Gasp edilen hakları için açıklama yapan Barış Akademisyenler, haklarından vazgeçmeyeceklerini söyleyerek, “Barış sözümüzü çoğaltacağız. Gasp edilen haklarımız için mücadeleyi sürdüreceğiz” dedi
Barış Akademisyenleri öncülüğünde “Gasp Edilen Haklarımız İçin Dayanışmaya” başlıklı basın açıklaması gerçekleştirildi. Eğitim Sen Diyarbakır 1 No’lu Şube’de yapılan açıklamaya, sendika temsilcileri ve Barış Akademisyenleri katıldı. Açıklamanın gerçekleştiği salona “Barış talebimizde ısrarcıyız” pankartı asıldı. Açıklamayı Akademisyen Fikret Uyar okudu.
‘Adil yargılanma hakkımızdan yoksun bırakıldık’
Barış Akademisyenleri olarak “Bu suça ortak olmayacağız” dedikleri için hakaret, tehdit, saldırı ve mesnetsiz suçlamalara maruz kaldıklarını söyleyen Fikret, idari ve adli soruşturmalar geçirdiklerini anlattı. Fikret, “Temmuz 2016’da ilan edilen OHAL koşullarında üniversitelerimizden ihraç edildik, yetmedi örgüt propagandası suçlaması ile yargılandık. 822 Barış Akademisyenine dava açıldı. Cezalara çarptırıldık, hapis yattık. Seyahat özgürlüğümüzden, adil yargılanma hakkımızdan, sosyal güvencelerimizden yoksun bırakıldık. KHK’li olan arkadaşlarımızın seçilme ve seçme hakkı, velayet hakkı dahi tartışmaya açıldı. Tazminatlarımız verilmedi. Miras hakkı elinden alınanlar oldu. Barış Akademisyeni Dr. Mehmet Fatih Tıraş 46 KHK’li gibi hayatına son verdi” diye konuştu.
‘Barış talebimizin arkasındayız’
Anayasa Mahkemesi’nin 26 Temmuz 2019’da barış taleplerini ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirdiğini hatırlatan Fikret, bu kararla 522 akademisyenin beraat ettiğini dile getirdi. Fikret, “Henüz beraat etmeyen Barış Akademisyenleri de var. Hâlâ gasp edilmiş haklarımızı geri alabilmiş değiliz. Bize adres olarak OHAL icadı bir komisyon gösteriliyor. Oysa bu kurum sorunları çözmüyor, aksine çoğaltıyor. İşleyişi ve kararları tartışmalı. Adaleti geciktiriyor. Hâlâ değerlendirilmeyi bekleyen 33 bin dosya var. 406 Barış Akademisyeninin ve KESK üyesi bin 500 kamu emekçisinin dosyası da bekleyenler arasında. Buradan çıkan hukuksuz kararların mahkemelerce bozulması uzun yıllar alıyor. Sorunlarımız acil demokratik çözümler gerektiriyor. Barış talebimizin arkasındayız. Barış sözümüzü çoğaltacağız. Gasp edilen haklarımız için diğer kamu emekçileriyle birlikte mücadeleyi sürdüreceğiz” dedi.
Açıklamada akademisyenlerin talepleri şu şekilde sıralandı:
“* ‘Bu suça ortak olmayacağız’ bildirisinin imzacısı olup KHK ile ihraç edilen, sözleşmesi yenilenmeyen, sözleşmesi feshedilen, istifa etmek ya da emekliye ayrılmak zorunda kalan tüm imzacılar, talepleri halinde ihraç edildikleri kurumlardaki görevlerine geri dönebilmelidir.
* Araştırma görevlisiyken ihraç edilenlerin güvenceli bir kadroda işe dönüşü sağlanmalıdır. Öğrenimini sürdürenler öğrenim gördükleri kurumlarda görevlendirilmeli, doktorasını bitirenler doktor öğretim görevlisi olarak atanmalıdır. Doçentlik ve Profesörlük koşullarını yerine getirdiği halde kadro ataması askıya alınan Barış Akademisyenleri hak kazandıkları kadrolarıyla göreve dönmelidir.
* İşe alımda güvenlik ve arşiv soruşturması şartı, Anayasa’nın 20. Maddesi’nde güvence altına alınan ‘özel hayata saygı’ hakkına müdahaledir. Buna derhal son verilmelidir.
* KHK’lerle ihraç edilen barış akademisyenlerinin ve kamu emekçilerinin yurttaşlık haklarına yapılan tüm saldırılar ortadan kaldırılmalıdır. Pasaportları derhal geri verilmeli, bütün hak kayıpları tazmin edilmelidir.
* Hukuk devleti olmanın gereği yerine getirilmeli, OHAL KHK’ları kaldırılmalı, OHAL Komisyonu lağv edilmelidir. Taraf olunan uluslararası antlaşmalara ve hukuk kurallarına uyularak toplumsal barışın önü açılmalıdır.”
JinNews