Cezaevinde bağırsakları iflas eden gazeteci Ziya Ataman ve beraberindeki 20 kişi hakkında açılan davada sona gelindi. Tanıkların işkence altında ifade verdiklerini beyan etmelerine rağmen tahliye edilmeyen Ataman hakkında ağırlaştırılmış müebbet cezası isteniyor.
Van M Tipi Kapalı Cezaevi’nde 11 Nisan 2016 tarihinden bu yana tutuklu olan Kanun Hükmündeki Kararname’yle (KHK) kapatılan Dicle Haber Ajansı (DİHA) muhabiri Ziya Ataman, 24 Eylül tarihinde bir kez daha hakim karşısına çıkacak. 10’u tutuklu toplam 20 kişiyle birlikte yargılanan gazeteci Ataman hakkında açılan davanın 12’nci duruşması Şırnak 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Sona doğru gelinen davanın bu duruşmasında, savcılık mütalaasına karşı avukat ve tutukluların savunmaları alınacak.
İşkence altında ifade
3 yıldır tutuklu olan Ataman ve diğerleri aleyhine tanık olarak dinlenen Uğur Eyinç adlı kişi dışında tüm tanıklar ifadelerinin işkence altında alındığını kaydetti. Davanın 4 Temmuz tarihinde görülen son duruşmasında tanık olarak dinlenen Aytaç Yalman, “Bize okumadan evrakları imzalattılar. Özel hareket polisi kafama dipçikle vurdu” sözleriyle işkenceyi anlattı. Yine, bir önceki duruşmalarda ifadeleri alınan birçok tanık, yaptıkları teşhisleri reddetti.
İftiradan sabıkalı tanık
İfadelerinde ısrarcı olan tek tanık Eyinç’in hakkında ise 22 kere iftira atmaktan soruşturma açıldığı ortaya çıktı. Okuma ve yazması olmadığını hakim huzurunda itiraf eden Eyinç, soruşturma aşamasında beyanları okumadan imzaladığını söyleyerek, hakkında ifade verdikleri kişilere ilişkin sorulan sorulara ise sürekli “hatırlamıyorum” cevabı verdi.
‘Ataman hakkında bulgu yok’
Dosya avukatları, mağdur olan kişilerin dosyada sanık olarak yargılandığına dikkat çekti. Ataman’ın avukatlarından Barış Oflas, müvekkiline 2 suçlama yöneltildiğini hatırlattı. Ataman’ın, Beytüşşebap’ta geçtiğimiz yıllarda yaşanan çatışmalara katıldığına dair herhangi bir bulgunun olmadığını vurgulayan Av. Oflas, müvekkilinin o sırada akrabasının evinde olduğunu hatırlattı. Oflas, müvekkilinin isminin bulunduğu notların ise doğruluğunun bulunmadığını belirtti.
Şimdiye kadar tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla mahkemeye çıkarılan gazeteci Ataman, son duruşmada bir kez daha Kürtçe savunma yapmak istedi. Ancak tercüman bulunmadığından kaynaklı Ataman savunma yapamadı. Mahkeme heyeti, Ataman’a bir sonraki duruşma tercümanını hazır etmesi halinde savunma yapabileceğini ifade etmişti.
Savcılık ceza istedi
Mahkemeye 47 sayfalık mütalaa sunan iddia makamı ise, Ataman’la birlikte tüm sanıklar hakkında “Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak”, “Tasarlayarak kamu görevlisini görevinden dolayı kasten öldürme”, “Tasarlayarak kamu görevlisini görevinden dolayı kasten öldürmeye teşebbüs”, “Tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs”, “Kamu kurum ve kuruluşlarına ait mallara patlayıcı madde kullanmak sureti ile kasten zarar verme”, “Patlayıcı madde kullanmak sureti ile kasten mala zarar verme” ve “Bir örgütün faaliyeti çerçevesinde tehlikeli maddenin izinsiz olarak bulundurulması” maddelerinden birçok kez ceza istedi.
İddia makamı, Ataman’ın, “Tasarlayarak kamu görevlisini görevinden dolayı kasten öldürme” suçlamasıyla ayrı ayrı 2 kez, “Tasarlayarak kamu görevlisini görevinden dolayı kasten öldürmeye teşebbüs” suçlamasıyla ayrı ayrı 32 kez, “Tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs” suçlamasıyla ayrı ayrı 4 kez, “Kamu kurum ve kuruluşlarına ait mallara patlayıcı madde kullanmak sureti ile kasten zarar verme” suçlamasıyla bir kez, “Patlayıcı madde kullanmak sureti ile kasten mala zarar verme” suçlamasıyla bir kez ve “Tehlikeli maddenin izinsiz olarak bulundurulması” maddelerinden cezalandırılmasını istedi.