Türkiye’de genç işsiz sayısının önüne geçilemiyor. Son verilere göre 15-34 yaş arası üniversiteli genç işsiz sayısı son 1 yılda 61 binden 245 bine çıktı. Üniversiteliler geleceksizlikten şikayetçi
Genç İşsizler Paltformu’nun TÜİK ve İŞKUR verilerinden derleyerek hazırlayıp, geçtiğimiz günlerde kamuoyu ile paylaştığı “Şubat 2020 İşsizlik ve İstihdam Raporu”na göre, Türkiye’deki üniversiteli işsiz sayısı yükselmiş durumda.
Rapora göre, 15-34 yaş arası genç nüfustaki işsiz sayısı geçtiğimiz yılın aynı ayına göre 326 bin kişi artarak 2 milyon 562 bin kişiye yükseldi.
Genç işsiz sayısının Türkiye’nin 5. büyük il nüfusunu oluşturacak düzeyde yüksek olduğuna dikkat çekilen raporda, en yüksek genç işsiz sayısı 856 bin kişi ile üniversite mezunlarında gözlemlendi.
İşsiz olan üniversite mezunlarına ek olarak 980 bin üniversite mezunu iş bulma ümidini kaybetme, eğitime devam etme, ev işleriyle meşgul olma gibi nedenlerden dolayı iş gücünde yer almadı.
Yine üniversite mezunu 752 bin kadının iş aramadığı için işsiz sayıldığı belirtildi.
Nisan 2018’den itibaren etkisi belirginleşen ekonomik kriz sürecinde 15-34 yaş grubu üniversiteli işsiz sayısı 222 bin kişi arttı. İş arama süreleri de gittikçe uzayan ve 1 yıldan fazla süredir iş arayan 15-34 yaş arası üniversiteli genç sayısı ise, son 1 yılda 61 binden 245 bine çıktı.
Bu tabloyu her geçen gün derinleşen ekonomik krizde temel ihtiyaçlarını bile karşılamakta zorlanan üniversitesi öğrencileri Mezoptamya Ajanso’ndan Esra Solin Dal’a değerlendirmelerde bulundu.
‘Önemsenmiyoruz’
Ekonomik krizin en çok kadınları etkilediğini dile getiren Hemşirelik Bölümü 3. Sınıf öğrencisi Sevgi Özmen (20), öğrenci oldukları için ekonomik sorunların hayatlarında önemli bir yerde durduğunu belirtti. Ailelerinden uzakta ekonomik zorluklar içerisinde eğitimlerini sürdürmeye çalıştıklarını söyleyen Özmen, “Çoğumuz uzaktan geliyoruz ve herkes bir şekilde ayakta kalmaya çalışıyor. Yaşadığınız zorluklar kimi zaman psikolojik bir çıkmaza girmenize hatta intihara neden olabiliyor. Çünkü bazen arkadaşının tek bir sözü olsun insanı etkileyebilir. Bu yüzden bence bu tür süreçlerde öğrencilere psikolojik destek sağlanmalı. Ama maalesef üniversitelerde bunu karşılayacak bir danışmanlık merkezi ya da herhangi bir kuruluş yok. Kimsenin öğrencileri çok önemsediklerini düşünüyorum” diye yakındı.
Özmen, eğitimlerini sürdürürken yaşadıkları zorlukların yanı sıra geleceğe dair işsizlik kaygısının da en çok etkilendikleri konuların başında geldiğini ifade etti.
Burs yetmiyor
Hemşirelik Bölümü 4. Sınıf öğrencisi Zilan Atalay (21) da ekonomik krizle birlikte gelen zamlarla barınmadan ulaşıma ve beslenmeye kadar temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamaz hale geldiklerini belirtti. Kredi Yurtlar Kurumu’ndan (KYK) aldıkları 500 TL’lik bursun yetersiz olduğunu söyleyen Atalay, yaşadıkları zorlukları şöyle dile getirdi: “Verilen bursun 300 lirasını yurda veriyoruz geriye kalanını da yol ve yemek parasına veriyoruz. Hiçbir şekilde geçinemiyoruz. Bir öğün yemek ücreti 3 TL. O da doğru dürüst yemekler verilmiyor. Bir makarna ve çorba. Bunun dışına çıktın mı kendi cebinden ödüyorsun. O açıdan çok büyük bir sıkıntı. Çalışmak itiyoruz iş bulamıyoruz, bulsak bile saat başı verilen para 6 ile 7 lira arasında değişiyor. Bu bizim için daha büyük bir sıkıntı. İnsanlar gerçekten geçimini sağlayamıyor. Geçimini sağlayamadığı zaman da psikolojik bunalıma ve çıkmaza giriyor.”
Yoksulluk sosyal aktivitenin önünde de engel
Öğrencilerden Rabia Şam ise, “Verilen burs kitap, rapor, sunum ve yemekhane parası olarak okula geri gidiyor zaten. Yaptığımız garsonluk tarzı işlerle geçinmeye çalışıyoruz o da işi bulursak iyi. Bu yüzden fazla bir sosyal aktivitemiz olmuyor. Oysa öğrenciler sosyalleştikçe kendini var edebiliyor. Okul yurt arasında kalıyoruz. Bu durum kişileri kısıtlıyor ve sıkıyor. Böyle olunca bir kaçış yolu arayan öğrenciler, bulamayınca da çıkmaza giriyor” diye belirtti.
Bir diğer sorun olarak “Okuyoruz ama günü kurtarmak için, geleceğe dönük bir beklentimiz artık nerdeyse yok” diyen Şam, öğrencilerde hakim olan duyguyu “Ben bu mesleği yaparım tarzı değil, ne olursa yaparım. Yani öğrencilerin tek derdi artık geçim sıkıntısı. Yani kendini bir alanda var etmek değil, sadece yaşamını sürdürmeye dönük ilerliyor. Geleceksizlik duygusu çok kütü” sözleriyle dile getirdi.
Aldıkları bursun 470 TL’den 500 TL’ye yükseltilmesi üzerinde duran Çocuk Gelişimi öğrencisi Ceyda Ök, hayat koşulları zorlaşırken yapılan günlük 1 TL’lik bu zammın ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak olduğunu ifade etti. Eğitimlerini sürdürebilmek için öğrencilerin cafe veya benzeri yerlerde düşük ücretle ve güvencesiz çalışmak zorunda bırakıldığını söyleyen Ök, kadın olarak yaşadıkları diğer sorunlarla birlikte çaresizlik duygusuna sürüklendiklerini kaydetti.
HABER MERKEZİ