Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye kentlerine yönelik gerçekleştirdiği saldırıları bölgeden takip eden Ronahi TV muhabiri Ciwana Cuma, ‘Türkiye bölgede tekrardan DAİŞ’i canlandırmak istiyor’ dedi
Türkiye, 23 Ekim’den bu yana Kuzey ve Doğu Suriye’nin birçok kentine yönelik hava saldırıları sürüyor. Hedef alınanlar arasında hizmet merkezleri, elektrik, su istasyonları, petrol kuyuları, temel yaşam malzemeleri bulunuyor. Bölgede uluslararası koalisyon güçleri başta olmak üzere bölgede bulunan insan hakları örgütleri Türkiye’nin saldırılarına karşı sessizliğini korurken, saldırılarda birçok kişi yaşamını yitirdi, yüzlerce kişi yaralandı, bombardımandan kaynaklı evler ve işyerleri kullanılamaz hala geldi.
Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi tarafından yapılan açıklamada, saldırıların insani ve ekonomik sorunlara neden olabileceği vurgulanırken, başta Koalisyon Güçleri, Rusya ve diğer devletlerin yaşanan saldırılar karşısında sessiz kalmaması gerektiği çağrısında bulunuldu.
Kuzey ve Doğu Suriye’de yaşanan son gelişmelere dair Ronahi TV muhabiri Ciwana Cuma, JINNEWS’e konuştu.
Tüm sınır bölgelere bomba ve tanklarla saldırı yapıldığını söyleyen Ciwana, “İHA’larla yaşam alanları hedef alınıyor. Ankara’da gerçekleşen eylemi bahane ederek, Rojava’ya saldırıyorlar. Türkiye hedef aldığı yerleri askeri yerler olarak göstermeye çalışıyor. Ancak durum öyle değil, Türkiye’nin şuan saldırı düzenlediği tüm yerler hizmet yerleridir. Örneğin fırın, gaz, elektrik istasyonları, terzi yerleri ve arabaların tamir edildiği yerlerdir. Bölgede garantör olan güçler var; ne yazık ki bu zamana kadar herhangi bir güç Türkiye’yi kınayan tek bir açıklama dahi yapmadı. Uluslararası güçlerin sessizlik durumu söz konusu. Tüm bu sessizliğin yanında halkın büyük bir direnişi var. Ankara’daki eylem sonrası Rojava halkı Türkiye’nin saldıracağını tahmin ediyordu. Çünkü Türkiye’nin her olayda olduğu gibi bunu da bahane ederek saldıracağını biliyordu” dedi.
Çocuklar katlediliyor
“Türkiye Rojava’ya saldırmak için her zaman fırsat arıyor “ diyen Ciwana şunları söyledi: “Çünkü Türkiye Rojava’yı tıkatmak istiyor. Burada oluşan birlik, beraberliği ve kazanımları yok etmek istiyor. Ancak tam tersi oluyor, Rojava’da Kürt, Arap, Çeçen, Süryan tüm halklar barış içerisinde yaşıyor. Onların birlikte hareket etmesi Türkiye’ye bir cevaptır. Halk açlığı, susuzluğu tüm her şeyi kabul edebileceklerini lakin kendi toprakları ve onurları olmadan yaşayamayacaklarını dile getiriyorlar. Türk devleti her yıl mutlaka Rojava’ya yönelik böylesi büyük saldırılarda bulunuyor. Geçen yılda aynı şey yaşandı. Bu saldırılarda kurban edilen kadınlar ve çocuklar oluyor. Özellikle en son yapılan saldırılara baktığımızda en çok kadınlar ve çocukların katledildiği görüyoruz.”
Türkiye’nin taktiği
Saldırıların halkı korkutmaya yönelik olduğunun altını çizen Ciwana Cuma, “Halk sürgüne zorlanıyor ama buna karşı bir direniş durumu söz konusudur. Onların yapmış olduğu planları halk boşa çıkarıyor. Rojava’da verilen direniş, büyük bir cevaptır. Kış geldiği için insanların yakacak ihtiyaçları oluyor bundan kaynaklı petrol ve elektrik yerleri hedef alınıyor. Örneğin Tirbesipiye ve Rimêlan’da petrol yerleri; Amûdê ve Dêrîk’te elektrik istasyonları bombalandı. Aynı zamanda Kobanê’de de böylesi yerlere saldırı oldu. Şuan Türkiye’nin izlediği bir taktik var. Ne zaman bir yeri vursa oraya yardım için giden halkı bir kez daha vuruyorlar. Bundan kaynaklı yaşamını yitirenler ve yaralı sayısı artıyor. Türkiye bu taktikle onlarca katliam yaptı. Bu taktikten dolayı İç Güvenlik Güçleri, her zaman halka şu uyarıda bulunuyor: ‘Eğer bir yer bombalanıyorsa, o bölgede toplanmayın’ diye çünkü Türkiye halk yaralılar için gittiğinde bu kez oraya gelen halkı vuruyor” diye konuştu.
Dünya için tehlike
Ciwana Cuma, Türkiye’nin hedef aldığı noktaları sıralayarak, şunları söyledi: “Asayiş ve İç Güvenlik Güçleri’nin kimi kontrol noktaları Türkiye’nin hedefi oldu. ‘Neden bu noktalar hedef alındı?’ sormak gerekiyor. Çünkü Türkiye bölgede tekrardan DAİŞ’i canlandırmak ve uyuşturucu maddeyi bölgeye getirmek istiyor. Bundan kaynaklı hedef aldığı şey güvenlik birimleri oluyor. Sadece bunlar değil öte yandan Qamişlo ve Dêrîk’te DAİŞ’lilerin kaldığı cezaevlerine yakın noktalar vuruluyor. Tüm dünyaya tehlike olarak görülen DAİŞ’lilerin cezaevlerinden kaçması nasıl bir tehlikeyi ortaya çıkaracak? Bundan kaynaklı Özerk Yönetim’in almış olduğu çok büyük bir yük var.”
Özsavunma eylemleri
QSD Komutanı Mazlûm Êbdî’nin açıklamasını hatırlatan Ciwana Cuma, “Özsavunmanın hak olduğunu söyledi. Diyalog vurgusu yaptı; ancak olası saldırılara karşı da özsavunma olarak cevap vereceklerini söyledi. Özsavunma kapsamda QSD ve Efrîn Kurtuluş Güçleri (Hêzên Rizgariya Efrînê) birçok eylem gerçekleştirdi. Til Temir, Zirganê, Şehba ve Til Rifet’te birçok eylem yapıldı ve birçok çete öldürüldü. Bunun gibi saldırılara çok büyük cevaplar veriliyor. Halk kendi ordusunun arkasında ve Türkiye’nin saldırılarına da cevap oluyor. Türkiye’nin planları amacına ulaşmayacaktır. Garantör güçler sadece isimleri ile buradalar şuana kadar Türkiye’ye bir cevap vermediler” diye ekledi.
Birlik olma çağrısı
Türkiye’nin 25 Ekim’de koalisyon güçlerinin bulunduğu noktalara yakın bir petrol noktasını bombaladığını sözlerine ekleyen Ciwana Cuma, “Ancak koalisyon güçleri Türkiye’nin vurduğu yerden geçerken, durup bakmadılar bile. Bu soru işaretlerine neden oluyor. Eğer koalisyon güçleri saldırılara sessiz kalıyorsa o zaman onlar da saldırının ortağıdırlar. Hala saldırılar devam ediyor. Özerk Yönetim her zaman halkın yanında olduklarının ve birlik olma çağrısını yapıyor” sözlerini kullandı.
HABER MERKEZİ