Türkiye’nin Federe Kurdistan Bölgesi’ndeki eylemlerini ‘ilhak’ olarak değerlendiren gazeteci Erdoğan Altan, saldırılarla demografik yapının değiştirilmek istendiğinin altını çizdi
Türkiye, Federe Kurdistan Bölgesi’nde Duhok’a bağlı Amêdiyê kırsalında saldırılarını son günlerde arttırdı. Bölgede kontrol noktaları kurarak kimlik kontrolüne başlayan Türkiye, sık sık köy merkezleri ve kırsallarını havadan ve karadan bombalıyor.
KDP ile birlikte hareket eden Türkiye’nin zırhlı araç ve asker sevkiyatı da günlerdir devam ediyor. Saldırılar sürerken Suriye’den 800’ü aşkın paramiliter grubun bölgeye getirilerek, konuşlandırdığı da gündemde yerini aldı.
Gazeteci Erdoğan Altan, bölgede yaşanan gelişmeleri Mezopotamya Ajansı’na değerlendirdi. Türkiye’nin PKK’ye karşı tampon bir bölge oluşturmaya çalıştığına dikkati çeken Altan, saldırıları “ilhak girişimi” olarak nitelendirdi. Türkiye’nin getirdiği paramiliter gruplar içinde DAİŞ’lilerin de olduğunu kaydeden Altan, saldırıların hedefine ulaşılması için köylerin boşaltıldığını, gözaltı ve tutuklama furyasının başlatıldığını aktardı.
‘Yeni bir perde aralanmak isteniyor’
Türkiye’nin Duhok, Zaxo ve Hewlêr’de bulunan tüm yollarda KDP ile birlikte hareket ettiğini söyleyen Altan, “Gerilla güçlerini yalnızlaştırmaya dönük bir politika izleniyor” dedi. Son 5 ay içerisinde 407 işyeri ile birlikte binlerce dekar arazinin yakıldığını belirten Altan, “Bu konsepte Irak hükümeti de dahil edilmek isteniyor. Yani Kurdistan’da soykırım tarihinde yeni bir perde aralanmak isteniyor diyebiliriz. Türkiye’nin bu kadar rahat konumlanmasında en büyük rolü oynayan tabi ki KDP. Başûr topraklarını Ankara ile birlikte radikal İslamcıların yeni yuvası haline getirmek için kolları sıvamış durumdalar. Bağdat’ın kayıtsızlığı da bu saldırıları onayladığı ya da kimi gizli anlaşmalara gittiği anlamına geliyor” ifadelerini kullandı.
‘Demografik yapının değiştirilmesi için de kolları sıvamış’
Kontrol noktaları, kimlik kontrolü ve köy boşaltmaları gibi uygulamaların mevcut yönetimlerin meşruiyetini sorgular hale getirdiğini söyleyen Altan, “Başûr halkının temel endişelerinden biri de boşaltılan alanlara DAİŞ’liler gibi radikal İslamcı grupların yerleştirilmesi. Türkiye, demografik yapının değiştirilmesi için de kolları sıvamış durumda. Radikal İslamcı gruplarla Duhok’tan Hewlêr’e, Betil, Dêrkar, Batûfa, Kanîmasî, Dêreluk, Şeladizê ve Dinartê’ye kadar bir tampon bölge oluşturulmak isteniyor. Kuzey ve Doğu Suriye’de oluşturdukları benzer planı burada da hayata geçirmek istiyorlar” diye konuştu.
‘Gruplar 72 karakol ve noktaya yerleştirildi’
Türkiye’nin yaklaşık 40 kilometre alanı ilhak ettiğini ve silahlı gruplara teslim ettiğini dile getiren Altan, bölgeye sevk edilen silahlı grupların başındaki isimlerin de tespit edildiğini kaydetti.
