Amed’de yarın ilk duruşması görülecek tutsak gazeteci Sedat Yılmaz, gezileri, otel konaklamaları, telefon görüşmeleri, hesap hareketleri nedeniyle suçlanıyor. Haberleri ve kızı ile çektirdiği bir fotoğraf da iddianamede yer aldı
Amed’de 29 Nisan’da gözaltına alınan ve 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde tutuklanan Mezopotamya Ajansı (MA) editörü Sedat Yılmaz’ın yarın ilk duruşması görülecek. Diyarbakır 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkacak Yılmaz’a, “örgüte üye olmak” ve “örgüt kurma ve yönetmek” iddiaları yöneltiliyor.
44 sayfalık iddianame
Yılmaz’ın iddianamesi, 44 sayfadan oluşuyor. Ancak 41 sayfası, “PKK ve KCK yapılanması” ile gizli ve açık tanıkların bu kapsamdaki ifadelerinden oluşuyor. Diğer 3 sayfada ise, Yılmaz’ın gezileri, otel konaklamaları, telefon görüşmeleri, takip ettiği haber sayfaları, hesabına yatırılan/yatırılmayan paralar yer alıyor.
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) kapatma davası ile Kobanê Davası’nda yer alan Kerem Gökalp, Sami Baran ve “Ulaş” adlı gizli ve açıkların beyanları iddianamede yer aldı. Ankara merkezli soruşturmada tutuklanan MA ve JINNEWS muhabirleri hakkında ifade veren ve beyanlarının gerçeği yansıtmadığı ortaya çıkan “K8Ç4B3L1T5” adlı gizli tanığın Yılmaz’a dair ifadelerine de iddianamede yer verildi. Gizli tanığın, Yılmaz’ın MA’da haber müdürlüğü yaptığına dair ifadeleri iddianamede suçlama konusu yapıldı.
İddianamede, Yılmaz’ın meslektaşlarıyla yaptığı telefon görüşmeleri suç olarak gösterildi. Görüşmelerin içeriğine yer verilmezken, Yılmaz’ın 2 bin 176 arama-arandı bilgisinin bulunduğu belirtildi.
Dikkat çeken bir başka detay, söz konusu bazı telefon görüşmelerinin “örgüt için gerçekleştirilen eylem ve faaliyetler” kapsamında değerlendirmesi oldu. Ancak bu eylemlerin ne olduğuna dair herhangi bir bilgiye yer verilmedi.
Telefonunun sinyal vermesi suç olarak lanse edildi
İddianamede, Yılmaz’a ait telefonun 20 Eylül 2014’te Riha’nın (Urfa) Pirsûs (Suruç) ilçesinde sinyal vermesi de suç olarak lanse edildi. Savcı, Yılmaz’ın PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın DAİŞ’e karşı yaptığı seferberlik çağrısı üzerine “YPG’ye destek vermek amacıyla” Pirsûs’a gittiği iddia edildi. Bu bölümde de Yılmaz’ın katıldığı herhangi bir eylem ve etkinliğe yer verilmedi.
Para çekmeme hayatın olağan akışına ters denildi
Yılmaz’a dair MASAK raporuna işaret edilerek, Yılmaz’ın az sayıda bankacılık faaliyetinde bulunması ve bulunmaması suç sayıldı. İddianamede, Yılmaz’ın çok az sayıda bankacılık işlemi bulunduğu, Eylül 2016 yılından sonra SGK kaydının bulunmadığı fakat hesabına yüksek miktarda nakit para girişi bulunduğu, 2017 yılı Mart ayından sonra herhangi bir havale/eft işlemi gerçekleştirmediği, 2018 yılından sonra nakit çekme/yatırma işlemi gerçekleştirmediği belirtildi. İddianamede, bu durum “hayatın olağan akışına aykırı” ve “Yılmaz’ın örgütsel gizliliğe riayet ettiği” şeklinde değerlendirildi.
Yılmaz’ın sanal medya platformu facebook’ta takip ettiği haber siteleri de yine suçlama konusu yapıldı. Yılmaz’ın, “örgüt güdümünde haber yapan sayfaları takip ettiği ve bu paylaşımları sosyal medya platformlarından paylaştığı” ileri sürüldü.
Aldığı burslar suç sayıldı
Yılmaz’ın iddianamesinin yanı sıra ek evraklarda yer alan detaylar da dikkati çekiyor. Yılmaz’ın uluslararası bazı basın kuruluşlarından aldığı burs ile vize masrafları “örgütsel akış içerisinde” şeklinde değerlendirildi.
Yine gazeteci-yazar Hüseyin Aykol’a dair destek demeci de “sözde haber” olarak; Roboskî Katliamı’na dair hazırladığı “Roboskî hala kanıyor” haberi “halkı devlete karşı kin ve düşmanlığa sevk ediyor” olarak değerlendirildi.
Kızının fotoğrafı suç delili
Yılmaz’ın kızı ile birlikte çektirdiği ve sanal medya hesabı üzerinden paylaştığı bir fotoğraf “Araştırma Raporu” olarak dosyaya konuldu. Paylaşımın “L. (kızı) hanım köy yollarına düştü” kısmı ise kutucuğa alınarak, suç olarak yansıtıldı.
Yine dosyada, gazeteci Yılmaz’ın, arkadaşıyla birlikte gittiği Amed’in Pasur (Kulp) ilçesine bağlı Eskar Mahallesi’nde çektirdiği fotoğraf da suçlama konusu olarak yer aldı.
AMED