Tutuklanan gazetecilerin bir an önce serbest bırakılması gerektiğinin altını çizen meslektaşları, ‘Gazeteciler cezaevinde kaldığı her gün için devlet ayrı bir suç işliyor’ dedi
Yadigar Aygün
Diyarbakır ve Ankara merkezli Özgür Basın çalışanlarına yönelik yürütülen soruşturmalar kapsamında 5 ay içerisinde 33 gazeteci gözaltına alındı ve bunlardan 26’sı tutuklandı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında 8 Haziran’da JINNEWS ile Pel, Piya ve Ari prodüksiyon şirketlerine düzenlene baskınlarda gözaltına alınan Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanı Serdar Altan, Xwebûn Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Mehmet Ali Ertaş, JINNEWS Müdürü Safiye Alagaş, Mezopotamya Ajansı (MA) editörü Aziz Oruç, gazeteciler Ömer Çelik, Suat Doğuhan, Ramazan Geciken, Neşe Toprak, Zeynel Abidin Bulut, Mazlum Güler, Mehmet Şahin, Elif Üngür, İbrahim Koyuncu, Remziye Temel, Abdurrahman Öncü ve Lezgin Akdeniz tutuklandı. 4 ayı aşkın bir süre geçmesine rağmen gazeteciler hakkında halen iddianame hazırlanmadı.
Bahane aynı
Ankara merkezli yürütülen soruşturma kapsamında ise 25 Ekim’de işkenceyle gözaltına JINNEWS muhabiri Habibe Eren, Öznur Değer, Mezopotamya Ajansı (MA) Yazı İşleri Müdürü Diren Yurtsever, MA muhabirleri Berivan Altan, Deniz Nazlım, Selman Güzelyüz, Hakan Yalçın, Ceylan Şahinli ve Emrullah Acar 29 Ekim’de gece yarısı çıkarıldıkları mahkemece “örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklandı. Aynı soruşturma kapsamında gözaltına alınan MA muhabiri Zemo Ağgöz ev hapsi cezası verildi. MA’nın Ankara bürosunda bir süre stajyer olarak çalışan Mehmet Günhan ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Meslektaşları, gazetecilerin işkenceye uğraması ve tutuklanmasına tepki göstererek, hukuksuzluğa dikkat çekti.
‘Tutuklamalar seçimle bağlantılı’
Sansür Yasası ile birlikte gazetecilere yönelik baskı ve şiddetin arttığını söyleyen Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Gökhan Durmuş, iktidarın medyayı kontrol altına almak istediğini belirtti. İktidarın seçimler öncesi gazetecileri susturmak istediğini belirten Durmuş, “Sansür Yasası’nın hazırlanma amacı ne yazık ki bu tutuklamalarla ortaya çıkıyor. Türkiye’de basını susturmaya çalışıyorlar. Bugüne kadar birçok yöntem denediler. Bu yeni bir şey değil. Gazetecileri satın almayı denediler, cezaevine atmayı denediler, gözaltına almayı denediler. Medyanın büyük çoğunluğunu kontrolü altına almak istediler ama beceremediler. Gazetecilik her koşulda kendine bir yol buldu. Topluma haber ulaştırmaya devam etti. Şimdi tam seçimler öncesi toplumun haber alma kaynaklarını kesmek için gazetecilere yönelik baskı süreci başladı. Tutuklamalar bununla ilgili. Bunun için birlikte mücadele etmemiz gerekiyor. Halkın gazeteciler kadar kendi haber alma hakkına sahip çıkması gerekiyor” diye ifade etti.
‘Gerçekleri onlardan öğreniyoruz’
Türkiye’de ne zaman toplum susturulmak istense ilk olarak Kürt basının hedef seçildiğini söyleyen Agence France-Presse (AFP) muhabiri Eylül Deniz Yaşar, “Görmediğimiz, duymadığımız konuları hep Kürt gazeteciler sayesinde gördük ve duyduk. Türkiye’de yaşanan hak ihlallerini, savaş suçlarını Kürt basınında öğrendik. Bunun için her zaman önce Kürt basını hedef olarak seçildi” dedi.
Gazetecilere dönük baskılara karşı ses verilmediği taktirde sıranın kendilerine de geleceğine vurgu yapan Yaşar, “Tutuklanan arkadaşımızın yerine bizim sahaya inmemiz gerekiyor. Dayanışmayı yükseltelim. Biz bu süreçte Kürt gazeteciler olarak tüm Kürt gazeteci arkadaşlarımızla dayanışma için elimizden geleni yapacağız. Meslektaşlarımızın cezaevinde kaldığı her gün için devlet ayrı bir suç işliyor. Acil bir şekilde serbest bırakılmaları gerekiyor” ifadelerini kullandı.
‘Özgür Basın baş eğmez’
Diyarbakır’da gözaltına alınan ve 18 Haziran’da tutuklanan 16 gazeteciyi hatırlatan Mezopotamya Ajansı muhabiri Ergin Çağlar, o dosyada halen iddianamenin hazırlanmadığına dikkati çekti. Son operasyonda tutuklanan 9 gazetecinin isimlerini sayan Çağlar, Özgür Basın geleneğinin susturulamayacağını belirtti. Geçtiğimiz günlerde çıkan Sansür Yasasına dikkati çeken Çağlar, “Sansür yasasının kimi hedef alacağını çok iyi biliyorduk. Toplumun her alnında yükselen itirazlarının yükseldiği bu dönemde gazeteciler, Özgür Basın geleneğinin, misyonu ve rolünün ne olduğunu biliyorlardı. Operasyon ve tutuklama buna dönüktü. Bu bir baş eğme operasyonuydu. Bunun sonuç vermeyeceğini çok iyi biliyorlar. Özgür Basın bugüne kadar baş eğmedi bugünden sonrada baş eğmez” diye konuştu.
‘Hak mücadelemizi yazdılar’
Tutuklanan 9 gazetecinin, her zaman işçi ve emekçilerin haklarını, emek gasplarını, iş cinayetlerini yazdığını, inşaat işçilerinin sesi olduğunu söyleyen DİSK’e bağlı Dev Yapı İş Genel Başkanı Özgür Karabulut ise “Tutuklanan gazeteciler, ülkeyi karanlığa boğmak isteyenlere karşı ülke aydınlığa çıksın diye uğraşan gazetecilerdi. Yolsuzluğu, hırsızlığı, hak gasplarının, savaş suçlarının topluma ulaştırılmasının sağlıyorlardı. Bunun için ilk önce gazetecileri susturmak istiyorlar” dedi.
Gazetecilik meslek örgütleri dışındaki sendikalarında tutuklu gazeteciler için mücadele etmesi gerektiğini vurgulayan Karabulut, “Bu saldırılar, baskılar beyhudedir. Onların bıraktığı mücadelede üzerimize düşen ne ise yapacağız. Özgür basın susturulamaz” diye belirtti.