Kirazlıyayla köyünde yapımı süren Çinko-Kurşun-Bakır Zenginleştirme Tesisi ve Atık Barajı Projesi’ne karşı çıkan köylüler, “Projenin yapılması halinde köyümüz, geleceğimiz yok olacak” dedi
Bursa’nın Yenişehir ilçesine bağlı Kirazlıyayla köyü, bir süredir Meyra Madencilik adlı bir şirket tarafından köyün yanı başında yapımına başlanan Çinko-Kurşun-Bakır Zenginleştirme Tesisi ve Atık Barajı Projesi tehdidi altında bulunuyor. Mezopotamya Ajansı’ndan Semra Turan’ın haberine göre, yöre halkı, kentteki sivil toplum ve çevre örgütlerinin itirazlarına rağmen yapımı süren tesis, 150 hanelik köye sadece 200 metre uzaklık yer alıyor.
Köylüler aylardır eylemde
Evlerinin yanı başında inşası süren tesise karşı köylüler aylardır eylem halinde. Bu eylemlerin öncülüğünü ise köyün kadınları yapıyor. Köylerinde maden istemeyen kadınlar, geçtiğimiz günlerde yaptıkları bir protesto eylemi sonrası gözaltına alınıp, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Dilekçelere cevap yok
Kirazlıyayla’da hayata geçirilmek istenen projenin nasıl başladığı ve tamamlanması halinde nelere yol açacağını anlatan Yenişehir Çevre Platformu Sözcüsü Şafak Erdem, maden sahası olarak belirlenen bölgede çalışmaların 2013 yılında başladığını dile getirdi. 2015 yılında hazırlanan ÇED raporu ile ise, kapasite artışına gidildiğini söyleyen Erdem, “2019’a gelindiğinde sadece maden değil, zenginleştirme tesisi atık barajı projesi de eklendi” dedi. Erdem, köylülerin 2018’de projeye karşı ilgili yerlere dilekçe sunduklarını ama olumlu yanıt alamadıklarını da belirtti.
Salgına rağmen devam ettiler
Köylülerin durumu çevrecilere bildirmesiyle yaşananların kamuoyuna yansıdığını ifade eden Erdem, “İtiraz süresi geçtiği için kapasite artışına dair bir şey yapamadık. O nedenle ilk olarak platformu oluşturduk. Birçok eylem ve etkinlik yaparak sesimizi duyurduk. Tepkilerimize şirketin karşı çıkışları oldu. Salgına rağmen köye kolluk kuvvetleri takviye edilerek, 31 Mart’ta ağaç kesmeye başladılar. Özelikle sokağa çıkma yasakları döneminde kullanacakları malzemeyi bölgeye yığdılar” diye konuştu.
‘Çalışmaların durdurulması gerekiyor’
Hukuki sürecin devam ettiğini, o nedenle şu anda süren çalışmaların durdurulması gerektiğinin altını çizen Erdem, şunları ekledi: “ÇED izni almış olabilirler. Bu durum her şeyin bittiği anlamına gelmiyor. Firmanın alması gereken daha birçok izin var. ÇED raporu o kadar yanlış hazırlanmış ki hukuksuzluklarla dolu. O nedenle bir an önce çalışmaların durdurulması gerekir.”
‘Köyümüzde maden istemiyoruz’
Doğasını savunduğu için gözaltına alınıp serbest bırakılan kadınlardan biri olan Kaniye Karasu, köylerinde maden istemediklerini dile getirdi. Yapımı süren tesis nedeniyle kendi köylerinde evlerine hapsolduklarını söyleyen Karasu, köylerini abluka altına alan jandarmaların köyün içinde gezmelerine izin vermediği gibi iki kadının yan yana gelmesine dahi izin vermediğini belirtti. Karasu, maden çıktıkları gibi kendilerine para cezası kesildiğini de paylaştı.
‘Topraklarımızdan ellerini çeksinler’
Köylülerden Hatice Kara da, maden istemediğini belirterek, mera ve yaylalarına çıkamadıklarını, projenin tamamlanması halinde ise herkesin zarar göreceğini söyledi. Kara, tepkisini şu sözlerle gösterdi: “Bizim sağlığımız bu kadar mı hiçe sayılıyor? Adım başı asker. Ne yaptık da bu kadar baskı altına alınıyoruz. Biz nasıl mahkeme kararını bekliyorsak, şirkette beklesin. Topraklarımızdan ellerini çeksinler çalışmalar durdurulsun.”
‘Köyümüz, geleceğimiz yok olacak’
Köylerinin madenle birlikte yaşanılmayacak bir hale getirildiğini söyleyen Emine Çip ise, kendi köylerinde dışarı bile çıkamamalarına öfkeli. Bu yüzden psikolojilerinin bozulduğunu dile getiren Çip, “Mezarlıklarımızı ziyarete bile jandarma eşliğinde gidebiliyoruz. Projenin yapılması halinde köyümüz, geleceğimiz yok olacak. Çocuklarımıza bırakacağımız ana, baba toprakları olmayacak. Buna izin vermeyeceğiz” dedi.
BURSA