M. Ender Öndeş
Olağanüstü baskı koşullarında, gözaltı ve tutuklama kampanyalarının ortasında HDP 4. Olağan Kongre’sine hazırlanıyor. Kongre hazırlıkları yapılırken partinin en dinamik kesimi olan gençlik de Gençlik Meclisleri konferanslarıyla son toplantılarını tamamlamış durumda. Yaklaşan kongre ve gelişmeler üzerine Gençlik Meclisleri Yürütme Üyesi Cesur Yılmaz ile görüştük.
Gençlik açısından bakılınca, gelecek nasıl görünüyor? Sadece AKP dönemini görmüş, başka bir dönemi hiç yaşamamış genç insanlar var bugün ve genel olarak sanki biraz umutsuz apolitik atmosfer var…
HDP Gençlik Meclisleri olarak sürece gençlik üzerinden baktığımızda, tam tersine biz umut dolu, parlak bir tablo görüyoruz. Çünkü rejimin bugün gençlikte umutsuzluk yaratan bir sistemi artık yürütemeyeceği ortaya çıktı ve birçok insan da bunun farkına varıyor. Tabii ki gençlerin önemli bir bölümünün hâlâ AKP rejiminin üzerinden, onun paralelinde yürüyor olması, kendi gerçekliğini henüz görememesinden kaynaklanıyor. Ama bunları, gençleri daha büyük yığınlar halinde daha fazla yan yana getirerek kırmak gerekiyor. Türkiye geneline baktığında gençler artık eskisi gibi yan yana gelemiyor pek. Yalnızlık ve bireysellik daha fazla yayılıyor. Sistemin medya alanları üzerinden, o çerçevelerde sıkışıp kalıyor ama muhalif gençlik, devrimci gençlik de bütün baskılara rağmen yine de daha çok dayanışma ve umudu büyütüyor, ileriye dönük yeni bir alan açıyor, büyütüyor. Zor da olsa, daha geniş katılımların sağlandığı günlerden geçiyoruz, bunu da büyüteceğiz.
Apolitizm de biraz karışık bir şey. Yani bazen alternatifsizlik de buna sebep olabiliyor. Yani şu anda başka mecralarda akan genç insanlardan umudu kesemeyiz herhalde, değil mi? Onlara nasıl ulaşılacak?
Tam tersine, asıl oralardan umudu hiçbir zaman kesmemek gerekiyor. Daha çok oralara yüklenmek, daha çok onlara gidip bıkmadan usanmadan gerçeği anlatmak, aydınlatmak gerek. Onların yaşamlarının bir parçası olmak gerek. Umut her zaman zaferden önce gelir. Umudun varsa zafere ulaşırsın. Asıl oralara gidip, onları kendimize dahil etmemiz, gerçekleri kendi kendimize değil asıl onlara ulaştırmalıyız. Zaten böyle olmazsa başarı şansımız olmaz. İktidar zaten şu anda, kitleleri ayrıştırmaya, kutuplaştırmaya çalışıyor, insanların birbiriyle kaynaşmasına izin vermiyor. En çok da gençlerde bunu yapıyor. O yüzden bu dönemde demokrat, sosyalist, devrimci gençlerin, mahallelerde, ilçelerde, üniversitelerde özellikle yüzünü gençlere dönüp, onlara ülkenin nereye gittiğini, bunun nasıl değiştirilebileceğini anlatması gerekiyor. Tekçi sistemin tersine çoğulcu, kapsayıcı yollar bulmalıyız. Bunu yapabilirsek, kendiliğinden bir akış zaten gerçekleşecektir.
Zaten iktidarın çizdiği bu ayrıştırıcı hat, yanlış yerden geçmiyor mu? Başörtüsünden, dinsel öğelerden, bir sürü yerden böldüler toplumu ve gençliği ama asıl bölünme yeri, yani yoksulluk/zenginlik gibi noktalar arada kaynadı.
Bu sistem sürekli bunu yapıyor. Bizi yanlış yerlerden bölüyor, ayrıştırıyor. Oysa 20 yıl öncesinin tarihine bakarken başörtüsü üzerinden gidilirse, o dönem devrimci, sosyalist, yurtsever gençlerin nasıl başörtülü arkadaşlarıyla yan yana durduklarına herkes şahittir. Arşivler ortadadır. O dönemler dindar gençlerin de nasıl yurtsever devrimci gençlerin yanında yer aldıklarını hatırlıyoruz. Bu doğruydu ve bunu yaptığımızda insanların gerçeklerin etrafında daha çok birleşeceğini, yanlış bölünme çizgilerinin kaybolacağını, herkesin yapay değil gerçek ayrım çizgilerinde buluşacağını düşünüyorum.
Aslında şöyle bir şey var. 2015’ten beri yapılan bütün araştırmalarda gençlerin en çok oy verdiği parti olarak HDP ve sonra da MHP çıkıyor. AKP ve CHP ise çok zayıf gençlikte. Eskiden de böyleydi. Gençlik her zaman klasik partilere değil, sola ve solun tam karşıtına yöneliyor…
Hep söylüyoruz ama. Genç başladık genç başaracağız diye. Bu hep böyledir. Tarihe baktığımızda da 68’den beri o ruh vardır ve işler hep böyle yürüyor. Bu özgürlük hareketi potansiyeli bütün baskılara rağmen kendini yeniliyor.
