Türkiye kontrolündeki kentlerde yaşananları değerlendiren gazeteci Zeynep Boran, protestoların asıl nedeninin Türkiye-Suriye yakınlaşması olduğuna işaret ederek, ‘Gösterilerin Kayseri’de yaşanan istismar iddiasından sonra başlayan ırkçı saldırılar ardından gelmesi manidar olsa da, asıl neden Suriyeli Arap paramiliter gruplarının tasfiye edileceği kaygısıdır’ dedi
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, 28 Haziran’da “Suriye ile yeniden diplomatik ilişkileri kurmamak için bir sebep yok. Geçmişte nasıl yaptıysak yine yapabiliriz. Suriye’nin iç işlerine karışmak gibi bir niyetimiz yok. Biliyorsunuz ailece görüşmeye varana kadar Sayın Esed’le geçmişte nasıl yaptıysak yeniden yapmamamız için bir sebep yok” ifadelerini kullandı.
Erdoğan’ın bu mesajı, Türkiye’nin 2011’den beri, Suriye rejimine karşı organize ettiği ve işgal ettiği Suriye toprağına yerleştirdiği silahlı gruplarca hoş karşılanmadı. Dün Kayseri’de bir çocuğun cinsel tacizi sonrası Suriyelilere karşı başlatılan ırkçı saldırılara karşı, bu gruplar Efrîn, Mare, El-Bab, Azez, El Rai ve İdlip’de Türkiye’nin üslerine saldırılar düzenledi. Türk bayraklarının indirildiği, Türk plakası olan araçlara saldırıların düzenlendiği eylemlerde, yer yer Türkiye’nin Suriye’den çekilmesi istendi. Türkiye ise bölgeye takviye güç gönderdi.
Bölgede araştırmacı gazetecilik yapan Zeynep Boran, Türkiye’nin, Suriye rejimi ile ilişki kurmak için bir süredir diplomatik faaliyet yürüttüğünü, denetimindeki paramilter gruplara yönelik yeni bir planlamaya gittiğini belirterek, bunun silahlı gruplar tarafından hoş karşılanmadığına işaret etti.
‘Geniş kapsamlı protestolar başladı’
Protestoların başlamasına giden süreci özetleyen Boran, “Uzun süredir bölgede MİT eliyle çete gruplarına yönelik yeni planlara giden Türkiye’nin son bir aydaki görüşme trafiği oldukça yoğundu. Geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Rusya Devlet Başkanı Putin’le yaptığı görüşme ve ardından Astana görüşmelerine değinerek Suriye rejimine göz kırpmasıyla, geniş planın ilk adımı Rusya’da atılmış oldu. Hemen ardından Suriye’nin resmi haber ajansı SANA’da, Esad, ‘Suriye-Türkiye ilişkileri konusunda, Suriye Devleti’nin tüm toprakları üzerindeki egemenliğine saygı ve her türlü terörizm ve örgütleriyle mücadele temelinde olduğu sürece her türlü girişime açıktır’ açıklaması yaptı. Bu gelişme, Rusya Devlet Başkanı’nın Suriye Özel Temsilcisi Aleksandr Lavrentyev’le Şam’da yaptığı görüşme sırasında yaşandı. Bardağı taşıran son damla ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 3 gün önce yaptığı açıklama oldu. Türkiye-Suriye yakınlaşmasına karşı çıkan çoğunluğu Arap kökenli Türkiye destekli gruplar ve bölgede yaşayanlar, Efrîn, Marê, El-Bab, Ezaz, Cerablus, El Rai ve İdlip’de geniş kapsamlı protestolara başladı” ifadelerini kullandı.
‘Türk üssü göstericilerin kontrolüne geçti’
Türkiye-Suriye arasındaki El Bab yakınındaki Ebu Zêndin bölgesindeki sınır kapısının 27 Haziran’da tekrar açılmasının protestoların fitilini ateşlediğini dile getiren Boran, bu adımı Türkiye-Suriye yakınlaşması olarak okuyan silahlı grupların El Bab şehir merkezinde gösteri düzenlediğini söyledi. Daha sonra protestoların açılışı yapılan sınır kapısı önüne taşındığını aktaran Boran, kapının kapatılmaması durumunda gösterilerin “sivil değil, silahlı olacağı” yönünde tehditlerde bulunulduğunu ifade etti.
