Tahliye edilen MA muhabiri Hakan Yalçın, ‘gerçekliği olduğu gibi yazdığımız için yargılandık ve cezaevine atıldık’ dedi
Türkiye’de basın özgürlüğünü ortadan kaldıran AKP iktidarında, son bir yılda Özgür Basına yönelik yürütülen soruşturmalarda 34 gazeteci, mesleki faaliyetleri nedeniyle tutuklandı. Bir yıl önce Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında 16 Haziran 2022’de 16 gazeteci çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. Bu baskıları, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nda yürütülen bir soruşturma kapsamında gözaltına alınan 11 gazeteciden 9’unun tutuklanması izledi. Baskıların son halkası ise 25 Nisan’da yine Amed merkezli operasyonlarda gözaltına alınan 5 gazeteci ile 28 Nisan’da Ankara merkezli operasyonlarda iki gazetecinin tutuklanması oldu.
Özgür Basına yönelik bu baskılar kapsamında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında Mezopotamya Ajansı (MA) Yazı İşleri Müdürü Diren Yurtsever, muhabirler Selman Güzelyüz, Deniz Nazlım, Berivan Altan, Emrullah Acar, Hakan Yalçın, Ceylan Şahinli ile JINNEWS muhabirleri Habibe Eren ve Öznur Değer tutuklandı. Yaptıkları haberler, bu kapsamda yaptıkları seyahatler ve para transferleriyle suçlanan gazeteciler, davanın 16 Mayıs’ta görülen ilk duruşmasında serbest bırakıldı.
Dosya kapsamında 25 Ekim’de mesleki faaliyetlerini sürdürdüğü Wan’da gözaltına alınan ve davanın ilk duruşmasında tahliye edilen Hakan Yalçın, gazetecilere yönelik baskıları, gözaltı ve tutuklama sürecini, tek kişilik hücrede tutulduğu cezaevinde yaşanan hak ihlallerini anlattı.
‘Kafama silah dayadılar’
Gözaltına alındığı Wan’dan Ankara’da götürülene kadar hak ihlallerine maruz kaldığını aktaran Yalçın, “Ankara polisine teslim edildiğinde orada ciddi anlamda hem fiziki saldırılara hem de cinsiyetçi hakaretlere maruz kaldık. Ellerim arkadan kelepçelenerek, kafama silah dayadılar. Her türlü hakkı kendinde gören bir yönetim ve devlet anlayışının var olduğunu o gün gördük. Biz gazeteciler devletin kirli politikalarını teşhir ettiğimiz için ‘örgüt üyesi’ olmakla suçlandık. Çok hukuksuzluğa maruz kaldık ve sonrasında da zaten tutuklandık. Yeni açılan Sincan 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tekli hücrelerde tutulduk. Tecridin tamamen kişinin izole edilmesi ve insani temaslardan yoksun bırakılan bir yere bıraktılar bizleri. Bir gazeteciyi bir gece evinden alıyorlar ve mahkemeye çıkartıp tutukladıktan sonra onu 12 metrelik bir hücreye bırakıyorlar” diye konuştu.
‘Gerçeği olduğu gibi yazdığımız için yargılandık’
7 ay süren tutukluluk süreci boyunca da hak ihlallerine maruz kaldıklarını dile getiren Yalçın, “Talimatlar doğrultusunda bu tür uygulamalara maruz kaldığımızı biliyoruz. Sonradan çıkardıkları iddianameyi bütün kamuoyu gördü. Ben, 149 tane haberden yargılanıyordum. İşte bu haberler, Kürt sorunun demokratik çözüm yöntemleri, İmralı’da geliştirilen tecrit, Kürtlerin yaşadığı hak ihlalleri, bu ülkede ezilenlere yönelik en demokratik eylem ve etkinliklerde kolluk güçlerinin nasıl bir müdahalede bulunduklarını yazdık. Biz bu gerçekliği olduğu gibi yazdığımız için yargılandık ve cezaevine atıldık” diye belirtti.
‘Kişiye özel muamele’
Tutuldukları cezaevi koşullarına değinen Yalçın, “Kişiyi izole etme, kişinin düşüncelerini reddedip onu ölüme terk etme gibi bir anlayış var. Cezaevlerine ilk girişte bile o esaret durumunu anlayabiliyorsunuz. Kişiye özel muamele, orada çalışan gardiyanların size düşmanca yaklaşım tarzları, tek kaldığın hücrede sürekli arama yapılması, tehdit ve hakaretler… Bu davranışlar tamamen bizi korkutmaya, sindirmeye ve gazetecilik mesleğimizi sürdürmemizi engellemeye yönelikti. Cezaevinde sadece biz değil, arkadaşımız da var. Bu iktidar, bir şeylerin duyulmasını, görünmesini istemiyor” ifadelerini kullandı.
Her seçim öncesi Özgür Basınının hedef alındığını vurgulayan Yalçın, “Eğer seçim veya iktidar için kritik bir süreç varsa, Özgür Basına yönelik gözaltı operasyonları başlıyor. Gazeteciler, kritik süreçlerde adliye koridorlarında, evlerine yapılan baskınlarla, tutuklama ve gözaltı operasyonları ile karşı karşıya kalıyor” dedi.
‘Görevimizin başındayız’
Baskılara karşı gazetecilik faaliyetlerini sürdüreceklerini ifade eden Yalçın, şunları söyledi: “Kalemimizi, mikrofonumuzu veya kameramızı arkadaşlarımızın sahiplenmesi çok önemlidir. Günlük olarak her türlü baskıya maruz kalıp ona rağmen mücadeleyi sürdürmeleri bir gururdur. Bizlerin cezaevlerinde dirençli bir şekilde kalmamızın sebeplerinden biri de dışarda arkadaşlarımızın Özgür Basın geleneğini sürdürüyor olmasıydı. Görevimizin başındayız, dün olduğu gibi bugün de görevimizin başında olmaya devam edeceğiz. Bu ülkede yaşanan bütün hak ihlallerini haberleştirmeye ve bu kirli politikaları teşhir etmeye devam edeceğiz. Hakikati yazıyoruz ve yazmaya devam edeceğiz.”
WAN