Türkiye 24 Haziran seçimlerinden sonra başkanlık sistemine resmi olarak geçti. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı kabine ve çıkardığı kararnamelerle fiilen de uygulamaya başladığı sistemin, toplum, yargı, eğitim ve siyaset üzerindeki etkilerini Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Parti Meclisi (PM) Üyesi Sevim Adsoy değerlendirdi. Adsoy, gerçek muhalefet partisinin Halkların Demokratik Partisi (HDP) olduğunu söyledi. Kabinede sadece 2 kadın bakanın yer aldığını hatırlatan Sevim Adsoy, bu sistemin gençlere ve kadınlara hiçbir şey vaat etmediğini vurguladı. Adsoy, “2015’den bu yana çocuk istismarı, kadına yönelik şiddetin artması aslında bu sistemin bize ne vaat ettiğini ortaya koyuyor. Keza Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın Çalışma Bakanlığı’na bağlanması da bir o kadar manidardır” dedi.
AKP’lilere de hitap etmiyor
İktidarın başkanlık sistemini meşrulaştırmak için seçime gittiği değerlendirmesinde bulunan Adsoy, “Türkiye aslında şu an daha çok bataklığa ve iflasa giden bir yola konulmuştur. Birilerinin meşrulaştırarak götürdüğü bir seçimle Türkiye halkları bu sistemi kabul etmiş gibi gösterilerek meşruluk yaratılmak istendi. Başkanlık sistemi hiçbir topluma ve hatta AKP’nin kendi kesimine bile hitap etmemektedir” ifadelerini kullandı. Kadınlara, gençlere, çocuklara ve topluma yararlı olan tek sistemin demokratik özerklik olduğunu söyleyen Adsoy, kapitalist modernitenin globalleşen dünya ile birlikte çöktüğünü belirtti.
‘İhtiyaçları karşılamıyor’
“Toplum gerçekten ayrılmış ve derinleştirilmiş sosyolojik öfke bunalımında” diyen Adsoy, bu duruma karşı en etkili yöntemin itiraz hakkını kullanmak olduğunu belirtti. Adsoy, başkanlık sistemi tartışmalarının başladığı ilk andan bu yana karşı çıktıklarını hatırlatarak, “Bu sistem ihtiyaçları karşılamıyor ve aynı zamanda kadın ve çocuklara yönelik şiddette artış söz konusu” diye konuştu.
‘Direnişi yükselteceğiz’
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun seçimin hemen ardından HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’ı arayarak tehdit etmesinin kadınlara yönelik bir mesaj olduğunu belirten Adsoy, bu tehditle kadınları nelerin beklediğini görebildiklerinin altını çizdi. Adsoy, “Onlar baskı, zulüm ve tehditkâr davranmaya devam edecekler. Bizim onların tehditlerinden korkup eve çekileceğimizi bekliyorlar ancak asla öyle bir şey olmayacak. Bu tehditler karşısında biz ancak örgütlülüğümüzü ve direnişimizi yükselterek cevap olabiliriz” dedi. CHP’nin seçim sürecindeki duruşuna ilişkin de değerlendirme yapan Adsoy, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun tabanın değişim talebine olumsuz yaklaşımını protodiktatörlük olarak nitelendirdi. Adsoy, “CHP’nin içinde bulunan kimi kesimlerin değişim, dönüşüm talebi ortadadır ancak gerçekleştirilmiyor. Küçük bir proto-diktatörlük ortada. Kemal Kılıçdaroğlu’nun koltuğu bırakmamasının yanı sıra kadın kotasına baktığımızda aslında CHP’nin değil HDP’nin muhalefet partisi olduğu daha net anlaşılabilinir. CHP’de kadın sayısı çok az ama HDP’ye baktığımızda en çok kadın vekile sahip olan, kadını ve kadın politikalarını yapan parti HDP oldu. Tekçiliğe karşı öteden beri alternatif olan tek parti HDP’dir” ifadelerini kullandı.
DİYARBAKIR