Islahiye T Tipi Kapalı Cezaevi’nde koğuş araması sırasında darp edilen tutsakların yaraları için revir doktoru ‘Küçük kızarıklar’ şeklinde rapor düzenlerken, cezaevi müdürü hücreye konulan tutsaklara ‘ sizi koğuşa götürelim bu olayı kapatalım’ teklifinde bulundu
Türkiye ve Kurdistan’daki birçok cezaevinde İmralı’da süren tecride karşı boykot eylemi sürerken, hak ihlalleri de devam ediyor. Islahiye T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan Uğur Ürün ve İlhami İşçi’nin 26 Mart’ta yapılan koğuş araması sırasında gardiyanların şiddet ve tehditlerine maruz kaldığı öğrenildi.
Koğuş aramasında saldırı
Edinilen bilgilere göre, cezaevi idaresi tarafından her hafta gerçekleşen koğuş araması sırasında tartışma yaşandı. Tartışmanın ardından da Ürün ve İşçi, gardiyanların hem sözlü hem de fiziki şiddetine maruz kaldı. Darp edildikten sonra hücreye konulan tutsaklar, rapor almak için gittikleri revir doktoru tarafından muayene edilmedi. Olaydan haberdar olan avukatlar ise, Islahiye Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.
Cezaevine giderek tutsaklarla görüşen Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Dîlok (Antep) Şubesi Eşbaşkanı Yusuf Kartal duruma dair bilgi verdi.
‘Buranın ağası da paşası da biziz’
Kartal görüşmelerine dair şu bilgileri verdi: “Cezaevine gittiğimizde müvekkillerimizden İlhami İşçi’nin yüzünde birçok morluk ve yara izleri olduğunu gördük. Arama ekibine eşlik eden İşçi, koğuşta çamaşırlarını astıkları bir ipin cezaevi memurları tarafında kaldırılmak istendiğini, önceki aramada alınmadığını belirtmesi üzerine de ‘Sana mı soracağız lan! Buranın ağası da paşası da biziz’ çıkışıyla karşılaştığını anlattı. İşçi, bunun üzerine başgardiyan ile görüşmek istediğini söylüyor. Koğuşa gelen başgardiyan İlhami İşçi’yi dinledikten sonra ‘Benim hiç bir memuruma karşı gelemezsin. Burada istediğimizi yaparız’ dedikten sonra İşçi için ‘Alın bunu götürün’ talimatını veriyor. Ardından 4-5 gardiyan yere yatırdıkları İşçi’yi, tabiri caizse karga tulumba bir şekilde koğuştan çıkarmaya ve darp etmeye başlıyor. Bunu gören Uğur Ürün de karşı çıkıyor. Bunu görün başgardiyan, ‘Uğur’u da alın’ diyor. Her ikisi de feci bir şekilde darp edilerek koğuştan çıkarılıyor.”
Esat Oktay hatırlatması!
Her iki tutsağın da koğuşlarından çıkarılarak, tekli hücrelere götürüldüğünü ve şiddetin burada da devam ettiğini dile getiren Kartal, gardiyanların tutsaklara, “Siz Esat Oktay dönemine denk geldiniz mi? Gelmediyseniz hoş geldiniz”, “Mehmet Ağar dönemini yaşamadınız tabi, size daha fazlasını yaşatacağım” diyerek tehditlerde bulunduğunu söyledi.
Müdürden pişkin talep
Müvekkillerin o gün revir talebinde bulunarak, doktora çıkmak istediklerini ifade eden Kartal, tutsakları muayene eden revir doktorunun yüzlerindeki yaraları “küçük kızarıklar” şeklinde rapor ettiğini dile getirdi. Kartal, “Revir doktoru vücutlarının her yerinde kızarıklar ve morluklar bulunan müvekkilleri kontrol etmekten dahi imtina ediyor. Akabinde müvekkilleri tekrar tekli koğuşlara götürüyorlar. Cezaevi müdürü hücreye gelerek müvekkillere, ‘Sizi eski koğuşunuza götüreyim, bu olayı kapatalım’ diyor. Ancak müvekkiller bunun üzerinin örtülemeyeceğini, işkenceyi hiç bir şekilde kabul etmeyeceklerini beyan ediyorlar” diyerek kendilerinin de suç duyurusunda bulunduklarını söyledi.
Haber: Ceylan Şahinli / MA