Devamında gösterilerin yayıldığını söyleyen Boran, “Türkiye’ye bağlı gruplar, Türk bayraklarını indirerek, Türkiye’den giden araçlara saldırdı. İdlib, Cerablus, Ezaz, Bab ve Efrîn’in birçok ilçesinde Türk bayrağı ile Erdoğan’ın posterleri yakıldı. Efrîn, Ezaz ve Bab’da Türkiye’ye ait askeri üsler ve binalar basıldı. Halep’in batı kırsalındaki Abzimo kasabasındaki Türk üssü göstericilerin kontrolüne geçti” diye konuştu.
‘Gösterilerin asıl sebebi tasfiye olma kaygısı’
Boran, Efrîn merkezi başta olmak üzere pek çok bölgede silahlı çatışmalar başladığını, El Bab’da TSK’ye ait araçlara ve Türkiye plakalı araçlara ateş açıldığını ve eş zamanlı olarak El Bab ve Ezaz’de Türkiye’ye bağlı ticaret tırlarının yakıldığını, son olarak 4’ten fazla PTT binasının basılarak yakıldığını kaydetti. Boran, protestoların Kayseri’deki çocuğa cinsel taciz olayı ile başlayan ırkçı saldırıların peşinden gelse de asıl nedenin bu olmadığını söyledi.
Protestoların asıl nedeninin Türkiye-Suriye yakınlaşmasının olduğuna işaret eden Boran, “Gösterilerin Kayseri Melikgazi’de de yaşanan çocuğa istismar iddiasından sonra başlayan ırkçı saldırılar ardından gelmesi manidar olsa da, asıl neden Türkiye’nin Suriye rejimiyle yakınlaşmasıyla Suriyeli Arap paramiliter gruplarının kendilerinin tasfiye edileceği kaygısıdır” şeklinde konuştu.
‘Türkiye arap grupları tasfiye etmek istiyor’
Bölgede 16 yerleşim yerinde gösteri ve çatışmaların devam ettiğini kaydeden Boran, şunları söyledi:
“Ezaz, Cerablus ve Haleb’in batı kırsalındaki El-Tawama’daki Türk ordusuna ait üsler göstericiler tarafından kuşatılırken, özellikle Efrîn merkezi ve birçok ilçesinde ağır silahlar ve RPG roket atarlarında kullanıldığı çok yoğun çatışmalar yaşanmakta. Her iki taraftan da şimdiye kadar çok sayıda ölü ve yaralı var. Türk devleti hedef gözetmeksizin göstericilere ateş ederken şimdiye kadar 1’i çocuk 1’i genç olmak üzere 4 kişi öldürüldü, 17’den fazla kişi yaralandı. Tüm bu hareketlenmelerle birlikte Rusya ve Türkiye’nin İdlib başta olmak üzere planlarını hayata geçirmek için HTŞ’ye büyük bir darbe yapılmanın hazırlıklarını yapıyor. Gelecekte sahada yapılacak askeri harekata göre MİT, kendi çatısı altında topladığı çete gruplarını HTŞ’ye ve Türkiye’nin Suriye rejimiyle anlaşmasını kabul etmeyen çete gruplarına karşı saldırıya geçirecektir. Türkiye’nin, Rusya ile yaptığı tüm bu hareketliliğin ve anlaşmaların amacı İdlip ve Efrîn bölgesindeki işgal hattını korumak. Rusya ile yapılan ve Suriye rejimi ile yapılan anlaşmaların sahaya yansıması durumunda, 2’nci Feylaq’a bağlı paramiliter gruplarının konumlandığı bölgeler Türkiye’nin kalıcı varlık göstereceği alanlar olmuş olacak. Türkiye işgal altındaki bölgelerde kendi bünyesinde bulunan birçok çete grubunu tasfiye etmek istiyor. Bu grupların başında Arap gruplar geliyor. Türkiye Arap grupları tasfiye etmek isterken, Türkmen, Tacikistanlı, Uygurlu gruplara her türlü desteği veriyor. Bu çatışmaları daha da derinleştirecek bir mesele olacak. Sonuç olarak Türkiye özellikle Arap gruplarını Suriye rejimin önüne atacak. Belki de bununla yetinmeyerek tamamen ortadan kaldırmak için her türlü desteği de verecektir.”
Kaynak: MA