Meclise getirilmek istenen ‘sansür yasası’ ile hükümeti desteklemeyen her kesin hedef alındığını belirten gazeteciler, gözaltı ve tutuklamalara rağmen gerçekleri yazmaya devam edeceklerini belirtti
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı DİSK Basın -İş, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Meclise sunulan ve “sansür yasası” olarak tanımlanan düzenlemeyi Şişhane’de bulunan Barış Heykeli önünde protesto etti. Çok sayıda gazetecinin de katıldığı eylemde, “Susturma, korkutma, hapsetme yasasına hayır! Basın hürdür sansür edilemez” yazıl pankart açıldı. Eylemde, “Yalan haber kime göre neye göre”, “Bu gün bana yarın sana”, “Basınsız basın yasasına hayır” dövizleri taşındı. Eylemde, sık sık “Baskılar basını yıldıramaz”, “Karanlığa teslim olmayacağız”, “Özür basın özgür ülke” sloganları atıldı.
En karanlık yasa
Burada DİSK Basın-İş adına söz alan Özge Yurttaş, basına yönelik söz konusu tasarının Meclis Genel Kurulu’na getirilmeye çalışıldığını belirtti. Söz konusu tasarıyı, “Dezenformasyon yasası” olarak tanımlayan Yurttaş, buna karşı ülkenin çeşitli yerlerinde tepki göstermeye devam edeceklerini belirtti. Yasanın iktidara yakın olmayan tüm medyayı hedef aldığını ifade eden Yurttaş, “Getirilmeye çalışılan yasa, Cumhuriyet tarihinin en karanlık yasalarından bir tanesidir” dedi.
‘Yazmaya ve kayıt altına almaya devam edeceğiz’
Sanal medyanın yanı sıra yurttaşların da tehdit altında olduğunu dile getiren Yurttaş, “Kamu yararı, güvenliği ve milli güvenlik gibi tanımlamalarla sosyal medyayı kullanan herkesi yargılayacak bir yasa tasarısı gündemde. Gazeteciliği tamamen baskı altına almak ve sadece iktidara muhalif olanları değil iktidarı desteklemeyen herkesi susturabilmek için bu yasa tasarısı getiriliyor. Kalemimize sahip çıkmaya devam edeceğiz. Basın ve ifade özgürlüğüne sahip çıkmaya devam edeceğiz. Hakikatin, gerçeğin gücü hiçbir şey ile örtbas edilemeyecek kadar etkilidir. Sadece çıplak sesimiz kalsa bile sadece kalemimiz ve kameramız kalsa bile yazmaya, anlatmaya ve kayıt altına almaya devam edeceğiz” diye konuştu.
Tasarı yasalaşmadan uygulama
Daha sonra söz alan TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş, tasarının kanunlaşmadan Diyarbakır’da 16 gazetecinin tutuklandığını hatırlattı. Gazetecilere dönük tutuklamaya gerekçe olarak sunulan delillere işaret eden Durmuş, bu “delillerin” kamera, fotoğraf makinesi ve yaptıkları haberler olduğunu söyledi. Tasarının yasalaşmadan gazeteciliğin fiilen engellenmeye başlandığına dikkat çeken Durmuş, “Bu yasanın tamamen geri çekilmesini istiyoruz. Yaptığımız önerileri dikkate almadılar. Kulaklar sağır, gözleri ise görmüyor” diye belirtti.
‘Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan bellidir’
TGC adına söz alan Uğur Güç ise, adalet komisyonuna sundukları raporların dikkate alınmadığını dile getirdi. “Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan bellidir. İlk önce Diyarbakır’da 16 arkadaşımızı gözaltına aldılar. Daha şimdiden gazetecileri hapsetmeye başladılar” sözleriyle tepki gösteren Güç, iktidarın havuç-sopa politikası uyguladığına dikkat çekti. Tasarıda dijital yayınlara da basın kartı verme durumunun öne sürüldüğünü ancak gerçeğin bu olmadığını söyleyen Güç, “Bu basın tarihinde en ağır sansürleri arasında yer alacak. Bu tamamen sansür yasasıdır. Başka şekilde açıklanamaz. Dezenformasyonu zaten iktidar kendisi yapıyor. Bu enflasyon yüzde yüz eli olduğunu söylesek bizi cezaevine atacaklar. Yarın benzine zam geldi desek yine cezaevine atacak. Biz cezaevinden korkmuyoruz. Zaten tutuklanıp yargılanıyoruz. Ancak gerçeği yazmaya devam ediyoruz” diye konuştu.
Güç, gerçekleri yazmadan vazgeçmeyeceklerini belirtti.
Eylem, atılan slogan ve alkışlarla son buldu.
İSTANBUL