Cizîr’de 18 aylık bebek Mehmet Uytun’un gaz fişeğiyle katledilmesine dair görülen davada sanık askerin tutuklanması talebi her seferinde reddedilirken, 15 yıl aranın ardından keşif kararı verildi
Şirnex’in Cizîr ilçesinde 9 Ekim 2009 tarihinde askerlerin attığı gaz fişeğinin başına isabet etmesi sonucu hayatını kaybeden 18 aylık Mehmet Uytun’un öldürülmesine dair dava süreci devam ediyor. Davanın 10 Eylül tarihinde görülen en son duruşmasında, 15 yıl aranın ardından “olay yeri keşfi” kararı verildi.
Neler yaşandı?
Uytun, 2009’da evlerinin balkonunda annesinin kucağındayken başına gaz fişeği isabet etti. Ağır yaralanan Uytun, kaldırıldığı Diyarbakır Devlet Hastanesi’nde 19 Ekim’de hayatını kaybetti. Valilik, Uytun’un göstericilerin attığı taşlar sonucunda yaralandığını iddia etti. Savcılık tarafından soruşturma başlatıldı ve 10 Ekim 2009 tarihli olay yeri inceleme tutanağında, olay yerinde kırmızı renkli gaz fişeği boş kapsülünün bulunduğu tespit edildi.
Soruşturma kapsamında 3 Kasım 2009’da ifade veren uzman çavuş Hakan Alkan, attığı gaz fişeğinin duvara isabet ederek yere düştüğünü belirterek, suçlamayı reddetti. Ayrıca kırmızı renkli gaz mühimmatını kullanmadığını ileri sürdü. 6 Şubat 2010 tarihinde “tanık” sıfatıyla ifadeleri alınan B.A., A.E. ve İ.E. da Alkan’ın ifadesine benzer yönde beyanda bulundu.
Jandarma, 3 Mart 2010’da kırmızı renkli mühimmatın envanterlerinde bulunmadığını ileri sürdü. Adli Tıp Kurumu’nun 23 şubat 2012 tarihli raporunda, Uytun’un “künt kafa travmasına bağlı kafatası kemik kırığı beyin kanaması ve sonrası gelişen komplikasyonlar sonucu” hayatını kaybettiği belirtildi.
Cizre Kaymakamlığı, 31 Ağustos 2012’de asker Alkan hakkında “taksirle ölüme sebebiyet vermek” iddiasıyla soruşturma başlatılması yönündeki savcılık talebini “yeterli delil bulunmadığı” gerekçesiyle reddetti. Diyarbakır Bölge İdare Mahkemesi, avukatların kaymakamlık kararına karşı talebini reddetti.
Uytun ailesi avukatları, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu. AYM, 15 Aralık 2015’de etkili bir soruşturma yürütülmemesi nedeniyle yaşam hakkının ihlal edildiğine karar verdi. Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı, AYM kararı üzerine 15 Mayıs 2019’de yeniden soruşturma talebi istedi. Ancak kaymakamlık talebi 21 Eylül 2019’de bir kez daha reddetti.
Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi, avukatların itirazını kabul etmesi üzerine asker Alkan hakkında soruşturma başlatıldı.
12 yılın ardından iddianame
26 Ekim 2020 tarihinde olaya dair iddianame hazırlandı. Alkan’ın “tamburlu bomba atar ile dikkatsiz ve tedbirsiz şekilde ateş ederek Mehmet Uytun’un ölümüne sebebiyet verdiği” belirtildi. İlk duruşma 8 Şubat 2021’de Cizre 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Uytun’un babası Turan Uytun, sanık Alkan’ın doğrudan hedef alarak oğlunu katlettiğini söyledi.
Anne Kevzer Uytun, sanığın iddia ettiği gibi herhangi bir grubun olay yerinde olmadığını söyledi. Anne Uytun, “Bizi bilinçli olarak hedef alarak ateşlemişlerdi” dedi.
Ödül gibi ceza
21 Haziran 2021 tarihli 3’üncü duruşmada, sanık Alkan’a “taksirle ölüme neden olma” suçundan 3 yıl hapis cezasısı verildi. Ceza, 18 bin 200 TL’ye çevrildi. Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi, itiraz üzerine 19 Ekim 2022 tarihinde kararı bozdu. Kararda, tanıkların ifadelerindeki çelişkilerin giderilmesi istendi.
