Kürt sorununun çözümüne dair konuşan Fransız gazeteci Chris den Hond, toplumsal barışın sağlanması için PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük tecride karşı bir hareket başlatılması gerektiğini vurguladı
Fransa’da bağımsız bir medya kuruluşu olan ve Ortadoğu’da yaşanan gelişmeleri dünya kamuoyuna aktaran OrientXXI’da haber üreten Chris den Hond, yaklaşık 30 yıldır Kürt halkının mücadelesini ve Kürt sorunun çözümüne dair gelişmeleri yakından takip ediyor. Bu kapsamda Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin (HEDEP) 15 Ekim’de gerçekleştirilen Büyük Kongresi’ni takip eden den Hond, mesleki faaliyetlerini anlatarak, kongrenin temel gündemi olan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük tecrit ve Kürt sorununa dair Mezopotamya Ajansı’na değerlendirmelerde bulundu.
‘Avrupa’da Kürtlere dair bir haber yoktu’
Hond, ilk olarak 1995 yılında Kurdistan’a geldiğini ve gezdiği bölgelere gazetecilerin ilgisinin az olduğunu gözlemlediğini söyledi. Bu durumun Kurdistan’a dair haberler üretmeye başlamışına neden olduğunu dile getiren Hond, “Avrupa’da Kürtlere dair bir haber yoktu. Sanki onlar teröristmiş, bu bir terör hareketiymiş gibi görülüyordu. Biz bunun doğru olmadığını söylüyorduk, bu yüzden Belçika’da, Fransa’da, Avrupa’da, Kürtlerin hakları için bir dayanışma hareketi inşa etmeye çalışıyorduk ve ben bir gazeteci olarak elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım. 1997 yılında MED TV’de çalışmaya başladım. 10 yıl boyunca çalıştığım zaman, hayatımın en güzel, en tutkulu dönemiydi. Biz sesi olmayan insanlara farklı dillerdeki uydu televizyonlarla ses verdik. Türkiye’de insanlar yasak olsa da uydu antenleri satın aldılar, uydu antenleri Türk ordusu tarafından imha edildiğinde, hayvanların bir kısmını satarak Med TV’yi izlemeye devam etmek için yeniden satın aldılar” diye anlattı.
Kuzey ve Doğu Suriye deneyimi
Türkiye’nin “harekat” adı altında saldırılarının sürdüğü 2017-2019 yılları arasında Kuzey ve Doğu Suriye’ye gittiğini aktaran Hond, “Kürt ve Filistin halklarının devletsiz iki halk olduğunu düşünüyorum. Bugün bu insanlar kendi devletleri için savaşmıyorlar, bu da Abdullah Öcalan’ın paradigmasının modernliğidir. Konfederalizmden yanalar, bu da insanların bir arada yaşaması anlamına gelen çok modern bir anlayış. 2017, 2018 ve 2019’da Rojava’ya gittiğimde, oradaki insanların Suriye’nin içinde küçük bir Kurdistan istemediğini gördüm. Arap toplumuyla, Türkmenlerle, Suriyelilerle, Kürtlerle birlikte yaşamak istiyorlar ve bu insanlığın geleceği. Türk milliyetçiliğiyle, Arap milliyetçiliğiyle, İran milliyetçiliğiyle ve ayrıca Barzani’den gelen Kürt milliyetçiliğiyle bir zıtlık var. Çünkü bu milliyetçilik anlayışları Rojava’nın başarılı olmasını istemiyor. Bugün bu demokratik anlayışa sahip bizler, Rojava’daki demokratik deneyime, Kürtlerin ve onların Türkiye’deki dostlarının siyasi hareketine tüm gücümüzle destek vermek zorundayız. Kürt halkının gerçekliğini dünya kamuoyuna ulaştırmak gibi bir görevimiz var” dedi.
‘Tecride karşı bir çıkış olmalı’
Kürt sorununun çözümü ve toplumsal barışın sağlanması için PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride karşı bir çıkış olması gerektiğini vurgulayan Hond, “Öcalan’a yönelik tecride karşı bir hareket olması gerekir, Türkiye’de ve her yerde tüm siyasi tutsakların özgürlüğü olmalı, bu tür haberleri kamuoyuna taşımak da gazetecilerin mutlak görevidir. Burada yapılan haberlere bakarak dünya medyasında çok fazla olan yanlış haberi düzeltebiliyoruz. Bazen başarılı olabiliyoruz, bazen de olamıyoruz ama yine de gerçeği daha geniş kitlelere ulaştırmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
ANKARA