Şehmus Güzel
İkinci turda 2017’de olduğu gibi yine Macron ile mi yarışacak? Bu henüz meçhul. Kimi yorumcuya ve Fransız siyasetinin yakın gözlemcilerine göre Marine Le Pen ikinci turda Macron’u yenebilir, Fransa tarihinde ilk kez aşırı sağcı, ırkçı, özgürlüklere düşman bir iktidarın yönetimine geçebilir
İlk turu bugün (10 Nisan), ikinci turu 24 Nisan günü yapılacak olan cumhurbaşkanlığı seçimine dördü kadın 12 aday katılıyor. Kadın adaylar: Sosyalist Parti’den Anne Hidalgo, ırkçı partiden Marine Le Pen (MLP), LR (Les Republicains. Cumhuriyetçiler) partisinden Valerie Pecresse, troçkist Lutte Ouvriere’den (İşçi Mücadelesi) Nathalie Arthaud.
8 Nisan’da, yani seçimin ilk turuna 48, resmi seçim kampanyasının bitimine birkaç saat kala son kamuoyu yoklamaları açıklandı: Bugünkü Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (EM) ile en yakın takipçisi ırkçı partinin adayı Marine Le Pen (MLP) arasındaki fark azalıyor. Birinci ankette EM yüzde 26, MLP yüzde 25, ikinci ankette EM yüzde 26,5, MLP yüzde 24.
Daha birkaç gün önce aradaki fark on puandı. Emanuel Macron’un son birkaç gün içinde yaptıkları beş yıl boyunca yapmadıklarıyla birleşince ve bir-iki kuşkulu icraatı daha ortaya çıkınca yıldızı kaydı. Irkçı parti adayı ise geçmiş seçim kampanyalarından çıkardığı derslerle hırçın hala yerine tatlı tatlı hikayeler anlatan teyze rolünü oynadı. Programının dehşet verici içeriğini anlatacağına, son fiyat artışlarıyla satın alma gücünün azalması vesilesiyle EM yönetimini yerden yere vurdu, ücretlerin artırılması için yapacaklarına ve benzeri “olumlu” noktalara dikkat çekti. Oy oranı arttı. Bu hızı sürerse birinci turu birinci olarak bitirmesi bile mümkün.
İkinci turda 2017’de olduğu gibi yine Macron ile mi yarışacak? Bu henüz meçhul. Kimi yorumcuya ve Fransız siyasetinin yakın gözlemcilerine göre Marine Le Pen ikinci turda Macron’u yenebilir, Fransa tarihinde ilk kez aşırı sağcı, ırkçı, özgürlüklere düşman bir iktidarın yönetimine geçebilir. Ama başka bir olasılık daha var: La France Insoumise (Başeğmez Fransa) lideri ve adayı Jean-Luc Melenchon (Jan-Lük Melenşon okunur) birinci turu MLP ile birlikte geçebilir ve ikinci turda MLP ile boy ölçüşebilir. Yani Macron ikinci tura bile kalamayabilir. Beşer yıllık tek dönem cumhurbaşkanlığı modası böylece Nicolas Sarkozy’den, François Hollande’dan sonra Macron ile sürmüş olur…
Bugün seçmenlerin önemli bir bölümünün beş yıllık berbat iç ve dış politikaları sonucunda “tout sauf Macron” (Macron hariç kim olursa olsun) dediği biliniyor. Macron dış politikada fiyaskodan fiyaskoya koştu: Afrika’da Mali ve Burkina Faso’dan askerlerini çekmek zorunda kalması. Suriye, Lübnan gibi tarihi dost devletlerle bozuşması. Türkiye ile hele bilhassa Erdoğan ile boy ölçüşmeye kalkışması. Bir parça madara olmasına yol açtı. Nihayet Putin ve Zelenski arasındaki arabuluculuk rolünün tam bir sıfırla sonuçlanması… “Avrupa’da Barışı Kurtaran” adam olacağını sanırken elinin bomboş kalması ve daha başka örnekler. Avusturalya’ya sattığı iddia edilen ama adı geçen devletin birkaç ay önce vazgeçtiği ve ABD’den satın almaya karar verdiği denizaltıları hikayesini de unutmayalım.
Fransalı seçmenler, yaşlanan Avrupa’nın kendini vazgeçilmez sanan, herkese ders verici devletinin burnundan kıl aldırmayan Jupiter mi, Cezar mı, General Charles de Gaule mü, Napolyon mu artık her neyse genç ve yakışıklı cumhurbaşkanı ile beş yıllık sözleşmeyi belki uzatmayacak.
İç politikada yaptıklarını anlatmayayım. Belki benzin fiyatını artırdığı için Sarı Yelekliler’in esmesini anımsatmalı yine de. Bir de çok övündüğü “işsizliği azalttım” iddiasını: Bu palavrası iki boyutlu: İşsizlikten yararlanma süresi bitenlerin işsiz listelerinden çıkarılmasını anmıyor bile. Genç işsizlerin “çırak” sözleşmesiyle ucuza ve çok kısa süreli işe alınmalarını da es geçiyor elbette.
Bugün bu ülkede dokuz milyon insan yoksul! 300 bin kişi yersiz yurtsuz. 30 bin çocuk sokakta gecelemek zorunda. Dahasını yazıyorum: Macron zenginlerin değil “çok zenginlerin cumhurbaşkanı” olarak anılacak. O nedenle cumhurbaşkanı seçilemezse işsiz kalmayacağından eminim. Bir büyük şirket yönetim kurulunda yeri hazır.
İkinci turda kim kazanır? Marine Le Pen ile Macron karşılaşırsa ikisinin de kazanma şansı olduğu ileri sürülüyor: Son kamuoyu yoklamalarına göre, ikinci turda karşı karşıya gelirlerse, Macron yüzde 51, Le Pen yüzde 49 oy olacak. Aradaki fark bu kadar az olunca teorik olarak, kamuoyu yoklamalarındaki yanılma oranı da göz önüne alınarak, Marine Le Pen’in de kazanma şansı olduğu ortaya çıkıyor.
O zaman Fransa “Büyük bir Macaristan” biçimine dönüştürülebilir. Daha bir hafta önce, 3 Nisan’da, milletvekili seçimlerini çok açık farkla kazanan Viktor Orban’ın Le Pen ile sıkı fıkı dost olduğu, Orban’ın Avrupa’nın ve dünyanın aşırı sağcı partilerinin lideri rolünü oynamak için can attığı da biliniyor.
Aynı gün Sırbistan’da hemen ilk turda oyların yüzde altmışını alarak yeniden cumhurbaşkanı seçilen Alexsandar Vuciç’i de unutmayalım. Polonya’nın dinci ve aşırı sağcı, ırkçı ve yabancı, Yahudi ve Müslüman düşmanı iktidar partisi ve yöneticilerini de. İsimlerini anmadığım diğerlerini de. Liste epey uzun…
Avrupa’nın sağa ama bilhassa aşırı sağa kaydığını, 1930’lara döndüğümüzü defalarca yazmamız boşuna değil. Fransa’da henüz zarlar atılmadı. Fransa için Jean-Luc Melenchon olasılığı da var. Bakalım. Önce 10 Nisan’da sonra 24 Nisan’da kazanmak lazım: Macron’a hak ettiği mütevazilik ve vaatlerini yerine getirmek dersi vermek; aşırı sağın, ırkçıların yükselişini önleyebilmek için.
Zor. Ama mümkün.