Diyarbakır, Van ve Mardin büyükşehir belediyelerine atanan kayyumları protesto eden Genel-İş Sendikası, seçimle gelenin seçimle gitmesi gerektiğini söyleyerek işçilere dokunulmaması çağrısında bulundu.
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Genel Hizmetler İşçileri Sendikası (Genel-İş) İstanbul Anadolu Yakası 1 Nolu Şube, Diyarbakır, Van ve Mardin büyükşehir belediyelerine atanan kayyumları Kadıköy’de bulunan Beşiktaş İskelesi Önünde yaptığı basın açıklaması ile protesto etti. “Kadın cinayetlerine, kayyıma ve doğa katliamına karşı omuz omuza” pankartının açıldığı açıklamaya Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu da katıldı.
Açıklamayı Kadıköy Belediyesi Genel-İş Sendikası İşyeri Temsilcisi Eylem Çelik yaptı. 4 ay önce halkın sandığa giderek seçtiği belediye başkanlarının yerine kayyum atanmasının demokrasiye, adalete, seçme ve seçilme hakkına bir darbe olduğunu belirten Çelik, “Yoksul, emekçi halkın kaynaklarını belediye binalarında kendilerine küçük saraylar inşa etmek için harcayanlar 31 Mart 2019’da halkın oylarıyla sandığa gömülmüş, ancak 19 Ağustos 2019’da İçişleri Bakanlığı atamasıyla yeniden yönetime getirilmiştir. Dört ay önce aday olmalarında hukuki bir engel bulunmayan ve halkın ezici bir çoğunlukla seçtiği belediye başkanlarının, herhangi bir yargı kararına dahi dayanmadan bir gecede görevden alınabildiği bir ülkede, hiçbir hakkımızın güvence altında olmadığı ortadadır” dedi.
‘Kayyum işçilerin ekmeğine el uzatmasın’
OHAL döneminde de 100’e yakın belediyeye kayyum atandığını hatırlatan Çelik, “Bu belediyelerde çalışan sendikamız DİSK/Genel-İş üyesi 3 bine yakın işçi arkadaşımız haksız-hukuksuz bir biçimde işlerinden edilmişlerdi. Halkın iradesine karşı atanan kayyımlar, işçilerin iradesi üzerine de baskı kurmayı, üyelerimizi yandaş sendikalara geçirmeyi görev bilmişlerdi. Haksız hukuksuz biçimde işten atılan arkadaşlarımızın mağduriyetleri giderilmezken yeni mağduriyetler yaratılması, halkın seçme ve seçilme hakkına, işçilerin işine, ekmeğine el uzatılması kabul edilemez. 31 Mart 2019 yerel seçimlerinden itibaren, seçme ve seçilme hakkına yönelik ardı ardına gelen müdahalelerin hiç kimseye bir faydası olmayacaktır. Seçimle gelenler, seçimle gitmelidir” diye konuştu.
‘Kadın cinayetleri politiktir’
Kayyuma gerekçe olarak eş temsiliyetin ifadesi olan eşbaşkanlık sisteminin gösterilmesinin iktidarın kadın düşmanı politikalarının tezahürü olduğunu belirten Çelik, “Bu noktada son günlerde iyice artan kadın cinayetlerinin ve kadına yönelik şiddet, tacil ve tecavüzleri in bu politikadan bağımsız tartışılamayacağını düşünmekteyiz” dedi. Çelik, “Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri tekil durumlar değil iktidarın ve erkek egemen sistemin yarattığı politikaların bir sonucu olduğuna dikkat çekti. Hükümetin sık sık kadınlara ve cinsel yönelimlere yönelik ayrımcı bir dille politika geliştirmesi, ülkemizde, demokrasiden ve insan haklarından uzaklaşılıp otoriter bir dikta rejiminin kurulmasının sonucudur” diye konuştu.
Çelik, son olarak “Hep birlikte mücadeleyi büyütelim. Ülkemizi, geleceğimizi, demokrasiyi, adaleti ve toplumsal barışı savunmak hepimizin görevidir. Demokrasinin, eşitliğin, özgürlüğün, barışın ve adaletin hâkim olduğu bir ülke ve dünyayı hep birlikte kuralım” dedi.