Kapatılan Özgür Gündem gazetesi ile dayanışmak amacıyla başlatılan ‘Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği’ kampanyasına katılan gazeteciler Ayşe Düzkan ile Ragıp Duran ve köşe yazarları Hüseyin Aykol, Hüseyin Bektaş ve Mehmet Ali Çelebi hakkında verilen hapis cezaları İstinaf Mahkemesi tarafından onandı. Ceza ertelenmediği için beş gazeteciden Türkiye’de bulunan dördünün cezaevine gönderilmesinin önü açılmış oldu. Ragıp Duran ise Türkiye’de bulunmuyor. Türkiye’nin dünyanın en fazla gazeteci tutuklayan ülkelerinden biri olduğunu belirten Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütünün Türkiye temsilcisi Erol Önderoğlu, son yargı kararlarının medya özgürlüğü konusunda soru işaretlerini arttırdığını dile getirdi. VOA’ya konuşan Önderoğlu, “Terörle Mücadele Kanunu TMK, Türkiye’de diyalogla birlikte demokratik ortamın sonlandırılmasının en acımasız aracı oldu. Özgür Gündem dayanışmasına dair davalar ve son ağır cezalar, gazetecilik alanını oto sansüre boğmaya ve misyonundan uzak tutmak amacıyla rehin almaya hizmet etti. AB ile görüşmelerde 72 şarttan biri yapılan TMK, medya özgürlüğünü hedef alabilecek birçok yasal düzenleme gibi af kapsamına alınmazsa, 2019 çok sayıda gazetecinin bu kez hükümlü olarak cezaevlerini doldurduğu bir yıl olabilir” dedi. Ayşe Düzkan’ın da yönetim kurulu üyesi olduğu DİSK Basın İş’ten yapılan açıklamada ise mahkumiyete konu olan Özgür Gündem gazetesiyle dayanışma eyleminin basın ifade özgürlüğünü savunmanın gereği olduğuna dikkat çekildi. Açıklama şu şekilde: “Nöbetçi genel yayın yönetmeni olmak gazeteciliği, basın ve ifade özgürlüğünü savunmanın gereğidir. Gazetecilik suç değildir ve suç olmayan bir şeyden dolayı pişmanlık duyulması beklenemez. Biz de Yönetim Kurulu üyemiz, üyelerimiz ve gazeteci dostlarımızın gösterdiği bu dayanışmadan dolayı pişmanlık değil gurur duyuyoruz. İleride bir daha aynı şeyin yapılmayacağı yönünde bir kanaat oluşturmaya çalışmıyoruz aksine gerektiğinde yine gazeteciliği savunacağımızın altını çiziyoruz. Vicdan sahibi olmanın gereği de budur.”
İSTANBUL