Gelevera Deresi üzerine kurulması planlanan 3’üncü HES’in doğanın dengesini bozduğunu ve bölgenin iklimini değiştirdiğini söyleyen ekolojist Hulusi Bilgin, ‘Bu elektriğe gerçekten ihtiyaç var mı? Yoksa birilerine rant sağlansın diye mi yapılıyor?’ diye sordu
Giresun Güce ilçesine bağlı Tekkeköy ve Yukarıboynuyoğun köyleri sınırları içerisinde yer alan Özlüce (Gelevera) Nehri üzerine Güce Tekkeköy Enerji Üretim San. Ve Tic. A.Ş. tarafından kurulmak istenen Hidroelektrik Santral (HES) için 21 Ekim’de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nda İnceleme Denetleme Komisyonu (İDK) toplantısı yapılacak.
Yiğit Regülatörü Ve HES adıyla kurulacak projeden yıllık 5,13 mekanik kurulu güç (MWm)/4,93 megawatt elektrik (MWe) üretilmesi planlanırken, Gelevere Deresi’nin suları tünellere alınarak, bin 254 metrelik iletim kanalıyla yükleme havuzuna aktarılacak.
HES yapılacak havzada her ikisi de işletmede olan Yiğit regülatörü ve HES ve Akköy II HES Projesi kapsamında yapılan Gökçebel Barajı bulunurken yine Gelevera Deresi üzerinde ikisi de işletmede olan Güce HES ile Çay Regülatörü ve HES de bulunuyor. Mevcut 43 aktif HES’in bulunduğu kentte 2020 yılında yaşanan sel felaketi Gelevera Vadisi’ni de etkiledi. Bölgede bulunan HES barajının yıkılmasıyla tonlarca fındık sularla birlikte denize sürüklendi, bölgede bulunan istinat duvarları yıkıldı ve yollar çöktü. Yine Gelevera Deresi’nin debisi de barajlar ve HES’ler nedeniyle düzerken bölgede ciddi bir iklim değişikliği meydana geldi ve zaman zaman fındıkta don olayları yaşanmaya başladı.
Su vadiden vadiye aktarılıyor
Ekolojist Hulusi Bilgin ile Gelevera Vadisi’nin mevcut durumunu ve yeni HES’in yaratacağı olumsuzlukları aktardı. Vadinin Gelevera Deresi ve onu besleyen Çukur ve Karadona derelerinden oluştuğunu aktaran Bilgin, bu 3 dere üzerinde de birer baraj olduğunu kaydetti. Yine 3 dere üzerinde de ikişer tane HES bulunduğunu söyleyen Bilgin, “Çukur Deresi üzerinde bulunan barajdaki sular yatay geçişle Gelevera üzerindeki Gökdemir barajına aktarılıyor. İşin kötü yanı buraya aktarılan su buradan da Harşıt Çayı’nın bir kolu olan Gavraz deresindeki baraja, oradan da Harşit Çayı’na aktarılıyor. Burada su, vadi ve doğa kanunlarına aykırı olarak su tünellerle vadiden vadiye aktarılıyor. Harşit Çayının su varlığı bu yolla arttırılıyor, Gelevera’nın ki düşüyor” dedi.
‘2-3 aylık üretim yapacak’
Şimdi de Güce ilçesinde 3 tane vadinin birleştiği yerde bir HES daha yapılmak istendiğini belirten Bilgin, burada da suyun bir kısmının tünellerle Karadona Deresinden taşınacağını söyledi. Gelevera Deresi üzerinde yine aynı firmaya ait bir HES daha olduğunu dile getiren Bilgin, “O HES’in de üretim kapasitesi aynı ve şu an susuzluktan kaynaklı üretim yapamıyor. Adına türküler yazılan o Gelevera’nın debisi düştü, eskisi gibi akmıyor. Yeni yapılan HES için nereden su bulacaklar. Onun hemen yukarısındaki HES’de su yok. Gelevera’daki Gökçeler Göletinde de su yok. Bu HES’i kışın yaşan kar ve bahar yağmurlarından toplanan sularla beraber 2-3 aylık üretim yapacak. Böyle durumlarda halen HES yapılmaya devam ediliyor” diye belirtti.
‘İçme suyu bulamayacağız’
“Vadiler HES, dağlar maden firmalarına peşkeş çekiliyor” diyen Bilgin, “Yerel halkın yaşam alanları düşünülmüyor. İnsanlar nereye gider, ne yer ne içer hiç düşünmezler. Ben 65 yaşındaydım bu barajlar yapılana kadar yıllarca vadimizle barışık yaşadık. Yolumuz topraktı ama köyümüzü huzurlu giderdik. Şimdi o huzurumuz kalmadı. Vadimizin güzelliklerini kaybettik. Arılarımız, ballarımız yok oldu. Eskiden derelerde kırmızı benekli alabalık oluyordu, bunlarda yok oldu. Sular tünellere alınınca buharlaşmanın azalmasıyla birlikte artık bölge çölleşmeye başladı. Fındık denizden 500 metre yükseklere doğru ürün vermeye başladı. Bu zamanla bin metreye kadar çıkacak. Yeraltı sularının yönleri değişiyor, insanlar içme sularını, evlerde kullandıkları suları kilometrelerce uzaktan getirmeye çalışıyor. Böyle devam ederse içme suyu bulamayacağız.”
‘Birileri rant sağlasın diye mi yapılıyor?’
Tüm bunların yerel halkı yaşam alanlarından göçe zorladığını kaydeden Bilgin, köylerin artık yaz aylarında 1 ay kalınıp dönülen yerler olduğuna dikkati çekti. Oysa bu köylerin geçmişte tarım ve hayvancılık yapılan yerler olduğunu ifade eden Bilgin, “Vadilere baraj yapılıyor, dağlarda altın madeni açılıyor. Köylüleri üretim alanlarını boşaltmaya zorlayarak, megakentlerin varoşlarına hapsettiler. Bütün yıkımlara rağmen bu HES’leri yapmaya devam ediyorlar. Tüm bu yıkımdan sonra doğa kendini eski haline getirebilecek mi? Bence gelmeyecek. Yerel halk olarak vadilerin, doğamızın bozulmasını istemiyoruz. Canlı yaşamının sonlanmasını. Biz doğayla barışık yaşamak istiyoruz. Yeni HES yapacaklarına kayıp-kaçak elektriği önlemeye çalışsalar daha faydalı olur. Öte yandan bu projeleri iptal ettiriyoruz, kopyala-yapıştır bir rapor daha hazırlanıp yine aynı karar alınıyor. Firmaların yolunu açıyorlar. Bu elektriğe gerçekten ihtiyaç var da mı yapıyor? Yoksa birilerine rant sağlansın diye mi yapılıyor? Bunların sorulması lazım” diye konuştu.
Haber: Tolga Güney\MA