Gençler HDP’de bir şey görüyor demek…
HDP’de umut ve gerçeklik var. Gençliği bu çekiyor. Diğer bloka baktığımızda, yani MHP tarafına, orada menfaat üzerinden kurulan, sömürücülerin çıkarlarını korumak üzerinden yaratılan ve gençleri kandıran bir yaklaşım var. Bizim tarafımızda, kişisel çıkar beklemeksizin kendini ortaya koyan bir yaklaşım var. Bu insanları etkiliyor, çünkü başka bir şey görüyorlar bizde. Değişim ve umut görüyorlar.
Ama şöyle bir şey yok mu? HDP’nin yaş ortalaması yükseliyor sanki. En azından dıştan bakıldığında HDP giderek yaşlanıyor gibi görünüyor. Bu da bir enerji azalması eleştirisi getiriyor.
Yok, yönetimlerde, ilçelerde öyle gibi görünüyor ama bu tam olarak gerçek değil. Gençlik HDP’nin her zaman belkemiğidir. Sokaklarda ve çalışmada durum daha farklı. Baskılar, tutuklamalar yoğun tabii. Okuldan atmalar, ailelere baskılar hepsi çok yoğun. Bütün ilçelerde bunu yapıyorlar ve daha çok da gençlere yöneliyorlar. Ama yerellerde, halkın arasında yine gençler var, onlar sürüklüyor çalışmaları. Görünürde belki dediğiniz vardır ama bu, HDP’nin yaşlandığını değil, bence gençleştiğini gösteriyor. Çünkü zeminde durum öyle değil. Zeminde daha çok gençleşen bir HDP var. Son bir haftada gençlere çok yöneldiler, gençliği kriminalize edip tasfiye etmek istiyorlar mesela ama yine de gençler kararlı. Yani HDP tersine yerelde gençleşiyor.
Zaten Türkiye Partisi olmak, aynı zamanda Türkiye gençliği olmak, bütün kesimlere açılmak anlamına gelmiyor mu? Yani bir bütün olarak muhalefeti gençleştirmek… O zaman bilinen solcu ve Kürt mahallelerinden de dışarıya çıkmak gerekiyor sanırım.
HDP Gençlik Meclisleri olarak, kongreden sonra daha çok yerellere akmayı önümüze koyduk. Yani HDP’nin ve solun daha güçlü olduğu yerlere değil, diğer yerellere yönelmek istiyoruz. Gençlik potansiyelinin olduğu her yere, orası neresi olursa olsun gideceğiz. Zaman zaman çalışma yürüten insanların sürekli gözaltına alınması, çalışmayı kesintiye uğratıyor elbette ama bunu yapacağız. Kongreden sonda, bize oy veren ya da vermeyen ayrımı yapmaksızın herkese gideceğiz, çalışmamızı kadınlar, gençlik, parti üzerinden genişleteceğiz. Çünkü bu ülkeyi uçuruma düşmekten kurtaracak tek parti HDP’dir, onun yoludur.
Bir de sanki toplumda genel bir refleks zayıflığı var. Zamlar, intiharlar, savaş… Ama hızlı ve anında tepkiler zayıf geliyor. Yapılar hantal görünüyor, geç karar alıyorlar… Gençlik bunu aşamaz mı?
Anında refleks gösterme zemini ve potansiyeli var. Ama neredeyse bütün insanlar çalışan insanlar. Yani işini bırakıp çıkıp gelemiyor insanlar. Yoksa yapmak istiyorlar. HDP de çalışan bireylerden oluşuyor ve anından harekete geçmek bu bakımdan zor oluyor. Daha fazla çalışmak, daha fazla anlatmak, çaba göstermek gerekiyor. Sonuçta örneğin yapılan zamlar bütün toplumun belini büküyor, herkesi çok etkiliyor.
Ulaşım zammı konusunda birkaç hareket oldu. Değişik gençlik örgütleri yaptı. Ama daha büyüyemez miydi? Belli bir koordinasyonla…
Aslında tam da burada gerekiyor koordinasyon. Tabii ki lazım. Çok da gözaltı yaptılar biliyorsunuz.
Tamam işte, kitle çok büyük olsa gözaltılar da azalmaz mı?
Daha çok kitleye ulaşma, daha çok insana ulaşma ve gerçekleri anlatma gereği de var. O kadar hızlı oluyor ki her şey, tek tek hepsine yetişirken bir başka zam geliyor. O yüzden daha toplu olarak halkı bilinçlendirme ve aydınlatma çabasına öncelik verilmeli. Ev ev, aile aile, sokak sokak çalışma yaparak, bilinçli, refleks gösterebilen bir toplum yaratmalıyız. O zaman koordinasyon olmasa bile daha toplu ve hızlı tepkiler yaratabiliriz. Yani tek tek tepkileri vermeli ama direkt tepki verebilen bir toplumsal yapı yaratmayı da önemsemeliyiz. Böyle bir toplumsal yapı, sadece bir çağrıya bakar ve hızlı hareket edebilir.
