Demokrasi gazetesinin çalışanı Mustafa Göktaş, 18 aylık tutukluluktan sonra yargılandığı davadan “örgüt üyeliği” gerekçesi ile 6 yıl 3 ay, “örgüt propagandası” gerekçesi ile de 1 yıl 3 ay hapis cezası verilerek 12 Eylül’de tahliye edildi. Urfa 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde verilen cezaya itiraz edeceklerini ifade eden Göktaş, hakkındaki suçlamaları reddettiğini, çalışmalarının hepsinin gazetecilik faaliyeti olduğunu belirterek, “Gerçekleri halka ulaştırma noktasında çalışmalarımıza devam edeceğiz” dedi.
‘Onlarca arkadaşlarımız katledildi’
Göktaş, “Apê Musa’nın Küçük Generalleri” kitabını okuduktan sonra Özgür Basın ile tanıştığını ve 10 yıldır aralıksız olarak çalıştığını söyledi. Urfa ve İstanbul’da çalıştığını söyleyen Göktaş, “90’lı yıllardan farklı olmayan dönemlerden geçiyoruz. 90’larda onlarca arkadaşımız katledildi. Çalışanlara 100’lerce yıl hapis cezaları verildi. Gazete dağıtımına, gazetenin halka ulaşmaması, kimsenin gazeteyi takip etmemesi noktasında büyük bir baskı vardı. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra bu baskılar bir üst aşamaya geçti. Adım atılamaz noktaya getirmeye çalıştılar. Yasal çıkan bir gazeteyi illegalize etmeye çalışıyorlar” diye konuştu.
‘Yaptığım gazetecilikti’
Gazetenin dağıtımını ya da çalışmalarını yaptıklarında “örgüt üyesi ve yöneticisi” muamelesi gördüklerini söyleyen Göktaş, “Benim şahsımda yargılanan gazetecilikti. Çalıştığımız kurumlar illegal kurumlar değil. İlginç olan 2013 yılında haber takibini yaptığımız gösteriler, toplantılar, eylem ve etkinliklerde yaptığımız haberleri, dağıttığımız haberleri suç olarak saydılar. Dosyaya yönelik hâkimin ısrarla HDP’nin dönemin eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın Urfa’ya gelmesi ve haberi takip etmemiz noktasında sorular yöneltildi. Buna karşı benim söylediğim bir partinin eşbaşkanını takip etmek gazetecilik faaliyetleridir. Ama hâkim ısrarla bağlantı kurup siyasal bir partiyi, yasal olarak çıkan bir gazeteyi illegalize edip terör örgütüymüş gibi yaklaşımlarda bulundu. Bu suçlamaları kabul etmiyoruz. Bir gazeteci gösteri, eylem ve etkinliklerin hepsini takip eder. Temel amaç kamuoyunu bilgilendirmek” dedi.
‘Gerçekleri ulaştırmaya devam edeceğiz’
Türkiye’nin gazeteci hapishanesine dönüştüğünü ifade eden Göktaş, “Türkiye basın özgürlüğünde 160’ıncı sıralarda. 160’a yakın gazeteci tutuklu. Yakın zamanda genel yayın yönetmenimiz Hüseyin Aykol tutuklandı. Yüzlerce yıl cezalara varan dosyalar açılmaya başlandı. Bu dosyaların bizim için bir anlamı yoktur ve yok hükmündedir. Kabul etmiyoruz. Gazetecilik suç ise, biz bu suçu işlemeye devam edeceğiz. Biz Apê Musa’nın küçük generalleriyiz, çalışmaya devam edeceğiz. Gerçekleri halka ulaştırma noktasında çalışmalarımıza devam edeceğiz” dedi.
Kaynak: MA