Salih Yılmaz
Gelişmenin, değişimin ve devrimlerin temel dinamik gücü olan gençlik kesimi liberalizm ideolojisinin etkileri sonucunda bu özünden ve özelliklerinden uzaklaştırıldı. Gençliğin liberalizm ideolojisinin etkisi altında kalması çağımızda sömürü sisteminin etkili olması ve varlığını sürdürmesiyle yakından alakalıdır. Yakın tarihimizin en önemli gelişmelerinden biri gençliğin sömürü sistemine karşı mücadelenin aktif bir kesimi haline gelmesi ve toplumsal kimliğine kavuşmasıdır. Gençliğin bu mücadeleci özelliği ve özü, yani kimliği, toplumun eşitlik, özgürlük ve kurtuluş arzularının gerçekleşmesinde çok önemli katkıları olmuştur. Gençliği kimliği ve mücadeledeki rolüyle önemli kılan husus sadece mücadelenin pratik yükünü kaldırması olmamıştır. Esas olarak düşüncesi, yaşamadaki duruşu ve özgürlükle olan bağından dolayı önemli olmuştur.
Sol ve sosyalizmin gençliğin bu özünün ortaya çıkmasında ve toplumsal yaşamın yeni bir ögesi haline gelmesinde çok önemli bir payı vardır. Muhafazakar gençlik, sağ gençlik, liberal gençlik vb. tanımlamalar gerçeği yansıtmamaktadır. Gençlik muhafazakar, liberal vs. değildir, olamaz. Ancak onunla oynandığında bu tür biçimlere konabilir. Ama kendi özgür iradesiyle hareket ettiği esnada tüm bu örtüleri hemencecik üzerinden atmakta ve gerçek özünü, yeniyi arzulayan ve değişimin peşinde koşan özelliklerini ortaya çıkarıyor.
Sosyalizmin gençlik kimliğinin oluşmasındaki belirleyiciliği hasbelkader değildir. Çünkü gençliğin özü toplumsallıktır ve toplumsallık manasına gelen ve bunun mücadelesini veren sosyalizmin gençlik kimliğini açığa çıkarması ve toplumsal yaşamdaki yerine oturtması tamamıyla onun özüyle ilgilidir. Yani ideolojiktir. Sağ, muhafazakar, liberal vb. ideolojilerle gençliğin kimlik bulması mümkün değildi. Çünkü gençliğin özü ve kimliği toplumsallıkla anlam bulur. Bu da devlet, sınıf ve sömürü sisteminden kurtulmuş, toplumsal yaşamı esas alan bir zihniyetle buluşmasıyla mümkün olabilirdi. Devlet, sınıf ve sömürü zihniyet ve sistemiyle şu veya bu düzeyde ilişkisi olan anlayışlarla gençliğin kimlik bulması söz konusu olamaz. Tam tersine gençlik bu anlayışlarla ideolojik bir mücadele içerisindedir.
Çağımızın egemen ideolojisi olan liberalizm ideolojisi olduğundan gençliğin en keskin mücadelesi buna karşı olmalıdır. Kimi yaklaşımlar bu konuda hedefi şaşırtmaktadır. Gençliği liberalizme ve onun yaşam anlayışına karşı değil de muhafazakar anlayışlara karşı durması ve mücadele etmesi biçiminde konumlandırmaya çalışmaktadır. Oysa bu yanlıştır. Elbette sömürü zihniyetiyle bezenmiş tüm anlayışlara karşı gençlik bir mücadele içerinde olur ancak çağımızda sömürüyü esas olarak gerçekleştiren liberalizm ideolojisi ve kapitalizm sistemidir.
Dolayısıyla gençliğin temel mücadelesi liberalizm ideolojisine ve kapitalizm sistemine karşı olmalıdır. Gençliğin en temel özelliği toplumsallıkken, toplumsallığı bitirmeyi ve bu şekilde sömürüyü azami düzeye çıkarmayı öngören ve bunu gerçekleştiren kapitalist modernite sistemidir. Bu durumu tek başına gençliğin neye karşı olması ve neyin mücadelesi vermesi gerektiğini ortaya koymaktadır.
Fakat günümüzde önemli doğrultu sorunları vardır. Bu doğrultu sorunlarının en çok yaşandığı yer de gençlik olmaktadır. Gençliğin sol ve sosyalizm ile kimlik bulması ve toplumsal mücadelede öncü konumuna gelmesi, en önemlisi de özündeki özgürlük anlayışının toplumsal mücadelelere kimlik kazandırması liberalizm tarafından baş düşman olarak hedeflenmesine yol açtı. Yirminci yüzyılda gerçekleşen devrimlerin reel sosyalist anlayış denilen devlet ve iktidar araçlarından tümüyle uzaklaşmayan, toplumsallığa kimlik kazandıran maneviyat yerine maddi düşünüş ve yaşamı esas alan bir anlayışı şekillenmesi gençliğin zayıflamasına ve liberalizmin saldırılarına maruz kalmasına yol açtı.
Liberalizm cepheden saldırıya geçerek toplumsallığın ve gençliğin temeli olan zihniyetini kötüledi. Özgürlük adı altında insanların ideolojiden boşanmasının politikasını yürüttü. Artık öyle bir duruma gelindi ki bırakalım ideoloji sahibi olmayı, bir düşünceyi savunmak, hatta düşünmek bile özgürlükten uzaklaşmak olarak nitelenmektedir. Kapitalist modernite, yani kapitalist sömürü düzeninin yaşam biçimi özgürlük olarak sunuldu. Bu Batı’da yapıldı ve her tarafa yaydırıldı. Buna en çok entegre edilmek istenen gençlik kesimi olmaktadır. İnsanların kapitalist modernite yaşamı içerisinde, toplumsal bilinç ve kültürden boşanarak özgür olacağı belirtilmekte ve insanlar buraya iletilmektedir.
Oysa durum bunun tersidir. Kapitalist modernite bu şekilde toplumsallığı zayıflatarak ve nihayetinde bitirerek bireysel bir yaşamı öngörmektedir. Böyle bir yaşam en çok gençliğin özüne tersken, dikkat edelim en çok gençlik bu yaşamanın içerisine çekilmiş durumdadır. Bunun nedeni var tabii. Çünkü kapitalist modernitenin hedeflediği kesimlerden biri gençliktir. Gençlik kapitalist modernitenin ideolojik saldırısıyla etkisiz kılınarak toplum sömürüye açılıyor.
O halde çıkarılması gereken sonuçlar vardır. Başta ideoloji sorunu tartışılmalı. Liberalizmin kapitalist modernite yaşantısını hakim kılarak toplumsallığı kötüleyen ideolojik yönelimi karşısında gençliğin sol, sosyalizm mirasını yeniden ele alması ve gençlik kimliğinin nitelikleri üzerinde durması gerekmektedir.
Yani kendi ideolojisinin nasıl olması gerektiği üzerinde durmalıdır. Bu tartışmalar gençliğe taşırılmalıdır. İdeolojisiz olmak sömürü zihniyeti ve sistemi karşısında mücadele etmemek demektir. Liberal ideolojinin bu en ideolojik saldırısı tabiri caizse deşifre edilmelidir. İdeolojisiz kalmak değil, doğru bir ideolojiye sahip olmak özgürlüğe ve kurtuluşa yakınlaştırır. Buradan başlamak doğrultuyu bulmak açısından çok önemlidir. Eski yanlışlar atılır, iyi olan taraflar elde tutulursa ve bunlara yeni doğrular eklenirse doğru düşünce ve buna dayanarak doğru mücadele anlayışı ve çizgisi belirmiş olur.