Siirt’te haberleri gerekçe gösterilerek 1 yıl hapis cezası verilen gazeteci Zana Aksu, bölgede gazetecilik yapmanın zorluklarına dikkati çekerek, ‘Başına neler gelecek bilmiyorsun’ dedi
Siirt’te 1 Eylül 2013 tarihinde yayın hayatına başlayan Siirt’ten Öte Gazetesi’nin imtiyaz sahibi gazeteci Zana Aksu, gazeteci kimliğinin yanı sıra aynı zamanda insan hakları aktivisti. Arapça, Kürtçe ve Türkçe dillerinde haftalık yayın yapan gazetenin sosyal medya hesabından, Urfa’nın Suruç ilçesinde 2015 Temmuz’da 34 kişi yaşamını yitirdiği patlama sonrası yapılan “Katliama ses çıkarmanın suç olduğu ilin adı Siirt” başlıklı haberi ve “Siirt’te Suruç’taki patlamayı protesto eden halka polis saldırdı. Herhangi bir yurttaşın başına bir şey gelirse bundan Siirt Valisi sorumludur” şeklindeki paylaşımları gerekçe gösterilerek Aksu, hakkında 2015 yılında Siirt 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. 23 Eylül tarihinde görülen davanın duruşmasında Aksu’ya “halkı kin ve düşmanlığa sevk etmek”ten bir yıl ceza verildi.
‘7 kez erişim engelli getirildi’
Mezopotamya Ajansı’ndan Metin Yoksu’ya konuşan Aksu, “Siirttenöte” gazetesinin internet sitesine 2015’te 7 kez erişim engelli getirilmesinin ardından yayını sonlandırmak zorunda kaldıklarını belirtti. Yayın yaptıkları dönemde aynı zamanda ulusal ve uluslararası ajanslara da serbest gazetecilik yapan Aksu, bir yandan da insan hakları aktivistliği yaptığını söyledi. Türkiye’de gazetecilik faaliyetinin özellikle bölgede zor olduğuna vurgu yapan Aksu, gazeteciliğe insan hakları mücadelesi de eklenince baskıların daha fazla hissedildiğini ifade etti.
‘Koşullar giderek ağırlaşıyor’
2008 yılından bu yana gazetecilik yaptığını belirten Aksu hakkında açılan dava ve soruşturma sayısını dahi bilmediğini dile getirdi. Aksu, “Bölgede gazetecilik yapmanın koşulları giderek ağırlaşıyor. Batıda veya metropoldeki gibi masa başı gazeteciliği yapmıyorsunuz, sürekli sahadasınız, güvenlik güçleri ile iç içesiniz, devlet sadece sarı basın kartları olanlarını belli yerlere alıyor ki onlarda iktidara yakın gazeteciler. Hükümete yakın gazeteler ilanlar ve kazandıkları paralar ile işlerini yürütüyorlar. Bizim de böyle bir derdimiz hiç olmadı” ifadelerini kullandı.
‘Başına neler gelecek bilmiyorsun’
Bölgede gazetecilerin gördüğü baskıların yanı sıra farklı baskıların da olduğunu sözlerine ekleyen Aksu, şunları söyledi: Gazeteciler bir kentten bir kentte gittiği zaman dahi baskı altında seyahat ediyor. Tüm yerleşim yerleri arasında kurulan kontrol noktaları nedeni ile gazeteciler kimliklerini gizleyerek seyahat ediyor. Bunların yanı sıra diyelim ki bir bölgede orman yangını var, bir yerde çatışma çıkmış, orada neler yaşandığını gidip araştıracak ama burada bir can güvenliği durumu da söz konusudur. Çünkü birçok alan askeri güvenlik bölgesi olarak geçiyor. Gittiğin zaman başına neler gelecek bilmiyorsun.
SİİRT