Diyarbakır D Tipi Cezaevi’nde 11 aydır tutuklu bulunan gazeteci Kibriye Evren yine tahliye edilmedi.
Diyarbakır merkezli 9 ilde “KCK/Türkiye Masası” adıyla yürütülen soruşturma kapsamında 9 Ekim 2018’de gazeteci ve siyasetçilerin de aralarında bulunduğu 142 kişiyle birlikte gözaltına alınarak tutuklanan Gazeteci Kibriye Evren hakkında “örgüte üye olmak” ve “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla açılan davanın 7’nci duruşması Diyarbakır 5’inci Ağır Caza Mahkemesinde görüldü. Duruşmada Evren ve avukatları Resul Tamur ve Pirozhan Karali hazır bulunurken, Evren’in ailesi ve gazeteci arkadaşları, Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu, Özgür Gazeteciler İnisiyatifi ve P24 de duruşmayı izledi.
Duruşma zabıtlarının okunmasıyla başlanan duruşmada, Urfa’da Evren hakkında yürütülen soruşturma dosyası için Urfa Cumhuriyet Başsavcılığına yazılan müzakereye cevap verilmediği ve 2012 ve 2013 tarihli iki soruşturmanın Urfa ve Mersin Cumhuriyet Başsavcılıklarınca yürütüldüğünün UYAP’tan öğrenildiği kaydedildi.
Tutukluluk halinin devamı istendi
Tutukluluğa ilişkin mütalaasını veren savcı, eksik hususların giderilmesini isteyerek, sanığın üzerine atılı suç ile ilgili kuvvetli suç şüphesi, ön görülen ceza miktarı ve adli kontrol tedbirlerinin yetersiz kalacağı gerekçesiyle tutukluluk halinin devamını talep etti.
Gazetecilik ilkeleri
Savcının mütalaasının ardından savunma yapan Kibriye Evren, evrensel hukukun basın özgürlüğüyle ilgili ilkelerinin tüm dünyada geçerli ilkeler olduğunu ve AİHM’inde kabul gördüğü demokrasinin işleyişi için basının yaşamsal önemde olduğunu dile getirdi. Gazeteciliğin araştırma ve soruşturma faaliyetti olduğu aynı zamanda toplumun haber alma hakkını savunduğunu vurgulayan Evren, “Gazetecilik yaptığım süre boyunca gazeteciliğin ilkelerine riayet ettim. Türkiye bu ilkelere imza atmış bir ülkedir. Sosyal medyada paylaşmış olduğum haberler propaganda yapma amacıyla olduğu değerlendirilmiş ancak yaptığım paylaşımlar haber, eleştiri amaçlıdır. Ancak bu dosyayla gazetecilik illegalize edilmeye çalışılmaktadır. Bir gazeteci olarak demokrasi ve basın özgürlüğü hakkımı kullandım” diye konuştu.
‘Kullandığım dil gazetecilik dilidir’
Basının işlemesi demokrasinin işlemesi anlamına geldiğini belirten Evren, “Tüm dünyada basın dili aynıdır. Tüm gazeteciler buna uyar. Benim gazeteci olarak kullandığım dil, dosyada propaganda amaçlı olduğu değerlendirilerek illegalize edilmeye çalışılarak bir örgütle bağlantı kurulmaya çalışılıyor. Bu durum kabul edilemez” dedi.
“Başta bir insanım ve gazeteciyim” diyen Evren, arkadaşlarıyla bir piknikte çektikleri fotoğrafların bir örgüt üyesiymiş ve eğitimdeymiş gibi dosyada yer aldığını belirtti. Evren ayrıca, Van, Urfa, Mersin, Adana ve Urfa’ya haber yapmaya gittiğini belirterek mütalaayı kabul etmediğini kaydetti.
‘Tesadüfen gözaltına alındı’
Evren’in avukatı Resul Tamur, mütalaaya katılmadıklarını belirterek, “Dosya aslında müvekkile ilişkin olarak hazırlanmıyor. Yaklaşık 200 kişinin gözaltına alınıp birçoğunun tutuklandığı bir soruşturmaydı. Önleyici gözaltı meselesinden kaynaklıydı. O gün müvekkil herhangi bir suç iddiasıyla gözaltına alınmadı. Gözaltına alındıktan sonra doğal bir işlem olarak müvekkil hakkında var olan dosyalar irdeleniyor ve sonrasında da müvekkilin bir araya getirilmiş ve oluşturulmuş suç dosyası varmış gibi bir dosya ortaya çıkıyor. Bu durum tesadüfen müvekkilin gözaltına alınmasından kaynaklıdır. Ezel ve firara ait beyanları külliyen dosya arasına alalım. 8 gazeteci hakkında aynı aynı beyanlarda bulunmuşlardır. Diğer gazeteciler hakkında beraat kararı verilmiştir. Emniyet Ankara’daki örgütsel doküman olduğu iddia edilen evrakı nerede ne şekilde oluşturulduğuna dair bilgi sahibi değil. Piknik fotoğraflarıyla birlikte eğitim tarihinin başladığı tahmini var. Eğitimde Kibriye ön adlı biri vardır. O kişinin müvekkil olduğuna dair tek bir kanıt yoktur. Fotoğraftaki kişileri tanıyoruz müvekkilin gazeteci arkadaşlarıdır. Onların yargılanmadığını biliyoruz. Müvekkilin hakkında bir tahmin yürütme çalışması içerisine girişmişlerdir. Tüm bu sebeplerden dolayı müvekkilin tahliye edilmesini talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Avukat Pirozhan Karali ise müvekkil hakkında hazırlanan dosyadaki delillerin Ankara’daki dosyaya ait olduğunu belirterek müvekkilinin tahliye edilmesini talep etti.
Duruşma ertelendi
Verilen kısa aranın ardından mahkeme heyeti, Mersin ve Urfa Cumhuriyet Başsavcılığına yürüttükleri soruşturmalara ilişkin yazılan müzakerelere biran önce cevap vermeleri, Ankara 26’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nin sanık yönünden iddianamesi verilmişse bir örneğinin istenmesine karar vererek duruşmayı erteledi.