CHP Lideri Kılıçdaroğlu, ekonomik krizde, çok kazananın çok, az kazananın az bedel ödemesi gerektiğini söyledi. İktidarı ülkeyi baskıyla yönetmekle eleştiren Kılıçdaroğlu, ‘Hapishaneler tıklım tıklım dolu’ dedi
Ankara’daki Türkiye Eczacılık Kongresi’ne katılan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ekonomik krizin faturasını yoksulların ödememesi gerektiğini söyledi. İktidarın sık kullandığı “milli” duruşa atıf yapan Kılıçdaroğlu, “Ekonomik krize karşı milli bir duruş sergilenecekse herkes gelirine göre bedel ödemelidir. Çok kazanan çok, az kazan az bedel ödeyecek. Ancak bu şekilde gerçek anlamda bir milli duruş sergilenebilir” diye konuştu.
Azdan az, çoktan çok
Sağlık hizmetinin anayasal bir hak olduğuna vurgu yapan Kılıçdaroğlu, “Siyasiler genelde sorunları popülist anlayışla yaklaşırlar ancak bütüncül bir anlayışla sorunu çözmek iktidarların görevidir. Sağlıkta ve sosyal güvenlikte sorunlar var. Parametleri bir araya getiremiyorsanız sorunu çözemezsiniz. Sorunun bileşenleri bir araya getirilerek sorunlar çözülmeli. 83 yılda 1 doktor, son 16 yılda 11 hekim hayatını kaybetmiştir sağlıkta şiddet sonucu. Bunu hepimiz düşünmeliyiz” dedi. Kılıçdaroğlu aile sigortası önerirken şöyle dedi: “Bizde aile yardımları sigortası uygulanmıyor. Önemi şu! Emeklilik yaşı 65 odu. 55 yaşındaki vatandaş işinden çıkarıldı, emekliliğe 10 yıl var. Bir süre işsizlik sigortasından para alacak, sonra iş arayacak. ‘Sen yaşlısın’ diyecek patron, ‘devlet ‘gençsin emeklilik için’ diyecek. 65 yaşına kadar bu vatandaş nasıl geçinecek? Bu nedenle aile yardımları sigortası çok önemli” dedi. Ekonomik krize dair de değerlendirmelerde bulunan Kılıçdaroğlu, “Ekonomik krize karşı milli bir duruş sergilenecekse herkes gelirine göre bedel ödemelidir. Çok kazanan çok, az kazan az bedel ödeyecek. Ancak bu şekilde gerçek anlamda bir milli duruş sergilenebilir” dedi.
Hapishaneler tıka basa
İktidarın baskıyla ülkeyi yönettiğine işaret eden Kılıçdaroğlu, “Türkiye ilaç tüketiminde dünyada 16. sırada. Milli ilaç sanayinin gelişmesi lazım, bunun için de üniversitelerin bilgi üretmesi lazım. Acı haber vereyim; İran üniversitelerinin ürettiği bilgi sayısı, son 2 yıldır Türkiye’deki üniversiteleri geçiyor. Neden böyle sorusunu sormalıyız. Sağlıklı çözümler demokrasi ortamında olur. Özgürce tartışma ortamında doğru yol bulunur. Bunun için hukukun üstünlüğü, düşünce özgürlüğüne sınırlama getirmeme, tarafsız yargı, medyanın kontrol altına alınmaması gerekiyor. Türkiye’nin bir çadır devletine dönüşmemesi gerekiyor. Hapishaneler tıka basa dolu. Güçlü olanlar dışarıda, hak arayan ama gücü olmayanlar içeride. Parası olanlar dışarıda, olmayanlar içeride. Bir başka gerçek, dışarından müdahalelere boyun eğen bir Türkiye var. Bu benim gücüme gidiyor” dedi.
ANKARA