Peki, Gençlik Meclisleri nasıl oluşuyor? Nasıl şekilleniyor?
HDP Gençlik Meclisleri, mahalle, beldeler, ilçeler üzerinden, aşağıdan yukarıya kuruluyor. Her düzeyde meclisler kuruluyor, bu ilçeye yansıyor ve nihayet il bazındaki gençlik meclisi oluşuyor. Bu süreç, bir aksama olmazsa iki yılda bir tekrarlanıyor. Tabii bu arada, tutuklamalar oluyor ve sürekli boşlukların doldurulması gerekiyor. Son olarak da genel merkez düzeyinde yürütmeler belirleniyor. Sonuçta bunların tamamı partiyle ilişki içerisinde çalışma yürütüyorlar.
Genel olarak bütün düzen partilerinin 60’lı yıllardan beri ‘gençlik kolları’ vardır ama bunlar aslında ‘ayak işleri’ yaparlar. Yani göbekli parti yöneticilerin yapamadığı afiş gibi sokak işlerini yaparlar? Peki, HDP Gençlik Meclisi’nin söz, karar süreçlerindeki rolü nedir?
HDP gençliğe net olarak değer veren bir parti ve Gençlik Meclisleri’nin yeri tartışılmaz olarak önemlidir. Kadınlar için de öyle. Eşit temsiliyet üzerinden kurulan bir parti HDP. Gençlik için de öyle. Gençliğin rolü de bu anlamda çoğulculuk üzerinden kuruludur. Yeter ki gençler siyaset yapmak istesin, HDP buna çok uygun bir yapıya sahip. Gençliğin görüşleri ilçelerden tutun genel konferansa kadar dikkate alınır.
Son olarak, ‘genç başladık genç başaracağız’ ne anlama geliyor?
Bu söz biliyorsunuz, Sayın Abdullah Öcalan’a aittir. Ve Sayın Öcalan nasıl her zaman ‘ben yaşlanmadım, ben hep gencim, benim ruhum gençtir’ diyorsa, bunun üzerinden HDP’nin kendisi de her zaman gençtir. Yaşa göre değil, ruha göre gençtir. Bu ruh üzerinden, bu umutla yürüyen bir gençliktir. Biz, yaşlandık diyemeyiz, bu fikirler üzerinden yürüyoruz her zaman. Bu nedenle biz o sözün arkasındayız. O yüzden ne yapılırsa yapılsın, aşağıdan, gençlikten gelen yeni dalgalar geliyor ve boşlukları dolduruyor. O ruh budur işte. Cesaret bu yüzden bulaşıcıdır. Ve o kitle, hiçbir zaman yaşlanmayı düşünmez, zafere odaklıdır ve genç olarak sürdürür mücadeleyi.
Bu arada, 21 yıl olmuş, tecrit başlayalı. 21 yılda nasıl genç olunabiliyor böyle?
İşte o genç ruhundan gelen bir şey. Sadece Kürtlere değil, bütün Ortadoğu’ya kurulan bir komploydu o, bütün şu andaki savaşların, akan kanın sebebi olan bir komplo. O günden beri bütün bölge adım adım karanlığa doğru gömüldü. Irak, Suriye, Libya, Filistin… 21 yıldır bunlar oluyor. Böylece 15 Şubat bütün insanlık için kara bir gün oldu.
O yüzden her Kürt, İmralı’ya baktığı zaman, tereddütsüz güven duyuyor. Hayatını ortaya koymuş bir lider görüyor orada. Sadece Kürtler için de değil, genel olarak Ortadoğu için bu böyle. O yüzden, oraya bakınca, umut ve cesareti hissediyoruz. Barış umuduna kapılıyor insan oraya bakınca. Çünkü o gençtir ve genç kalıyor.
Son söz olarak da şunu söylemek istiyorum. Kimse kaygılanmasın. Gençlik, kendisine bağlanan umutları asla boşa çıkarmayacaktır!
‘HDP halkın kendisidir’
Çok fazla seçim HDP kitlesini yormadı mı? Yani sürekli oy kullanmak… Arada taban çalışması aksamadı mı?
Bugünkü HDP, DEP’ten beri geliyor. Ama biz hiçbir zaman seçim partisi olmadık. HDP de bir halk partisi ve halkın arasında bir parti. Öyle bir kopukluk olmuyor, çünkü HDP’ye oy veren, kendisini HDP’li, HDP yöneticisi olarak görüyor bizde. Oy veren, aynı zamanda HDP’nin çalışmalarında yer alıyor. Bilinçli oy veren bir kitlemiz var bizim, oy verip evine çekilmiyor, aktif olarak süreçte yer alıyor. Yani perde arkasında verilen bir oyun kendi hikâyesi var. Cizre’yi gördük. Yapılanları biliyoruz. Yani o yüzde 80-90 oranlarından sonra olanları gördük. Yani seçmen diye bir şey yok. Halk var. Halkın katılımı var. HDP zaten kendisi halktır. Halktan gelen ve ona giden bir parti.