3 Ocak 2023’te kırmızı renkli kapsülle aynı nitelikteki bir gaz fişeğinin ateşlenmesi sonrası kapsülün ne kadar sıcaklığa ulaştığı ve bu sıcaklık itibariyle isabet ettiği bir kişide yanık izi oluşturup oluşturmayacağı hususunda uzmanlık raporu istendi.
Tanıklar avukatsız dinlendi
Avukatlar, 16 Şubat 2023’te görülen ikinci duruşmaya, 6 Şubat Mereş merkezli deprem nedeniyle katılmadı. Avukatlar olmadan tanıklar dinlendi. Çelişki olduğu belirtilen tanığın beyanları SEGBİS aracılığı ile alındı. Tanık, polis ve askerlerin göstericilerin olduğu yere doğru gaz fişeği attığını gördüğünü, çocuğun öldüğü balkon polislerin elindeki gaz fişeklerinin isabet edebileceği güzergahta olduğunu, atılan gaz fişeklerinin ölenin bulunduğu binaya isabet edebilecek yerde olduğunu söyledi. Mahkeme, İstanbul ATK’ye yazılan rapor talebinin beklenmesine karar verdi.
Dosya ağır cezaya gönderilmedi
2 Mayıs 2023’te görülen duruşmada, ATK raporu dosyaya girdi. Raporda, Uytun’un gaz fişeği sonucu yaşamını yitirdiğine işaret edildi. Avukatlar, rapor üzerine dosyanın ağır ceza mahkemesinde görülmesini talep etti. Ayrıca sanık ve tanığın tekrar dinlenmesi talep edildi. Ağır ceza mahkemesi talebine yanıt verilmezken, diğer talepler reddedildi. 11 Mayıs 2023’te dosya ağır ceza mahkemesine gönderildi. Ancak sanık avukatının itirazı üzerine yargılamanın asliye ceza mahkemesinde görülmeye devam edilmesine karar verildi.
15 yıl sonra keşif kararı
14 Eylül 2023’te sanık Alkan’a “taksirden ölüm” suçlamasıyla 3 yıl hapis cezası verildi. Ceza indirim ve artırımlar sonrası 3 yıl 4 ay olarak belirlendi. Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi, 21 Şubat’ta eksik araştırma nedeniyle kararı bozdu ve davanın yeniden görülmesi kararını verdi.
10 Eylül’de görülen son duruşmada, avukatların sanığın tutuklanması talebi reddedildi. Mahkeme, sadece keşif talebini kabul etti. Mahkeme heyeti, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Zırhlı Tugay Komutanlığına olayın canlandırılması için müzekkere yazmasına karar verdi.
Av. Güven: Keşif usule uygun olmalı
Uytun ailesinin avukatı Yakup Güven, yargılama sürecini Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendirdi.
Yargılamanın ağır ceza mahkemesinde görülmesi gerektiğini vurgulayan Güven, “Sürecin her aşamasında olayın kasten ölüme sebebiyet verme olduğunu belirttik” dedi. Söz konusu taleplerinin kabul edilmediğine dikkati çeken Güven, 15 yıl aradan sonra verilen keşif yapılması yönündeki taleplerini daha önceki celselerde de dile getirdiklerini aktardı.
Güven, “Yargılama sürecini aydınlatacak ve kolaylaştıracak olan keşif talebimiz kabul edilmedi” diye kaydetti. Usule uygun bir keşfin yapılmasının yargılama sürecine katkı sunacağını vurgulayan Güven, “Yerel mahkeme söz konusu keşfin Cizre İlçe Jandarma Komutanlığı, Cizre İlçe Emniyet Müdürlüğü ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı 172’ncı Zırhlı Tugay Komutan Yardımcılığınca koordineli bir şekilde yapılması talep etmiştir. Söz konusu keşifte katılan vekilleri olarak bizler de hazır bulunacağız. Eğer keşif olay yerine benzer bir ortamda, maktul ve sanığın olay anındaki pozisyonlarının doğru biçimde belirlendiği biçimde ve usule uygun olarak gerçekleşirse yargılama merciinin maddi gerçeğe ulaşması konusunda kısmen de olsa bir katkı saplayacağı fikrindeyiz” ifadelerini kullandı.
Haber: Zeynep Durgut / MA