Söz konusu kişiler arasında daha önce Kuzey ve Doğu Suriye’de DAİŞ ve benzeri örgütler içerisinde savaşmış kişilerin olduğunu aktaran Altan, “Bu kişiler Bamernê’den Garê bölgesine kadarki alanda KDP eliyle teslim edilen karakol ve üslere konuşlandırıldı” dedi. Altan, grupların 72 karakol ve noktaya yerleştirildiğine işaret ederek, “Bu durum artık KDP’nin ortak çıkarlarını da aştı. Karakollar ve içindeki askeri gruplar adeta Türk devletinin bölgedeki yerel gücü, valiliği konumundadır” diye kaydetti.
Altan, Federe Kurdistan Bölgesi’ne yerleştirilen gruplar içerisinde yer alan bazı yöneticilere dair şu bilgileri paylaştı:
- Musena Xelil El-Hesen (Ebû El Wefa), 1990 Dêrazor’un Meyadin ilçesinde doğdu. Evli ve 3 çocuk babası. Girê Spi’de Türkiye’ye bağlı Cebhet el-Şamiye grubunda savaş eğitimi veriyordu.
- Semih Fuad Yazilçi (Ebu Umer), 1990 Girê Spi doğumlu. Rakka, Hesekê, Dêrazor, Humus’ta DAIŞ’in istihbaratında yer alıyordu.
- Reed Hesen El-Wegai (Ebû Mihemed), 1996 Dêrazor’un Meyadin ilçesinde doğdu. Evli ve bir çocuk babası. 2017 yılında Efrîn’e yerleştirildi.
- Tarıq Ebû Ezîz (Ebû Elî), 1991 Meyadin ilçesinde doğdu. Evli ve 3 çocuk babası. Serêkaniyê’de paramiliter gruplar içerisinde yer alıyor.
- Edhem Fatih El Şekirci (Ebu Bekir), 2000 Dêrazor doğumlu. 2017’e kadar Minbic, Cerablus, Halep’in kuzeyindeki bölgelerde DAIŞ’in lojistikçisi olarak faaliyet yürüttü.
- Basil Mihemed El Eli (Ebû El-Ziber), 1995 Dêrazor doğumlu. En son Serêkaniyê’de paramiliter gruplar içerisinde faaliyet yürüttü.
- Macid Mistefa El Xalid (Ebû Decana El Ensari), 1990 doğumlu. Serêkaniyê’de bomba eğitimi verdi.
- Mihemed Enes el Ibêd (Ebû Muawiya), Girê Spî’de Cebhet el-Şamiye grubunda yer aldı.
- Mihemed Mihyeddin (Erendes), Girê Spî’de Cebhet el-Şamiye grubu içerisinde yer aldı.
162 köy boşaltıldı, 602 köy tehlikede
Türkiye’nin son saldırılarıyla birlikte boşaltılan köy sayısının da 162’e çıktığını ifade eden Altan, “Bölgenin tamamen ilhak edilmesi için de 602 köye dönük tehditler sürüyor. Bazı ailelere, Hewlêr ve Duhok’taki kamplara yerleşmeleri için para teklifinde bulunulduğu da gelen bilgiler arasında” dedi.
Yaşananların büyük bir öfke patlamasına neden olabileceğini söyleyen Altan, KDP’nin durumu normalleştirmeye çalıştığını kaydetti. Altan, “Başûr halkı her şeyin farkında. Başûr halkı boşaltılacak alanlara DAİŞ’liler başta olmak üzere radikal İslamcıların yerleştirileceğini bas bas bağırıyor” diye belirtti.
Altan son olarak şunları söyledi:
“Operasyonlara karşı nasıl bir tavır sergilendiğini geçmiş tecrübelerden biliyoruz. Rojava başta olmak üzere Bakûr ve Rojhilat Kurdistan’ında halkın tavrı belirleyici olacaktır. Soykırıma uğratılmak istenen Kürt halkı ve bölgedeki halklar da bu sürece özsavunmayla destek vermelidir.”
HABER MERKEZİ